top of page

Ayresome Park Mucizesi

Güncelleme tarihi: 1 Nis 2023

Anısı biz olalım bu sokakların

ve hiç durmadan yağmur yağsın

Biz gürültüsüz sözcükler bulalım

sarmaşıklar fısıldaşsın yine

Gidersek birlikte gideriz

yeni sevinçler buluruz hüzne benzeyen

Ahmet Telli

1966 öyle bir sene ki… Avrupa ve Türkiye’de 68 kuşağı olayları daha başlamamıştı. Total futbolun temelleri yeni yeni atılıyordu. Pop Art yenice akım haline gelmişti. Ajda Pekkan’ın yaşı ve fiziği henüz bir oksimoron oluşturmuyordu… Ahmet Telli’nin yukarıdaki şiiri yazmak için derde düşmesine de epey bir vakit vardı. Ve neredeyse bütün topraklarda bilumum sıkıntılar yaşanıyordu… İngiltere, yıllar önce FIFA karşıtlığını - bir bakıma futbolun tek sahibi olma kibrini- bir kenara bıraktı. Macaristan bozgunu İngilizleri, kasketlerini önlerine koyup düşünmeye sevk etti. Kapalı ve kibir dolu futbol anlayışları daha önce çok kez madara edilmişken, sonuncusu değişiklik anlayışına itti. Ve 1966 Dünya Kupası için ev sahipliği modern futbolun doğduğu İngiltere seçildi.


Yazının ilk paragrafı size İngiltere’nin şampiyonluğunu anlatacak gibi gelmiş olabilir zira yazarken bana da öyle hissettirdi ancak bu yazının İngiltere’yle alakası sadece bir stadyum. Çünkü o stadyumda Dünya Kupası tarihinin en büyük sürprizi yaşandı. Kuralar çekildiğinde; Sovyetler Birliği, Şili ve İtalya’nın yanında bir takım daha vardı. O gün kurayı çekenler muhtemelen, Kuzey Kore için tarihin en şanssız kuralarından birini Kuzey Kore’ye çektiklerini düşündüler. Aslında önyargılı bir bakış açısıydı çünkü Kuzey Kore kuruluşundan beri sahip olduğu yönetim anlayışıyla kapalı bir kutuydu. Futbolda onları hafife almak en basit tabiriyle önyargılı olmaktı. Sürpriz yumurtayı açmadan içinden hangi oyuncağın çıkacağını bilemezsiniz. İngiliz Hükümeti için bu sürpriz yumurta pek hoşnutluk vermiyordu çünkü hem ülkenin yapısı gereği, hem de aralarında daha önce hiç diplomatik ilişki bulunmaması, Kuzey Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti için vize vermek konusunda şüphe uyandırıyordu. Vize için anlaşma tek şarta bağlı olarak gerçekleşti, ‘’Demokratik Halk Cumhuriyeti’’ ibaresinin turnuvada kullanılmaması.


Turnuva başladığında D Grubunun ilk maçında, SSCB ile Kuzey Kore karşı karşıya geldi. Çoğunluğun tahminini doğru çıkaran bir sonuçla SSCB 3-0’lık net bir skorla galip geldi. Kuzey Kore için bu maçla birlikte ‘’averaj takımı’’ izlenimi oluşmaya başladı. Grubun diğer maçında İtalyanlar, Şili’yi 2-0’lık skorla geçerek, grupta ilk iki için mücadele edeceklerini düşündüler. Sıra ikinci maçlara geldiğinde grubun iki favorisi karşı karşıya geldi. Denk güçlerin kapışmasında kazanan tek golle SSCB oldu. Grupta son iki için aday gösterilen Kuzey Kore ve Şili karşı karşıya geldi. Şili 27. dakika da Ruben Marcos’la öne geçti. Maçın sonlarına gelirken Kuzey Kore, Pak Seung-Zin’in golüyle Ayresome Stadyumundaki ikinci maçtan ilk puanını kazandı ve son maça zayıf da olsa bir ihtimal taşıdılar.


Kuzey Kore gruptaki bütün maçlarını Middlesbrough’nun stadyumu Ayresome Park’ta oynadı. Peri masalının başladığı bu stadyumda oynanan Şili-Kuzey Kore maçı turnuvanın en az seyircili maçı olarak tarihe geçti. Bu istatistik son maçta önemini kaybedecekti. İtalya maçı, yine taraftarların az rağbet gösterdiği ve çoğu Middlesbrough taraftarı olan seyircilerin Kuzey Kore’yi umutsuzca desteklediği bir yaz etkinliği gibiydi. Aslında Middlesbrough taraftarlarının onları sevmelerinin tek sebebi underdog olmaları değildi. Grup maçlarına hazırlıklarını, halkın arasına girerek kimya sanayi tesislerinde yaptılar. Ve halkla kopuk olmak yerine, halkla iç içe girerek kaynaştılar. İnsanlara işlerinde yardım ettiler. Middlesbrough halkıyla, Kuzey Kore arasında resmi ve diplomatik olmayan bir kardeşlik bağı oluştu.


Son maç gelip çattığı zaman stadyumda, Şili maçına oranla biraz daha fazla seyirci vardı. Yaklaşık 19 bin taraftar neye şahit olacaklarını bilmeyerek o stada gittiler. Kuzey Kore temkinli bir oyunla başlamış ve İtalya’da skorun getirisini bilerek rehavet içerisinde kontrollü bir oyuna meyletmişti. Dakikalar 42’yi gösterdiğinde İtalyanların rehavetini bozacak gol Pak Doo-İk’ten geldi. Golle birlikte özellikle kentin sakini taraftarlar çığlık çığlığa sevinç yaşadılar. İkinci yarı, futbol tanrıları o stadyumdan Azzurilerin çıkmasını istemiyor gibiydi ve bildiğiniz gibi tanrının dediği olur. İtalya, erken rezervasyon yapmadığı için muhtemelen bilete biraz fazla para ödemiştir dönüş yolculuğunda. Madalyonun öbür yanından bakacak olursak, Kuzey Kore’nin biletleri açık bilete dönmüş müdür bilemeyiz ama bildiğimiz tek şek Kuzey Kore’nin ülkelerine planlanandan geç döneceğiydi.

Çeyrek Final karşılaşması, Liverpool kentinde Goodison Park Stadında oynandı. Rakip Portekiz’di ve 3 bin M’Boro taraftarı Kuzey Kore’yi desteklemek için Liverpool’a gitti. Maçın başlangıcını ele alacak olursak, Portekizliler ya gazete okumuyorlardı ya da Eusebio’ya çok fazla güveniyorlardı. Maçın ilk 25 dakikasında Asya’nın mağrur ekibi 3-0 öne geçti. Portekizliler hatta tüm Dünya olanın biteni algılamaya çalışıyordu. Sahada kafası rakibe odaklı Eusebio olmasa belki peri masalı ve bu yazı çok daha uzun olabilirdi. Skorun verdiği rehavetle, karşılarında Portekiz yokmuş gibi açılan Kuzey Kore Eusebio’yu çok tanımıyor gibiydiler. 61.dakika da 4-3 geriye düşmenin verdiği hüzün sadece Korelileri değil underdog fetişistlerini de üzdü. Son dakikalara gelindiğinde, tabelada Portekiz lehine skor bir kez daha değişmişti. Korelilerin bilet alma zamanları gelmişti.



1996 yılına geldiğimizde, Middlesbrough kulübü yeni stadı Riverside’a geçerken, Ayresome Park stadyumunun yıkım işlemi başladı. Stadyumun yerine 138 tane teraslı yarı müstakil ev yapımı kararı alındı. Stadyumun yıkılışı, dünya çapında haber oldu. İtalyan gazeteciler, futbol tarihlerinin en yüz kızartıcı elenmelerinin gerçekleştiği yerin yıkılacağının doğru olup olmadığını öğrenmek istediler. Aslında şehirde, stadın yerine yapılması öngörülen iki aday vardı, ya yarı müstakil daireler ya da büyük bir süpermarket. Şehirde oylama yapıldı ve süpermarket seçimi 1 oyla kaybetti.


Ekim 2002’de İngilizler, 1966 Dünya Kupasından hayatta olan 7 futbolcu ve dönemin teknik direktörünü, Dünya Kupası belgeselinin lansmanı için İngiltere’ye davet ettiler. Koreliler şehre geldiğinde, yerel gazeteler İtalya’yı eleyen golü atan Pak Do-Ik için özel basım seri hazırladılar. Ama Koreliler için tek sürpriz o değildi. Ayresome Park’ın yerine inşa edilen daireleri gezerken, Pak Do-Ik’in gözüne yerde bulunan bir bronz döküm takılır. O bronz döküm, Pak Do-Ik’ın İtalya’yı eleyen golü attığı noktadır.



Kuzey Koreliler için o eşsiz stadyumun yıkılması, bir iç burukluğu oluşturduysa da, kendileri için özel bir anın İngilizler tarafından ölümsüzleştirilmesi aynı derecede bir hoşnutluk meydana getirdi. Ek olarak o oylamayı Süpermarket inşaatını yapan inşaat firması kazanmış olsaydı, bu yazıyı okumak yerine, farklı bir şeyler yapıyor olurdunuz. God Save The Voter.

bottom of page