Çok sevgili Linseman okurları, tekrardan hoşgeldiniz. Bugün de sizler için D grubundaki ilk maçları özetleyeceğiz. Sizi daha fazla bekletmeden başlayalım, keyifli okumalar!
İSRAİL 97-89 FİNLANDİYA
Grubun ilk maçı aynı zamanda EuroBasket 2022’nin ilk uzatmasına sahne oldu. Sırbistan’ın ardından grubun favorisi olarak gözüken ve 2023 Dünya Kupası’na katılmayı garantileyen ilk Avrupa takımı olan Finlandiya, Deni Avdija önderliğindeki İsrail’e 89-97 kaybetti. İlk çeyrek Markkanen şov vardı, bunun yanında İsrail hiç şut sokamadı ve Finlandiya sete sette Markkanen’in oyununu geçiş oyunlarıyla destekleyerek ilk çeyreği 27-16 önde bitirdi. 2.çeyrekte şut sokmaya başlayan İsrail, Avdija’nın son saniye üçlüğüyle devreye 40-40 gitmeyi başardı. 3. çeyrekte Markkanen hiç devrede değildi ama tüm maç boyunca Markkanen’in en büyük destekçisi olan Madsen’in çabalarıyla Finalndiya, farkın açılmasına izin vermedi ve son periyoda 61-58 İsrail liderliğinde gidildi. Son çeyrekteyse muazzam bir yetenek savaşı yaşandı. Avdija Markkanen’e karşı…
Finlandiya, Markkanen’e biraz fazla bel bağladı. İsrail ise Mekel, Blatt ve Avdija’nın penetrelerinden üretmeye çalıştı. Tam olaylar Finlandiya’ya dönmek üzereyken Avdija önce bir asist sonra bir blok sonra da çok zor bir üçlük sokarak ivmeyi İsrail’e çevirdi. Son topta korkunç plansız ama basit bir atış kaçıran Mekel, İsrail’e galibiyeti normal sürede getiremedi ve maç uzadı. Uzatmada yine Avdija ve Blatt’den hücumları çeviren İsrail skordan bağımsız rahat şekilde maçı götürdü ve grup ikinciliği için önemli bir galibiyetle turnuvaya başladı. Finlerin cephesinde Markkanen’nin 33 sayı 12 ribaundu yenilgiyi önleyemedi, Sasu Salin’in etkisizliği de can yaktı. Avdija’nın 23 sayı 15 ribaundu, Ginat ve Levi’nin çift haneye ulaşıp orada ekstra bir mücadele vermeleriyse İsrail için büyük avantaj oldu.
POLONYA 99-84 ÇEK CUMHURİYETİ
Grubun 2. maçında ev sahiplerinden Çekya, Polonya ile karşılaştı. Son yıllarda çok ciddi bir ivme kazanan Çeklerin bu turnuvada da ilginç şeyler yapması olası. Sırbistan’dan sonra grubun 2.si olarak gözükmeleri muhtemel, idi. Polonya’ya karşı 99-84 kaybetmeselerdi… Çekya’yı özel yapan ana unsur topu harika dolaştırmalarıydı. Bunun yanına ekledikleri savunma da pastanın kreması kıvamındaydı ama bu maçta bunu yapamadılar. Özellikle içeriyi savunmakta zorlandılar.
Ponitka, A.J Slaughter ve Balcerowski içeriden çokça sayı aldı. Hücumda ise iyi bir top kaybı-asist dengeleri vardı ama ana top yönlendiriciniz ve lideriniz 17 dakikada 0 sayı attıysa olmuyor işte. Satoransky sakat sakat oynadı ve durumu hakkında bilgi yok. Çekler için oradan gelecek haber çok kritik olacak. Polonya cephesindeyse Ponitka ve A.J Slaughter harikaydı. Yıllardır Slaughter’ın sürüklediği Polonya’da Ponitka’nın ne zaman liderliğe aday olacağı merak konusuydu ve tam bir lider gibi oynadı. Potaya gidip sayı aldı, asist yaptı. Şut attı, ribaund aldı. 26 sayısının yanına 9 da asist koydu. Polonya grup liderliği için mücadele edebileceğini gösterdi ve bakalım İsrail ve Finlandiya maçlarında ne yapacak? Çeklerin bir sonraki maçı Sırbistan, kendilerini daha ilk maç olmasına rağmen zor bir pozisyona soktular desek çok da yanılmayız.
SIRBİSTAN 100-76 HOLLANDA
Grubun son maçındaysa turnuvanın favorilerinden Sırbistan ile çıkıştaki Hollanda karşılaştı. Sırbistan 100-76’lık skorla galip geldi ama kesinlikle rahat kazanmadılar. De Jong ve Kloff ikilisine bel bağlayan Hollanda’da De Jong muazzam bir maç çıkardı ve maçı 28 sayıyla tamamladı. Kloff’dan çok kısıtlı katkı alan Portakallar, buna rağmen son 6-7 dakikaya kadar hep takip mesafesini korudular. İlk yarıda bir ara 20’lere giden fark vardı ama kenardan gelen Haarms ve Hammink’in katkıları onları maçta tuttu. Maç boyunca çok fazla hücum ribaundu verdiler ve sete sette De Jong’un şutları hariç herhangi bir şey üretmekte çok zorlandılar. Grupta iddiaları yok ama kalan maçlarda kesinlikle izlemesi zevkli bir takım olacaklar.
Şimdi de galip tarafa gelelim. Avrupa’nın ve NBA’in MVP’lerine sahip olma lüksündeki Sırplar, çok basit oynadıkları ve rakibin hatalarını değerlendikleri bir maç çıkardılar. Jokic’in Giannis’e göre Avrupa basketboluna çok daha iyi adapte olduğunu gördük ve başlarında kimya problemini silecek bir koç da var. Micic potaya her gittiğinde ya sayı yaptı ya da asist. Ristic ve Jokic gibi iki tane muazzam bitiricisi olunca asist yapmak da kolaylaşıyor. Onların dışında Marinkovic, Lucic ve Kalinic’in de enfes oynadığını söylemezsek olmaz. Kenardan gelen gardların (Jaramaz ve Nedovic) düşük kalitelerini Jokic ve Micic’in liderliği kapatıyor ve diğer kısaların şut atma imkanları artıyor ki çok da iyi şut attılar. Maçı daha erken kapatamamalarının tek sorumlusu da De Jong’un inanılmaz performansıydı. Sırplar çok güçlü ama oynanacak 4 grup maçı var ve bu maç çok bir ölçü değildi.
Sevgili Linesman okuyucuları, D grubunun ilk maçlarını sizler için değerlendirdik. Okuyup desteklediğiniz için teşekkür ederiz. Linesman’la kalın!