Futbolcu ve Kaptan Arda Turan
30 Ocak 1987 yılında Bayrampaşa’da doğdu. Futbol aşkını Altıntepsi adlı amatör takımda ateşledi. 2000 yılında ise Galatasaray altyapısına adımını attı. 12 yaşında Galatasaray kariyerine başlayan Arda, 2005 yılına kadar altyapıda oynadı. A takımla ilk resmi maçına ise 22 Ocak 2005 tarihinde Türkiye Kupası maçında Bursaspor’a karşı çıktı. Sonraki sezon Vestel Manisaspor’a gelişmesi için kiralandı. Sadece yarım sezon sonra Galatasaray’a tekrar döndü.
2009-2010 sezonuna gelindiğinde ise henüz 22 yaşındaki Arda Turan, Galatasaray kulübünün kaptanı oldu ve 10 numarayı sırtında gördü. 2011 yılının Ağustos ayına gelindiğinde 12 milyon Euro’ya efsaneleşeceği Atletico de Madrid’in yolunu tuttu. Bu ödenen bonservis, Türkiye’de yurt dışına transferi gerçekleşen en pahalı Türk futbolcu transferiydi.
Atletico’da "EL TURCO" lakabını kazanan Arda; 1 kez La Liga, 1 kez UEFA Süper Kupası, 1 kez UEFA Kupası, 1 kez İspanya Kral Kupası ve İspanya Süper Kupası elde etti. Ayrıca Şampiyonlar Ligi finaline kadar yükseldi fakat finalde kupayı kaldıramadı.
"Geriye dönük gerçekleşmesini en çok isteyeceğim şey Şampiyonlar Ligi Finalini kazanmak olurdu." diyen Arda Turan, 15/16 sezonunda 34 milyon Euro karşılığında dünya devlerinden Barcelona’ya transfer oldu.
Daha sonra kısa bir dönem Başakşehir forması giydikten sonra çocukluk aşkı Galatasaray’a geri döndü ve kariyerini burada sonlandırdı. Şimdi ise en büyük hedefi ‘’Teknik Direktör’’ olmaktı.
Hoca Arda Turan
Ersun Yanal, Abdullah Avcı, Feldkamp, Rijkaard, Simeone, Luis Enrique ve Fatih Terim gibi önemli teknik adamlarla çalışan Arda Turan’ın en büyük hayallerinden birisi de iyi bir teknik adam olmak. Bu hayalini pek çok yerde dile getiren Arda Turan oyuncu olarak da olsa kısa bir dönem Fatih Terim’in yanında da bazı şeyleri gördükten sonra ve gerekli eğitimleri aldıktan sonra artık hoca olmaya hazırdı.
Teknik adamlık kariyerine başlayacağı kulüp onun için önemliydi. Basamakları doğru çıkmak, kariyerini doğru inşa etmek Arda Turan için çok önemli.
Taktiksel anlamda 4-3-3 ofansif bir Barcelona gördüğü gibi Simeone ile çalışarak kompakt savunma nasıl yapılır bunu da en iyi gören ve bunları sahada birebir uygulamış oyuncu Arda Turan.
Ek olarak Fatih hocanın beklere verdiği değeri ve üçüncü bölgedeki dominantlığını da dinç ve sağlam zihinle deneyimledi. Pep’in sisteminin de Arda Turan’ı etkilediğini biliyoruz. Tüm bu felsefeleri hibrit yaparak çok yönlü bir futbol oynatmayı amaçladığını söyledi.
Çok zorlu bir göreve çıkacak. Elindeki oyuncu grubunu nasıl şekillendireceği ve bu hibrit oyunu sahaya nasıl yansıtacağı çok önemli.
Eyüpspor – Arda Turan
Geçtiğimiz günlerde Eyüpspor ile anlaşan Arda Turan hocalık kariyerine ilk adımını böylece atmış oldu. Ligde 57 puanla üçüncü sıradayken saha kenarına geçen Arda Turan, ilk maçına 16 Nisan akşamı Göztepe deplasmanıyla çıktı.
Geriden topla oyun kurmaya yönelik bir oyun oynattı ilk maçında Arda Turan. 4+2 / 3+2 / 2+1 buildup yaparak topla çıkmaya çalıştı Eyüpspor. Bekler ise çizgide bekleyerek takıma genişlik verdiler. İç koridorlara fazla yerleşmedi bek oyuncuları. Topa hakim olan taraf hep Eyüpspordu. Özellikle değişikliklerden sonra ikinci yarı bu daha da göze çarptı.
Bu maç özelinde topa hakim olan taraflardı ama topu fazla efektif kullanamadılar. Ayrıca Göztepe’nin doğru ve etkili baskısı Eyüpspor’un işini baya zora soktu diyebilirim. Üretkenlik anlamında iyi bir maç çıkarmadı Eyüpspor. Zaman zaman topu ceza sahasına şişirerek pozisyon oluşturmayı da amaçladı Eyüpspor. Yani sadece topa hakim olmadılar.
Göztepe deplasmanında 1-0 mağlup olan Arda Turan böylece kariyerinin ilk maçında mağlup ayrılmış oldu. Elbette tek maçta her şeyi göremeyiz. Sahaya yansıtmak istediği çok güzel düşünceleri var. Eyüpspor’un Süper Lig’e çıkma ihtimali de var. Bakalım Arda Turan bu süreçte nasıl hareket edecek.
ความคิดเห็น