top of page

Euroleague’de Play-off Karşılaşmaları

Herkese merhaba! Kıtanın en güzel karşılaşmalarının yaşandığı, basketbol sevgimizin arşa çıktığı zamanlara geldik. Euroleague’de normal sezon bitti ve play-in maçlarının ardından tüm eşleşmeler belli oldu. Şimdi vakit kaybetmeden sizlerle bu karşılaşmaları ve olabilecek senaryoları ele alalım. Hazırsanız başlayalım!


Normal sezonda sıralama şu şekilde oldu:

1. Olimpiyakos

2. Fenerbahçe Beko

3. Panathinaikos

4. Monaco

5. Barcelona

6. Anadolu Efes

7. Real Madrid

8. Paris Basketbol

9. Bayern Münih

10. Kızılyıldız


İlk 6 sıra direkt play offlara yükselirken 7-10 kendi aralarında play in maçları oynadı. İlk maçta Real Madrid ve Paris Basketbol karşı karşıya geldi. Madrid’i İspanya’da gayet baskın şekilde yenmeyi başaran Paris Basketbol ligi 7. sırada tamamlamış oldu. Diğer karşılaşmada Bayern Münih ve Kızılyıldız arasında oynandı. Maçı kazanan Bayern Münih sekizinci sıra için Real Madrid’in rakibi oldu. Kızılyıldız’ın sezonu ise tamamlanmış oldu. Real Madrid tüm şüphelere rağmen Bayern Münih maçında kendisi gibi oynadı ve (Bayern’deki Carsen Edwards eksikliği de önemli fark yarattı) sekizinci sıranın sahibi oldu. Şimdi tek tek karşılaşmaları inceleyelim.


Olimpiyakos – Real Madrid

Sezon başında ilk üç içinde olması beklenen iki takım 1-8 eşleşmesinde karşı karşıya geldi. Lider Olimpiyakos’un makine düzeninde oyunu her takımın korkulu rüyalarından biri olsa da sezonu çok tökezleyerek bitirdiler. Real Madrid ise sezon sonuna doğru toparlanmış gibi gözükse de özellikle oynadıkları Paris maçı onların tüm zaaflarını ve zayıflıklarını gösteren bir karşılaşma oldu. Kadroları karşılaştırdığımızda iki takımın ilk beşi nerdeyse birbirine denk. Pozisyon pozisyon oyuncular birbirine üstünlük sağlama konusunda zorlanabilirler. İkinci beşlere baktığımızda ise Olimpiyakos’un kadrosu Madrid’e baskın geliyor. İki takım da hücumdan ziyade savunmada çok sertler. Olimpiyakos’un sezon içinde yüz sayıları bulduğu maçlar elbette oldu ama dediğim gibi yıllardır makine düzeninde işleyen bir düzenleri var. Madrid’de ise durumlar biraz daha değişken. Seride favori görünen elbette lider Olimpiyakos fakat bildiğiniz gibi bir şampiyonun yüreğini hafife almamak gerekir. Buraların tecrübelisi iki takımdan hangisinin seriyi kazanacağı belli değil ama maçların oldukça sert ve yoğun geçeceği belli.


Olimpiyakos – Real Madrid
Olimpiyakos – Real Madrid

Fenerbahçe Beko – Paris Basketbol

Hikayelerle dolu normal sezon maçının ardından birbirine bir daha denk gelmek istemeyecek iki takım eşleşti. İki takımın ilk maçı hatırlarsanız Paris takımının hastalık durumu sebebiyle ertelenmiş ve o dönemde oldukça tartışma yaratmıştı. Temsilcimizin deplasmanda oynadığı maçta Paris oldukça efektif oyun sergilemiş ve bizi oldukça zor duruma düşürmüştü. Rekora çok yakın sayıda alınan ribauntlarla rakibimize bir şok yaratıp maçı kazanan taraf olmayı başarmıştı Fenerbahçe Beko. İkinci maçta ise Paris temsilcimize bir şok yaratıp özellikle üç çeyrek boyunca oyunu ve skoru sürklase etmişlerdi. Dördüncü çeyrekte yapılan efsanevi dönüş bile kazanmaya yetmeyecekken bitime 2.4 saniye kala kenardan çıkardığımız topta üçlük isabetini bulan Nigel Hayes-Davis ile 101-100 maçı kazanarak onları bir kere daha hayal kırıklığına uğratmış olduk.


Fenerbahçe Beko – Paris Basketbol
Fenerbahçe Beko – Paris Basketbol

Paris Basketbol geçen yıl EuroCup’ı kazanarak lige katılmış olmasına rağmen bu yıl birçok takım için gerçekten baş belası oldular. Karşılarındaki takımın kim olduğundan bağımsız kendi oyunlarını sergilemeleri, kıtada kimsenin yapmayacağı kadar hızlı yaptıkları hücumları, undersize kalmalarına rağmen bunu çabukluk ve hızla avantaja dönüştürmeleri ve sizi sürekli bu kim sorusunu soracak durumda bıraktıran rotasyonları ile lige farklı bir hava getirdiler. Kazandıkları Real Madrid maçı da onların ne kadar geliştiğini ve bu arena için ne kadar hazır olduklarını kanıtlar nitelikte bir maç oldu. Fenerbahçe Beko ise şüphesiz bu yılın en başarılı takımlarından birisi. Sezon başında yaşadıkları ve hep önemli oyuncularından eksik kalmalarına sebep olan sakatlıklar, beş numara pozisyonundaki oyuncuların sürekli değişmesi, sezonun yarısına kadar beklenen oyuncunun başka takıma kaptırılması ama ona rağmen kısa beşlerle oyun kurulması vs derken oldukça hikayeli geçen bir sezonu tamamladılar. Tüm bunların üstesinden gelip sezonu ikinci tamamlayan takımımızda bir de Sarunas Jasikevicus yılın koçu seçildi. Çünkü takımın beklentilerin çok üstünde yer almasını sağlayanların en büyük noktası kendisi. Normalde alt sırada bitiren takımlar üst sırada bitiren takımların zaafını bulup ona yüklenmeye çalışır. Bizim karşılaşmamızda ise durum biraz farklı. Taraftarların tümünün sorduğu soru biz Paris’i nasıl durduracağız sorusu. Çünkü daha önce de dediğim gibi Paris alıştığımızdan farklı bir takım. Psikolojik olarak temsilcimizin oldukça fazla üstünlüğü olsa da Paris’in de elinde iki maçta da bize bizim oyunumuzu oynatmadıkları gerçeği var. İki ucu keskin bıçak olacağı garanti olan bir seri oynanacak. Favori Fenerbahçe Beko. Seri 3-0 bile bitse maçlar eminim bize 3 maçtan fazla gelecek şekilde olacak. Seri sonunda F4’e çıkan taraf umarım biz oluruz.


Panathinaikos – Anadolu Efes

Bu yıl oynanacak her karşılaşma güzel, her karşılaşma hikayeli ama bu karşılaşmanın tadı bir başka. Son back to back şampiyon, back to back yapmak isteyen takımla karşı karşıya geliyor ve bildiğiniz üzere Ergin Ataman yeni eviyle eski evini yenmek için uğraşacak.


Panathinaikos – Anadolu Efes
Panathinaikos – Anadolu Efes

Panathinaikos sezon başında fırtına gibi başladı ve rakiplerinin hepsine son şampiyon olduğunu ve yeni transferleriyle birlikte bu yıl da şampiyonluğun en büyük favorilerinden biri olduğunu gösterecek şekilde maçlar oynadı. Fakat talihsiz bir sakatlıkla Lessort’un en az F4’e kadar parkelerden uzak kalacak olması onların oyun sistemine de oldukça hasar verdi. Kısa bir süre sonra Ömer Faruk’un da sakatlanmasıyla bir anda uzunsuz kalan takım yeni transfer yapsa da istediği verimi alamadı. Kısa oyunculardan özellikle Kendrick Nunn’un bazı maçlarda bu ligin en iyi oyuncusu benim dercesine oynadığı oyun kazanmalarının çok büyük etkeni oldu. Yine de kendileri tam olarak toparlayabilmiş değiller ama bu halleri bile oldukça yenilmesi zor görünüyor. Anadolu Efes’te ise sezon o kadar karmakarışık geçti ki sıralamaya çalışsak uzun sayfalar çıkar. Sezonun son altı maçını kaybederlerse play off dışı kalmak tehlikesi ile oynadılar ve her maçı kazanmak gibi oldukça zor bir şeyi başardılar. Tomislav Mijatovic’le başlanan sezonda bekleneni alamayan takım yılbaşından sonra baş antrenör olarak Luca Banchi ile anlaştı. Onun gelmesinin ardından da istedikleri duruma gelemeseler de alışma sürecinde sabrettiler ve sezon sonuna doğru bu süreci atlatıp gerçekten bir takım olma yolunda büyük bir başarı kaydettiler. Kadro kaliteleri, maçlar, hikayeler derken serinin duygusallığı ortada. Yine de malaesef bu serini favorisi Panathinaikos. Anadolu Efes ise gerçekten underdog olarak oynayacak ve çalkantılı geçen sezonda kaybedecek bir şeyi olmadığını hatta her adımın onlar için bir kazanç olduğunu bilecek durumda. Temsilcimizin en az bir maç kazacağını bildiğimiz seride güzel maçlar bizi bekliyor olacak.


Monaco – Barcelona

Hepimizin en beklentisiz hem rahat izleteceği seri sanırım bu. Monaco sezona her zamanki standartında başladıktan sonra ani bir kararla koç değişimine gitti ve efsane Spanoulis’i takımın başına getirdi. Aslında koç değişiminin takıma olumlu veya olumsuz gözle görülen bir etkisi olmadı desek yanlış olmaz. Fakat ligin sonralarına doğru yaptıkları Daniel Theiss hamlesi en büyük etkiyi sağladı. Rakipleri gerçekten sürklase ederek kazanmaya başladılar. Sezonu da beklenen sıralarda tamamladılar. Oyunları aslında geçen yıla göre çok değişmedi fakat Calathes’i sezon boyunca oynatamamış olmaları, Furkan’ı alıp yararlanamamaları, Loyd’u yeniden takıma almaları kısa pozisyonunda ne kadar sıkıntı çektiklerini anlatabilir sanırım size. Takımın daimi yıldızı Mike James’in de bu yıl özellikle koç değişiminden sonra skorerlikten ziyade oyun kurma yönündeki değişimi dikkat çekici gelişmeler arasında yazılabilir. Barcelona ise sezona güzel başladı. Fakat o kadar fazla sakatlık yaşadılar ki takım ne zaman alışsa yeniden bir oyun kurmak zorunda kaldılar. Bu sakat şıklar da hiç kısa süreli olmadı. Aşilini koparanlar, menisküsü yırtılanlar derken Pennaroya hocanın bu seviyede kendini kanıtlayacağını düşündüğümüz senede hayatta kalma mücadelesini izlemiş olduk. Serinin favorisi Monaco gibi görünüyor. Nasıl bir seri olacağı ise biraz meçhul. Hep birlikte izleyip göreceğiz.


Monaco – Barcelona
Monaco – Barcelona

Bildiğim kadarıyla sizlere eşleşmeleri ve durumları anlatmaya çalıştım. Umarım iki temsilcimizin de F4 yapıp finalde karşılaştığı bir sezonu yazarken tekrar sizinle buluşuruz. O zamana kadar sağlıcakla kalın Linesman’la kalın…


Basketbol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!

Comments


bottom of page