Herkese merhabalar. Kanada'da mücadele eden Simcoe County Rovers kulübünün Genel Menajeri (Müdürü) sevgili Ali Sözeri ile röportaj yaptık. Hem kendisi hem de takımı ile ilgili bilgiler verdi bize. Uzatmadan sizleri röportaj ile baş başa bırakıyorum. Herkese keyifli okumalar!
1) Öncelikle sizi tanımayan arkadaşlarımız için kendinizi tanıtır ve kulüp içerisindeki görevinizden bahseder misiniz?
Ben Ali Sözeri. İstanbullu bir ailenin çocuğuyum. Liseyi ve üniversiteyi Amerika’da okudum. Üniversiteyi Boston’da okudum. Devamında daha iyi hayat şartları sebebiyle Kanada’ya taşındım. Henüz daha bir yıllık bir kulüp olan Simcoe County Rovers’da 6 aydır çalışıyorum. Kulüp içinde A takımla ilgileniyorum. A takımın yanı sıra kulübün gündelik ve uzun vade yönetimiyle ilgili tüm alanlarda sorumluluklarım var. Hem teknik ekiple sahadayım, hem yönetimle beraber ofisteyim.
2) Bilmeyen arkadaşlarımız için ufak bir şekilde kulüpten de bahsedebilir misiniz?
Kulüp henüz çok yeni bir kulüp, 1 yıllık diyebilirim. Şu anda yarı profesyonel klasmandayız. Kanada’da lig yükselerek tırmanma diye bir sistem yok. Lige girmek için para ödemeniz gerekiyor. Tabi bunun yanında stadyum ve tesisler gibi yerleşim alanlarınızın da bulunuyor olması lazım. Yakın zaman içerisinde bunların hepsini gerçekleştirerek bir profesyonel kulüp olma amacımız var. Bu yönde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
3) Şu anda takım play-off içerisinde. Bu sene sizin için nasıl geçti?
Oldukça verimli bir sezon geçirdik diyebilirim. İlk hedefimiz 6. olmaktı. Yani play-off potasında bulunmak diyebilirim. Bunu başardık ve üstüne geçerek 4. olduk. Şimdi de kupayı almak istiyoruz. Umarım bu hedefimizi de gerçekleştireceğiz.
4) Yönetim olarak yakın ve uzun vadede planlarınız neler?
Az öncede belirttiğim gibi profesyonel bir takım olma hedefimiz yakın zaman içerisinde mevcut. Çünkü üst liglere girmemiz için bu tür zorunluluklarımız var. Tabi bunun yanı sıra oyuncu geliştirmeye de devam etmek istiyoruz. Her anlamda sürekli başarılılığı yakalamak en temel hedefimiz.
5) 6 aydır kulüptesiniz. Bireysel olarak kulüpteki serüveniniz nasıl geçti?
Bireysel olarak çok mutluyum. Ortam çok güzel. İşin hem saha içi hemde saha dışı ile ilgilendiğim için oldukça motive oluyorum. Yeni bir kulüp olamamız da bunda bir etken olabilir. Bir sistem oturtmaya çalışıyoruz. Gayet memnunum.
6) Gelecek yıllarda bireysel olarak kendi hedefleriniz neler?
Tabi futbolun dünya merkezi avrupadır. Orada olmayı çok isterim. Umarım bir gün oralarda bulunabilirim ama projeye bağlı olarak ülke farketmeksizin çalışabilirim. Bu ülke Türkiye’de olabilir, Katar’da olabilir, farklı ülkelerde olabilir. Önemli olan şeyin proje olduğunu düşünüyorum. Motive olursam bana gelen projelerde başarılı da olabilirim.
7) Amerika kıtasında "soccer" daha geri planda bir spor. Bunun sebebi nedir?
Amerika her anlamda çok farklı bir kıta. Kültür olarak büyük farklılıklar bulunuyor. Amerikan Futbolu, Basketbol, Beyzbol, Hokey… bu tarz sporlar çok daha ön planda ama avrupa futbolu da oldukça hızlı bir gelişim kaydetti. Şu an Kanada’ya göre de Amerika oldukça iyi konumda ama ileride Kanada’nın Amerika’yı geçeceğini düşünüyorum. Çünkü inanılmaz bir göçmen sayısı var. Dünyanın her yerinde geliyorlar. Bu da oradaki kültürün buraya yansıması oluyor. Her ne kadar “soccer” şu anda geri planda olsada ileride durumlar eşitlenecektir.
8) Gelişmekte olan Kanada Futbol ile ilgili neler düşünüyorsun? 2026'da Dünya Kupası'na ev sahipliği yapacak ülkelerden birisi.
Futbol diğer dünya ülkelerine göre çok daha yavaş ilerliyor, ama ilerliyor. 2010'lu yıllarla beraber büyük bir atılım gösterdi. Daha öncesinde hem Kanada hemde Amerika’nın kadın futbol takımları oldukça başarılıydı, hala da öyleler. Şimdi erkeklerde işin içine dahil oldular. Amerika ve Kanada milli takımları Katar’da düzenlenecek Dünya Kupası’na da katılacak. Taraftalar stadları dolduruyor, oyunun kendisi gelişiyor. Önemli oyuncular ülkeye geliyor. Gelişen bir futbol ekonomisi ve kültürü var.
9) Amerika kıtasındaki oyunu tanımlayacak olsanız nasıl tanımlardınız? Avrupa futbolundan farkları neler?
Sadece futbol ile ilgili değil, genel olarak tüm spor dallarında atletizm çok ama çok önemli. Bireysel bir oyun tarzına kayıyor iş. Ama bunun tek başına yaramadığını fazlasıyla görüyoruz, özellikle futbolda. Kültürü bu noktada yavaş yavaş aşacaklardır diye düşünüyorum.
10) Geçmiş kariyerinizde U21, U17 yaş kategorilerinde teknik direktörlük yaptığınızı görüyoruz. Sizce teknik direktörlük mü daha zor, yoksa kulüp yöneticiliği mi?
Bence ikisinin de ayrı ayrı zorlukları var. Birisi daha zor diyemem. Örneğin ben sahadan gelen birisi olduğum için o heyecan ve tutkuyu stadyumda otururken hissedemiyorum. Bence yöneticiliğin en zor kısmı bu, benim için. Teknik direktörlüğünde kendine göre zorlukları var tabi. Antrenör olarak çok rahatım. Yöneticilik kısmında da başarılı bir şekilde ileriyorum.
11) Sizin gibi yurt dışında menajer, teknik direktör veya yönetici olmak isteyen insanlara ne tavsiyelerde bulunursunuz?
Biraz klişe olacak ama en başta ingilizceyi bilmen gerekiyor. Kiminle masaya oturursan rahat bir şekilde anlayıp konuşman lazım. Teknik direktör olarak oyuncular ile iletişim halindesin, yönetici olarak sponsorlar ve çalışanlar ile iletişim halindesin. Devamında sektördeki insan ilişkilerinin sağlam olması lazım, insanlar ile iletişim halinde kalman lazım. Örneğin eski menajerimin bana futbol endüstrisinin nasıl işlediğine dair aynı zamanda bu serüvenimde yol göstermesi olsun çok yardımı dokundu. Bu tür güzel ilişkiler önemlidir.
Sizler için Simcoe County Rovers kulübünün Genel Menajeri (Müdürü) sevgili Ali Sözeri ile röportaj yaptık. Ali Sözeri'ye tekrardan teşekkürlerimizi sunuyoruz ve okurlarımıza destekleri için teşekkür ediyoruz. Bir başka röportajda görüşmek üzere!
Comments