Bir tarafta sarı-kırmızı, diğer tarafta sarı-lacivert... Türkiye'nin ve dünyanın en büyük rekabetlerinden biri olan Fenerbahçe - Galatasaray karşılaşması bir kez daha geldi çattı. Geçen sezonun güçlü şampiyonluk adayı Fenerbahçe ve dominant şampiyonu Galatasaray, 24 Aralık Pazar günü Kadıköy'de kazanmak için sahaya çıkacak.
Bu sezon her iki takım da eşit puanla şampiyonluk yarışını sürdürüyor. Dolayısıyla bu maçın önemi her iki takım için büyük anlam taşıyor. Buradan mağlup ayrılacak takım, şampiyonluk yarışından kopma riskiyle karşı karşıya kalabilir. Fenerbahçe, kendi evinde kazanmanın arzusuyla sahaya çıkacak; Galatasaray ise buradan alacağı bir puanla tatmin olabilir ve şampiyonluk yarışındaki tazeliğini koruyabilir. Elbette her iki takım da hedeflerine ulaşmak için sahaya çıkacak.
İsmail Kartal ve öğrencileri dolu dizgin yoluna devam ediyor. Takımın liderleri Dzeko ve Tadic ile arasındaki pozitif iletişim, takımın geneline olumlu bir etki yapmış durumda. Şampiyonluk yarışında sadece oynanan oyun değil, aynı zamanda takım içindeki iletişim de önemli. Geçen sezon Jorge Jesus ve ekibi, ligin dibindeki takımlara karşı önemli puanlar kaybetmiş ve derbilerde başarısız sonuçlar almıştı. İsmail Kartal ve ekibinin oyuncu grubunu iyi yönetmesi, Fenerbahçe için olumlu bir durum. Ancak eleştiri olarak ifade edilebilecek bir konu, oyuncu değişikliklerinin çok tekdüze olması. Yani oyunun akışına bakılmaksızın yapılan değişiklikler, bazı maçlarda oyunun son bölümlerinde Fenerbahçe’nin geriye gitmesine neden olabiliyor.
Derbi öncesi Kayserispor maçında Fred'in kırmızı kart görmesi takım için bir eksiklik oluşturabilir, ancak bu genel bir bahane olarak kabul edilmemeli. Crespo'nun oynaması muhtemel ve maçın kaderini etkileyecek faktörlerden biri olabilir. Fenerbahçe'nin savunma hattı sallantılı bir dönemden geçse de Djiku'nun dönüşü bu duruma ufakta olsa çözüm olabilir. Ancak Becao'nun devam eden sakatlığı, Fenerbahçe'nin önde baskı ve toplu oyun efektifliğine ket vuruyor. Fakat takım bu noktaya kadar zorlansa dahi yara almadan gelmeyi başardı.
Galatasaray cephesi yoğun bir fikstürden çıkarak bu haftaya kadar geldi. Şampiyonlar Ligi grup aşamasının oyuncu grubunun fiziksel güçlerine zarar verdiği rahatlıkla görülebilir. Özellikle Okan Buruk'un yüksek baskı odaklı oyun şablonu, takımı lig özelinde geri götürmüş gibi görünüyor. Ancak Galatasaray, yüksek eforla oynamaya devam ediyor, ancak bunu hızlı bir tempoda yapamadığı için skor avantajı elde etmekte zorlanıyor. Oyuncuların final pasları ve sonlandırma aşamalarındaki zorluk, bu durumun temel sebeplerinden biri olarak öne çıkıyor.
Galatasaray'ın bir omurgası var ancak geçen sezonun aksine bazı parçaların yerinin kesin olarak belirlenmesinin zor olduğu gerçek. Sol bek mevkisinde yaşanan verim sorunu, Okan Buruk'un elini zayıflatıyor. Ayrıca, hücum oyuncularının performans istikrarsızlığı, takımın ileri uçta nasıl şekilleneceği konusunda soru işaretleri oluşturuyor. Fakat Galatasaray'ın zorlu bir sezon geçirmesine rağmen hala güçlü bir kadroya ve felsefeye sahip olduğu da açık.
Her iki takımın artıları ve eksileri var. Oyun planları, oyun defoları maçın kaderini belirleyecek. Sahadaki takımların oyun iştahı da maçın havasına hava katacak. Kıtalararası derbinin futbolseverlere keyifli bir deneyim sunması ve futbolun prensiplerine uygun, kaos içermeyen bir maç olması umuduyla, keyifli bir seyir dilerim!