Acaba Premier League Everton’ın yükselişi sonrası ceza vermese miydik, diye düşünüyor mudur? Çünkü ceza verip mezara yollamak istedikleri takım masada alınan puanları sahada almayı başardı. Peki Everton cezanın ardından son 4 maçın 3’ünden nasıl zaferle ayrıldı? Ona bakalım.
Premier League 17 Kasım günü Everton’ın 10 puanını silince bu sefer Everton için “Yolcu yolunda gider.” denilmeye başlanmıştı. Otoriteler Everton’a pek şans vermiyordu artık. Çünkü sezon içinde topladıkları puanların yüzde 70’i silinmişti. Ama Everton’ın buna rağmen elinde çok önemli bir kozu vardı. Sean Dyche… Bu sahneleri defalarca oynayan tecrübeli menajer için durum farksızdı. Diğerleri Everton’ın 10 puanının silindiğini düşünürken o 12 maçta 4 puan toplayan bir takıma kurtarıcı olarak göreve geldiğini düşünüyordu. Her şeye sıfırdan başlamaya karar verdi.
Puan silme cezası sonrası ilk rakipleri Manchester United’dı. Kırmızı Şeytanların kırılgan bir takıma karşı galibiyet aldığını söylemek gerek. Ayrıca baskı da Everton’ın üzerindeydi. Çünkü taraftarlara savaşan bir takım görüntüsü vermek zorundalardı. Ancak baskı bitiriciliğe olumsuz yansıdı ve buna Garnacho’nun spektaküler vuruşu eklenince Everton dağıldı. 0-3.
Bu maçın ardından sırada Forest deplasmanı vardı. Forest da Cooper baskı altında. Everton için ise galibiyet şarttı. Aslında her iki tarafın da iyi başladığı maçta sonlara doğru Everton etkiliydi. Ama kaleyi geçemediler. Sonrasında McNeil sahneye çıktı. Harrison’ın ortasına kimse dokunamayınca top önünde kaldı. Sol ayağıyla füzeyi yolladı ve maçı aldırdı. 0-1.
Sırada Everton’ın belalısı Newcastle vardı. Son 5 maçın 4’ünde sahadan boynu bükük ayrılan Toffees için zorlu sınavdı. Maçta Newcastle’ı domine ettiler ama golü bulamadılar. Sonra Trippier yardım etti biraz. Topu kaptırdı McNeil attı. Topu bir daha kaptırdı sonra da Doucoure attı. En son Beto üçlemeyi tamamladı ve Everton üst üste 2. kez kazandı. Bu galibiyetle küme hattından çıktı. Ceza sonrası 20 gün yeterli olmuştu Toffees’e.
Son olarak zorlu günler geçiren Chelsea ile oynadılar. Maçta her iki taraf da eşit güçte oynadı ancak golü bulan Dyche’ın Everton’ı oldu. Doucoure bir kez daha sahnedeydi. Calvert-Lewin’in atamadığı golde boşluğu gördü, dönen topu tamamladı. Sonra da beklenmedik bir genç adam sahneye çıktı. Lewis Dobbin. Bu genç adam kornerden seken topta gelişine vurdu ve ağları sarstı. Unutulmaz bir andı onun için.
Everton böylelikle son 4 maçta alınan 9 puanla 5 puan geriden gelerek Luton’u ateşe attı ve Forest’a baskıyı kurdu. Everton’ın düşme hattındaki rakiplerine bakacak olursak momentum konusunda Everton açık ara üstün. Psikolojik olarak da üstünlüğü aldılar. Artık onlar değil rakipleri ve yanlış karta oynayan Premier League yönetimi düşünmeli.
Bu süreçte Everton topa hiçbir şekilde yüzde 50’den fazla sahip olmazken ortalama yüzde 34 ile topa sahip oldu. Hızlı hücuma çıkma konusunda ders verdiler. Ayrıca 10’a yakın gol beklentisi üretip 6 gol attılar. Savunmada ise sadece Manchester United’dan 3 gol yerken diğer 3 maçta da kalelerini gole kapattılar. Ayrıca rakiplerine orta saha kontrolünü vermedikleri gibi ceza sahasında da iyi savunma yaptılar ve golleri de çoğunlukla oradan buldular. Yeniden doğuş.
Bu süreçte öne çıkan isimler Dwight McNeil, Jordan Pickford, Jarrad Branthwaite oldu. McNeil bu süreçte 2 gol ve 1 asist yaptı. Yavaş başladığı sezonda eski formuna geri dönüş sinyallerini verdi. İngiltere’nin bir numarası kalede güven verirken kullandığı duran toplarda ve uzun degajlarda pas kalitesini gösterdi. Genç savunmacı Branthwaite ise James Tarkowski ile iyi partner oldu ve savunmada çok iyi performans gösterdi. Bu performansı ile Tottenham Hotspur’ün de transfer listesine girdi. Onun dışında Jack Harrison, Idrissa Gana Gueye’in de etkili olduklarını söylemek gerek. Everton’ın tek endişe edeceği konu bu seride as santraforlardan sadece 1 gol bulmaları olabilir. Bu da oyuncuların bitiriciliği ile alakalı. Çünkü pozisyonları hazırladılar ancak Beto ve Calvert-Lewin bunları pek değerlendiremedi. Sonuç olarak iyi iş yaptılar genelde.
Ama bu saydıklarımın dışında kalan çok önemli bir isim var. Onu bilerek önceki paragrafta yazmadım. Çünkü bu isim bu saydıklarım içerisinde en çok katkıyı veren oyuncu oldu ve bu yüzden ayrı bir kefeye konulması gerekiyor. Kimden mi bahsediyorum? Tabii ki Abdoulaye Doucoure’den. Dyche döneminde attığı 11 golle takımın en skorer oyuncusu olan Malili, Everton’ı taşıdı. Forest maçında savunmayı bozan, Newcastle maçında James Garner’ın yokluğunda 8 numaraya soyunup Bruno Guimaraes ve Joelinton gibi elit orta sahalara nefes aldırmayan ve Chelsea maçında galibiyetin fitili ateşleyen isimdi. Geçen sezon attığı gol sayısını şimdiden geride bırakan Doucoure, sezonun geri kalanında en az 2 gol atarsa kariyerinin en golcü sezonunu yaşayacak. Lampard döneminde pabucu dama atılan Doc, Dyche ile yeniden doğdu ve takımı sırtladı. Dyche’ın en güvendiği isimlerden biri olan Doucoure sezonun geri kalanında Everton için kilit bir oyuncu olacak.
Tabi bir diğer övgü de Dyche’a… Anti futbolla eleştirilse de aslında kendini geliştirdi ve Everton’ı farklı bir yaklaşımla gol beklentisinde ilk 6’ya soktu. Aslında oyuncular bitiricilik sorunu yaşamasa Everton puan silme cezasına rağmen orta sıralarda olurdu. Ayrıca savunmada takımı biraz daha derine çekerek ve rakipleri yan pasa zorlayarak savunma performansını geliştirdi. Bazı isimleri daha verimli olabilecekleri rollere atadı ve oyuncuların bireysel performanslarını arttırdı. Tabi mental olarak küme rakiplerinin menajerlerine göre de daha çelik bir zihne sahip olması onu avantajlı yaparken galibiyetlerinde anahtarı oldu. Tebrikler.
Evet, sizlere Everton’ın puan silme cezası sonrası yükselişini anlatmaya çalıştık. Sizce Everton ligde kalabilecek mi? Yoksa peri masalı kötü sonla mı bitecek? Premier League’de heyecan devam ediyor. Linesman ekibi olarak sizlere bu heyecanı aktarmaya devam edeceğiz, takipte kalın….