Çete lideri bir baba, tahtadan ve çinko çatıdan oluşan bir baraka ev, uyuşturucu bataklığının içinde geçen bir çocukluk, etrafta sürekli patlayan silahlar ve cinayetler… Bunları duyduğumuzda aklımızda canlanan manzara pek de iç açıcı değil. Ama bazı insanlar tam da böyle bir bataklığın içinde hayata başlamak ve tutunmak zorunda. Tıpkı Leon Edwards gibi…
25 Ağustos 1991’de Jamaika’nın Kingston şehrinde dünyaya geldi. Babası "General" lakaplı bir çete lideriydi. Uyuşturucu ve silah kaçakçılığı yapıyordu. Yaşadığı bölge ve hayat şartları ne kadar kötü olsada Edwards, verdiği röportajlarda yinede çocukluğundan bahsederken iyi bir şekilde bahsediyor çünkü doğduğu yerdeki herkesin de onun gibi bir hayat sürdüğünü ve bu durumun ona normal geldiğini söylüyordu. Coğrafya kaderdir, sözünün tam anlamıyla gerçeklik bulmuş hali…
Leon, 9 yaşındayken babası İngiltere’ye gitmişti. Kısa bir süre sonrasında buradan bir ev satın alıp ailesini de yanına getirdi. İngiltere’nin Birmingham bölgesine taşınan bu aile için yeni bir hayat başlayacaktı. Babası burada da criminal işlerin peşini bırakmıyordu ve neticesinde de Londra’da bir gece kulübünde öldürüldü. Babası öldüğünde Leon 14 yaşındaydı. Annesi evlere temizliklere gidiyor ve kıt kanaat evini geçindirmeye çalışıyordu. Leon ise babasının izinden gitmeye başladı. Uyuşturucu ve alkol kullanıyor, bıçaklama ve kavga suçlarından birkaç kez hapse de girmişti. Annesi oğlunun kaderide babasınınki gibi olmasını istemiyor ve Leon’u bu kötü yoldan çıkarmak istiyordu. Bir gün Leon ile annesi tesadüfi bir şekilde evlerine yakın bir yerde "ULTIMATE TRAINING CENTRE" adlı bir dövüş salonu açıldığını gördü. Leon buraya gitmek istedi, annesi de oğlunun sokaklardan ve beladan uzak durması adına Leon’u bu dövüş salonuna yazdırdı.
Leon’un belki de en büyük şansı her ne olursa olsun arkasında duran ve onu destekleyen bu koca yürekli anneye sahip olmasaydı. Hala daha her dövüşünden sonra ilk annesini arıyor ve gücünü annesinin ona olan inancından aldığını söylüyor.
Leon, ULTIMATE TRAINIG CENTRE’da hayatının değişeceği bu dövüş salonunda 17 yaşında antrenmanlara başladı. Yaşamı boyunca kavgayla hep iç içe olan Leon, doğuştan gelen yeteneğini de çok iyi kullanıp arkadaşlarının arasından hızlıca sivriliyordu. Çete döneminde arkadaşları ona "Rocky" lakabını takmıştı.
Profesyonel dövüş hayatına "BAMMA" dövüş organizasyonunda başlayan Leon, burada yıldızını parlatarak Welterweight kemerine ulaştı ve UFC’den sözleşmeyi kaptı. UFC’de ilk dövüşüne 8 Kasım 2014’de çıkan Leon, kariyerine mağlubiyetle başlasada yoluna iyi bir şekilde devam ediyordu. İlk önemli maçına, UFC’nin o zamanki yıldızı belki de en önemli figürü olan Kamaru Usman karşısında çıkacaktı. Maç öncesi iki dövüşçüyü analiz ettiğimizde Leon’un ofansif bir stricker olduğunu, defansif anlamda özellikle yer savunması ve güreşinin kariyerinin ilk yıllarında pek de gelişmediğini görüyoruz. Kamaru Usman’a baktığımızda ise tecrübeli, hem ayakta hem yerde son derece iyi ve dominant güreşiyle öne çıktığını görüyoruz. Bu maçın sonucu pek de sürpriz olmayan bir sonuçla, Kamaru Usman’ın galibiyetiyle son buldu. Bu maç sonrasında Jui Jitsu ve güreşini geliştirmek için Amerika’ya gitsede aradığını bulamadı ve Birleşik Krallığa geri döndü.
Kamaru mağlubiyetinden sonra hiç maç kaybetmedi ama kariyerinde birçok şanssızlıkla karşılaşacaktı. Sosyal medyayı aktif kullanmıyordu ve yapı itibariyle içine kapanık, maç öncesi trash talklarda şovdan uzak, rakipleriyle söz dalaşına girmeyen, çirkeflik yapmayan biri olmasından kaynaklı bir türlü hak ettiği değeri göremiyordu. Bana kalırsa bu durum günümüz insanlarının yapılan işten çok şova ve soytarılığa düşkünlüğünün en net göstergesi.
Leon için işler istediği gibi gitmiyordu. Önce Gunnar Nelson ile kendi evinde, İngiltere’de düzenlenen maçta kendi vatandaşları tarafından yuhalandı, bu maçı kazansada maç sonrası Masvidal’in saldırısına uğradı ve aldığı darbeler sonucu yüzünde bir yırtılma meydana geldi.
Leon’a bir darbede, 2020’de tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi döneminden geldi. Bu süreçte maçları iptal edildi, UFC ile ters düştü ve sıralamadan çıkarıldı. Kariyeri tam anlamıyla çıkmaza giren Leon, UFC ile arasını düzeltmeye çalıştı ve nitekimde 2021 Mart’da Belal Muhammed ile maçı kaptı. Son dövüşünün ardından neredeyse 2 yıl geçmişti. Uzun süre antrenmanlara ara vermiş, maç kondisyonunu kaybetmişti. Ama Leon her şeye rağmen baştan başlamaya karar verdi. Belal Muhammed maçına çok hızlı başlayan Leon, maçı domine ediyor ve rakibine nefes aldırmıyordu. Her şey yolunda giderken 2. rauntta istem dışı şekilde parmağı rakibinin gözüne girdi ve maç sonuçsuz sona erdi.
Yine olmamıştı, maç sonunda annesini aradı ve gözyaşlarına engel olamadı. Leon tam anlamıyla baskının ve bunalımın içindeydi. Ama pes edemezdi, gerçek bir şampiyon gibi davrandı ve yoluna zor da olsa devam ediyordu. Bu talihsiz olaydan 3 ay sonra Nate Diaz ile karşı karşıya geldi. Kıran kırana geçen maçta Leon rakibi Diaz’ı hakem kararıyla yendi fakat galibiyetinden çok Diaz’ın son rauntta Leon’u yumruğuyla sarsması ve maç içinde ona aşşağılayıcı hareketler yapması gündem oldu yani Leon istediği yükselişi yine yapamadı.
Her dövüşçünün kariyerinde bir kırılma anı, ya tamam ya devam anları vardır. Leon için o an gelmişti. Yıllardır süren şanssızlıklar, hastalıklar, iptal edilen maçlar ve daha nicesi… Leon için UFC 278 gecesi kemer maçı ayarlanmıştı. Rakip 7 sene önce kaybettiği ve son mağlubiyetini aldığı Kamaru Usman’dı. Yıllardır hayali olan Welterweight kemerine ulaşmaya son 1 adım kaldığının farkındaydı.
Bu ikili arasındaki maç başlamış, Leon ilk rauntta Usman’ı yere alarak güreşini ve defansını geliştirdiğinin sinyallerini vermeye başlamıştı. Ama sonraki rauntlar için işler pek de istediği gibi gitmiyordu. Usman maçı domine ediyor ve adım adım zafere koşuyordu. Son raunt öncesi koç Dave Lovell, Leon’u sözleriyle adeta hayata yeniden döndürmüştü. Ona "Dinle, kendine acımayı bırak artık! Kendine gel, senin sorunun ne? Bu maçı ateşten çekip çıkarmak zorundasın. Hadi Leon, bunu yapabilirsin!" diyerek seslendi. Son raunt başlamış eğer maç hakem kararına giderse Usman’ın kazanacağı kesindi ve Leon bunun farkında olarak tüm skillerini ortaya koydu. Maçın bitimine 1 dakika kala belkide dövüş tarihinin seyrini değiştirecek o yüksek tekme geldi. Leon, Usman’ı high kick ile yakaladı ve yere serdi. Rocky filmi gerçek olmuş, Leon Edwards UFC Welterweight kemerini beline takmıştı.
En son maçını ise Amerikan dövüşçü Colby Covington’a karşı gerçekleştirdi. Bu karşılaşmada maçtan çok, maç öncesi gerçekleşen trash talk gündeme geldi. Colby, Leon’un ölmüş babasına laflar ederek maç öncesi Leon’u duygusal ve mental yönden yıkmaya çalışmış ve onun dengelerini alt üst ederek psikolojik üstünlüğü ele geçirmeyi amaçlıyordu. Leon, bu tatsız konuşmalardan etkilensede maç anında soğukkanlılığını korudu ve Colby’yi hakem kararıyla mağlup etti.
Leon’un kariyeri işte böyleydi. Tahta barakada başlayan bir hayat, çete lideri bir baba, uyuşturucu kullanımı, yeni bir ülke, 17 yaşında başlayan dövüş hayatı, sayısız şanssızlıklar ve en sonda ulaşılan şampiyonluk. Bu adamdan öğreneceğimiz, çıkaracağımız birçok ders var. Hayata şanslı başlayamayabiliriz, aksilikler, türlü belalar peşimizi bırakmayabilir ama her ne olursa olsun bir amacımız varsa ve buna yürekten inanmışsak bizi hiçbir şey yolumuzdan edemez.
Şimdilerde adı Islam Makhachev ile anılıyor. Islam, kilo yükseltip bir üst siklete çıkar ve bu maç gerçekleşirse son zamanların en ses getiren karşılaşmalarından biri olacağı kesin. Dana White’da bu fırsatı kaçırmak istemez. Bundan sonraki rakip kim olursa olsun, Leon yoluna hız kesmeden devam ediyor. Sosyal medya paylaşımlarından anlayacağımız üzere patlayıcı güç idmanları ve ağırlık çalışmalarıyla, gücünü ve dayanıklılığını maksimuma çıkarmak istiyor. Zaten kondisyon sorunu da yaşamadığından ve üst düzey bir stricker olan Leon, güreşini ve defansını da maksimuma çıkardığında, sikletinde ona karşı koyabilecek neredeyse kimse kalmayacak gibi görünüyor.