Katar’da düzenlenecek FIFA 2022 Dünya Kupası’na aylar kaldı. 1930’dan beri düzenlenen kupada hepimizin hafızasına kazınan birçok ilginç olay oldu. Aşağıda bahsedeceğim olayları belki bazılarınız hatırlamayacak, bazılarınız ise tarih verildiğinde direkt aklına o yaşanmış ilginç olay gelecek. Hem hafızanızı tazelemek hem de Dünya Kupası heyecanınızı katlamak adına sizler için bu yazıyı derledim. O zaman başlayalım.
İkinci Tanrı’nın Eli Vakası
Hepimiz 1986 Dünya Kupası’nda Maradona’nın elle attığı golü hatırlarız. Maçtan sonra yaptığı “O benim değil, Tanrı’nın eli” açıklamasıyla hafızalarımızda yıllarca yer etti ve unutulmazlar arasına girmişti. Bundan yaklaşık 12 yıl önce ise yine bir çeyrek final maçında Uruguay ve Gana karşı karşıya geldi. Maçın normal süresi 1-1 bitmesi ile beraber uzatmalara geçildi. İkinci uzatma devresinin son dakikalarında Uruguay kalesinde yaşanan pozisyonda Asamoah Gyan’ın kafa vuruşunda Uruguay forveti Luis Suarez çizgi üzerinde topu eliyle çıkarttı ve kırmızı kartla oyundan atıldı. Topun başına geçen Asamoah Gyan, topu üst direğe nişanlayarak Gana adına ayağına gelen fırsatı kullanamadı. Karşılaşmada penaltı atışlarına geçilirken Uruguay Gana’yı penaltılarla 5-3 mağlup ederek yarı finale yükseldi. Maçtan sonra Suarez’in ‘‘Gerçek Tanrı’nın eli benimki. Turnuva’nın kurtarışını yaptım.’’ açıklamaları dünyada büyük ses getirmişti ve unutulmaz olaylar arasında yerini almıştı.
Türkiye’nin Dünya Kupasına İlk Katılışı
2. Dünya Savaşı nedeniyle 1942 ve 1946’da düzenlenemeyen Dünya Kupası, 2. Dünya Savaşı sonrası ilk kez 1950’de Brezilya’da düzenlenmişti. Türkiye kupaya katılma hakkı kazanmasına rağmen ekonomik imkanlardan dolayı kupaya katılma şansını kaçırmıştı. 1954’de kupaya katılma hakkı kazanmak için Türkiye İspanya’yı geçmek zorundaydı. İlk maçı İspanya’da 4-1 kaybeden Türkiye, ikinci maçta 1-0’lık sonuçla galip geldi. Gol averajının uygulanmadığı kupada sonucu belirlemek için üçüncü maç Roma’da oynandı. Maçın normal süresi ve uzatmaların 2-2’lik sonuçla bitmesinin ardından o zamanlar seri penaltı atışı kuralı olmadığından dolayı kupaya gitmeye hak kazanan ülke kura ile belirlenecekti. Tribünlerden Franco Gemma adında bir çocuk sahaya indirildi ve gözleri beyaz bir bezle bağlanıp iki kağıttan birini seçmesi istendi. İspanyollar çocuğun adının ünlü İspanyol diktatör Franco ile aynı ada sahip olmasından dolayı kupaya kendilerinin gideceği inancına içten içe sahipti. Franco’nun seçtiği kağıttan Türkiye’nin çıkmasıyla beraber Türkiye Milli Takımı oyuncuları çocuğu sevinçten omuzlarda taşıdılar. Daha 10 yaşında olan bu İtalyan çocuk sayesinde Türkiye tarihinde ilk kez kupaya katılmıştı. Sonrasında medyaya röportaj veren Franco o anları şöyle anlatıyordu: "Evimiz stada yakındı ve biz maçlara hep bedava girerdik. Goller atıldı, maç bitti. Stattan çıkarken iki polis memuru peşime düştü. Ben koştum onlar kovaladı ve sonunda yakalandım. Maça beleş girdiğim için yakalandım sandım, bırakmaları için yalvardım. Bırakmadılar, gözlerimi beyaz bir mendille bağlayıp, bir kupanın içindeki iki kağıt parçasından birini çekmemi istediler. Korkarak sağ elimi götürdüm parmaklarıma çarpan ilk kağıdı çıkarttım. Elimden kağıdı alan kişi ‘‘Turchia’’ diye bağırdı. Ardından Türk futbolcuları beni havaya kaldırdılar. Yüzümü gözümü öptüler. Bu arada sonradan İspanyol olduklarını öğrendiğim bazı futbolcular yüzüme tükürdüler." Kupaya ilk kez katılan milli takımımız gruplardaki başarısız performansıyla sonraki turlarda yoluna devam edemedi.
Suarez’in Chiellini’yi Isırması
2010 Dünya Kupası çeyrek finalinde topa çizgi üzerinde müdahale ederek takımının kaderini değiştiren Luis Suarez, 2014’te de olay adam olmaya devam ediyordu. D grubunda oynanan İtalya - Uruguay mücadelesi 0-0 devam ederken maçın 79. dakikasında Luis Suarez’in İtalya stoperi Giorgio Chiellini’yi ceza sahası içerisinde ısırmasıyla beraber ortalık karışmıştı. Chiellini omzundaki diş izlerini maçın hakemine göstermesine rağmen hakem tarafından dikkate alınmayarak oyuna devam edildi. Maç sonrasında FIFA tarafından incelenen pozisyonda Luis Suarez’e futboldan 4 ay men kararı verildi. Daha önce de Liverpool - Chelsea maçında Sırp defans oyuncusu Ivanovic’i ısırarak gündeme gelen Luis Suarez, bir bahis şirketinin kupa başlamadan önce Suarez bir oyuncuyu ısırır bahsine 1’e 175 verdiği de dedikodular arasındaydı.
Kim İtalya’yı dışarı atarsa İtalya'da onu dışarı atar.
"Wer Italien rauswirft den wirf italien raus"(Kim İtalya’yı (kupadan) dışarı atarsa İtalya'da onu dışarı atar.) 2002 Dünya Kupası’nda oynanan Güney Kore-İtalya maçından sonra Alman basınının attığı başlık buydu. Ülkemiz için ayrı bir öneme sahip olan 2002 Dünya Kupası’nda yaşanmış trajikomik bir hikayeden bahsetmek istiyorum sizlere. Son 16’da karşı karşıya gelen ev sahibi Güney Kore ile İtalya arasında oynanan maç uzatmalarda Güney Kore’nin 2-1’lik üstünlüğü ile sonuçlandı. Maçın 18. dakikasında Vieri ile öne geçen İtalya maçı 88. dakikaya kadar 1-0 önde götürdü. 88’de beraberliği bulan Güney Kore bulduğu bu golle maçı uzatmalara götürmeyi başardı. Maçın 115. dakikasında İtalya’da Perugia forması giyen Ahn Jung-Hwan adlı futbolcunun attığı altın golle maçı 2-1 kazanan Güney Kore adını çeyrek finale yazdırmayı başarmıştı. Maçtan sonraki gün Perugia Başkanı Alessandro Gaucci Koreli futbolcunun sözleşmesini feshetti. Aynı zamanda Serie A’da forma giyen ilk Güney Koreli futbolcu olan Ahn, görevini yapmış bir futbolcu olarak takdir edilmesi gerekirken Perugia takımı tarafından hain ilan edilmişti. Konu ile alakalı Perugia Başkanı Alessanndro Gaucci İtalyan basınına yaptığı açıklamada "Ahn’ı bir daha görmek istemiyorum onu kucaklayan bir ülkeyi sırtından bıçakladı." açıklamalarında bulunmuştu.
Gemiler Gider Aydın Ufuklara: Conte Verde
Sizlere Nazım Hikmet’in hasret şiirinin ilk dizesiyle veda etmek istiyorum. İlk Dünya Kupası’nın ne tür zorluklarla yapıldığını bahsederek... 1930 yılında yapılan İlk Dünya Kupası Uruguay’da düzenlenmişti. Bütün maçlar Uruguay’ın başkenti Monteviedo’da oynanacak ve zamanın ekonomik şartları nedeniyle kupaya sadece 13 takım katılacaktı. Buna rağmen Belçika, Fransa, Romanya gibi ülkeler 3 hafta sürecek bir gemi macerasıyla Uruguay’a ulaşacaktı. İşte o geminin adı Conte Verde (Yeşil Kont). Yeşil Kont’un içerisinde dört ülkenin dışında üç hakem, FIFA Başkanı Rimet, delegeler ve ilk şampiyonun kaldıracağı kupa vardı. Avrupa’da yaşayan Uruguaylı diplomat Enrique Buero hem bu geminin hem de turnuvaya katılan diğer ülkelerin bütün yol masraflarını üstlenmişti. Rio de Jenario’da durup Brezilya’yı da almışlardı. Uzun sürecek yolculuk nedeniyle takımlar güvertede antrenman yapmaya bile başlamışlardı. Dünya Kupası tarihinin ilk golünü atan Fransız oyuncu Laçiner Laurent Conte Verde günlerini şöyle anlatıyordu: "Taktik konuşmalar veya benzerleri yoktu. Sadece güvertede koşuyorduk. Hep koşuyorduk. Arada zıplıyor, merdivenleri koşarak çıkıyor ve ağırlık kaldırıyorduk. Hava soğuyuncaya kadar yüzme havuzunu da kullandığımız oluyordu. Bazen çalışırken komedyenler ya da müzisyenler bizi eğlendiriyordu. Tam bir yaz kampı gibiydi."
Comments