Sevgili Linesman okurları, EuroBasket 2022 A grubunun üçüncü maçlarını ele alacağımız yazımıza hoş geldiniz. Türkiye’nin de yer aldığı A grubunda tabiri caizse ortalık karıştı. Belçika’nın İspanya, Gürcistan’ın ise Türkiye galibiyeti gruptaki dengeleri epey değiştireceğe benziyor. Gelin, hiç vakit kaybetmeden üçüncü maçların açılışı olan Karadağ-Bulgaristan mücadelesinin analiziyle başlayalım.
KARADAĞ 91-81 BULGARİSTAN
Karadağ, zayıf rakibi Bulgaristan'a karşı 91-81’lik skorla galip gelerek gruptaki 2. galibiyetini aldı ve ilk dört iddiasını sürdürdü. Karadağ’ın, turnuva başından itibaren devam ettirdiği pozitif oyunu meyvesini vermeyi devam ediyor. İlk iki maçta skor üretimini Perry ve Dubljevic temelinde oluşturan Karadağ, bu karşılaşmada ikilinin yanına Mihailovic, Drobjnak ve Radovic'i ekledi. 5 isminde çift haneleri görmesi biraz da Bulgaristan'ın açık savunması sayesinde olsa da inisiyatif alıp potaya gitmeleri veya şut kullanmaları Karadağ açısından oldukça değerli. Öte yandan Mihailovic'e ayrı parantez açmak isterim. Geçtiğimiz sezon Mornar'da, 16.6 sayı ortalamasıyla göz dolduran Mihailovic'in aynı randımanı milli takımında da yakalaması Karadağ'ı hücumunu zenginleştiriyor. Karadağ’ın, zenginliklerini iyi kullanarak gruptan çıkmasını bekliyorum.
Bulgaristan'da her zaman olduğu gibi Sasha Vezenkov'un tek kişilik dev direnişi vardı. Final çeyreğinin son 2-3 dakikasına kadar takımını ayakta tutmayı başardı. Fakat Karadağ'ın sert savunması devreye girince tek başına yeterli olmadı. Bulgaristan'ın hem turnuva özelinde hem de Dünya Kupası elemelerinde başarı sağlaması için Dee Bost'un oyunun içinde olması şart. 3 maçta sıfır galibiyetle grubun dibinde olan Bulgaristan’ın gruptan çıkma hayalleri epey uzakta.
BELÇİKA 83-73 İSPANYA
Pazar gününün ilk sürprizi Belçika-İspanya karşılaşmasından geldi. Belçika 83-73’lük aldığı galibiyetle gruptaki yangını başlattı. Lecomte önderliğinde asla geride kalmayan bir takım seyrettik. Kriz anlarında hızlı çözüm üretip korkusuzca potaya giderek takımını “taşıdı”. Takımın yıldız ismi Ismael Bako ise savunma da aktif olan isimdi. 2 maçlık formunun güveniyle sahada olan Pradila’ya göz açtırmadı demek yanlış olmaz. Öte yandan Belçika’da süre alan 11 oyuncunun da skora katkı sağlaması, galibiyeti kaçınılmaz hale getirdi. Buna %44’lük üçlük isabet oranı da eklenince koç Dario Gjergja’nın eli epey rahatladı. Final periyodunun son 3,5 dakikası içerisinde potalarında sayı görmemeleri savunma konsantrasyonlarının yüksek seviyede olduğuna işaret ediyor.
Belçika, İspanya galibiyeti ile beraber "Biz bu gruptan çıkıyoruz." diyor. Ama bu galibiyetin karşısında eski İspanya'nın olmadığını belirtmekte fayda var. Evet, hala değerli oyuncuları mevcut. Fakat üst düzey bir takım değiller. Ayrıca maçta gününde olmayan bir İspanya vardı. Salladıkları şutları sokamayınca mağlubiyet kaçınılmaz oldu...
TÜRKİYE 83-88 GÜRCİSTAN
EuroBasket 2022’deki en şaşkınlık verici maç Türkiye ile Gürcistan arasında oynandı. Gerek maç içerisindeki Furkan-Sanadze olayı gerekse saniye kaybından doğan kural hatası, mücadeleye damga vuran olaylardı. Bu iki olaydan önce maçı değerlendirmekte fayda var. Türkiye, favori olarak sahaya çıktığı Gürcistan’a karşı 2 uzatma sonunda mağlup oldu. Milli takımımızda sorunlar büyüyerek devam ediyor. 3. maç sona erdi ve hala hücum yönlendiricimizin belirsiz olması problemlerin başında geliyor. Turnuvaya hazırlık aşaması dahil olmak üzere Larkin’e farklı bir rol biçilmeye çalışılıyor. Yeni rolünde topa yön verici isim olmamakla beraber yardımcı oyuncu olarak oynamaya çalışıyor. Efes’deki rolünün, milli takımda neden sürdürülmediğini merak ediyorum. Küçümsemek anlamında söylemiyorum ama ilk üç maçı sırasıyla, Karadağ, Bulgaristan ve Gürcistan’a karşı oynadık ve bu üç takımda klasman olarak aşağımızda. Basit bir şekilde hücumu Larkin üzerinden şekillendirmek varken neden diğer isimlerde iddialı olduk? Öte yandan belirsizliğin başka bir sonucu da hücumlarımızın genellikle son saniyeye kalması. Dolasıyla top Cedi veya Alperen’in elinde patlıyor. Kaçan son saniye atışları onların özgüvenini düşürüyor ve daha rahat sorumluluk almalarını engelliyor. Gürcistan maçı özelinde farklı olan tek iyi durum ise Sertaç’ın oyunda varlık göstermesiydi. Özverisi sayesinde maçı belli bir noktaya getirdik ama yeterli olmadı. 2 ve 3. çeyrek performanslarımız maalesef içler acısıydı. Üretemiyoruz üstüne üstlük savunmada yokuz. Ki mücadelen de uzak olmamız apayrı bir konu. 1 Eylül itibariyle tüm maçları izlemeye çalışıyorum ve gözlemlerim bana 24 takım içerisinden en keyifsiz ve en isteksiz takımlardan biri olduğumuzu söylüyor. Açıkçası beklentilerimin yukarıda olduğu bir Milli takım kadrosuydu. Bu maçın sonucu hayal kırıklığı yarattı. Gürcistan ile alakalı 2-3 cümle yeterli olacaktır. O kadar eksik olmalarına rağmen MÜCADELEDEN ve FİZİKSEL OYUNDAN hiç kaçmadılar. Bunun da ekmeğini maçı kazanarak yediler.
Furkan-Sanadze olayının devamında yaşananlar ise skandal. 2-3 Gürcü oyuncunun ve güvenlik görevlilerinin koridorda Furkan’a saldırması gerçekten aklın alacağı bir olay değil. Zaten turnuvanın bir ayağının Gürcistan’da yapılması hep eleştirilmişti. Kasti olarak oyuncu güvenliği sağlanmıyor. Saha dışında da millilerimizin aleyhine gelişmeler yaşanıyor. Maalesef her anlamda sınıfta kaldı Gürcistan. Furkan-Sanazde atışması sürdüğü anda maç saatinin akması son dönemlerde gördüğümüz en tuhaf kural hatası. Türkiye konuyla ilgili itirazını maç biter bitmez yaptı. Bakalım, karar ne olacak?
Değerli Linesman takipçileri, son derece ilginç olaylara gebe olan A grubunun 3. maçlarını sizler için değerlendirdik. Okuduğunuz için teşekkür ederiz. Linesman’la kalın.