top of page

Filenin Efeleri'nin İlk Milletler Ligi Serüveni

Herkese merhaba! Bugün sizlere voleyboldan bahsedeceğim ama alışkanlığımızın dışında kadınlar değil erkekler voleyboldan. Bahsedeceğim çünkü konuşmak gerek, dünü bugünü bilmek gerek, kadınlar voleybolunda başarının bir günde gelmediği gibi erkekler voleybolunda da bir günde gelmeyeceğini anlamak gerek. Elbette 12 maçta 11 mağlubiyet 1 galibiyet almak kimsenin beklediği bir senaryo değil ve eleştirilmesi gerekli ama yine de biraz üzerine konuşmalıyız. Hazırsanız başlıyoruz!


Başlangıç noktasını bu yaza değil de geçen yaza çevirmek istiyorum. Kadın voleybol takımımızın antrenör değişikliği açıklandıktan kısa bir süre sonra erkek takımımızın da Nedim Özbey ile vedalaştığı ve yerine Alberto Giuliani ile anlaştığı haberi açıklandı. Böylelikle erkek takımımız yıllar sonra yaşadıkları antrenör değişikliğiyle birlikte hem birbirlerine ve yeni sistemlerine alışmak hem de nihai amaç olan VNL’e çıkmak için Altın Lig’e başladı. Sallantılı başlasalar da kupayı aldılar ve şampiyon olup Challenger Cup’ta yarışma hakkını kazandılar. Önce Katar’ı daha sonra da Ukrayna’yı mağlup ederek bu turnuvayı da tamamladılar ve hedeflerini gerçekleşip tarihimizde ilk defa VNL Erkekler Turnuvası’na katılmaya hak kazandılar. Üstelik olimpiyatlara katılabilmek için da bir ışık yanmıştı çünkü dünya sıralamasındaki yükselişleri VNL2024’te kazanacakları birkaç maçla birlikte olimpiyata girme yolunda yardımcı olabilecek durumdaydı. Tüm bunların sevincini yaşarken bir yandan da takımın antrenörle tam olarak uyuşamadığının herkes farkındaydı ve beklenen oldu yollar ayrıldı.


Filenin Efeleri
Filenin Efeleri

Artık VNL’e çıkmış yükselişini göstermiş ekibimizin daha başarılı serüvenini elbette daha iyi bir teknik ekiple devam ettirmesini beklerken yeni antrenör olarak Cedric Enard açıklandı. Elbette kişileri görmeden eleştirmek doğru değil diyerek hepimiz umudumuzu devam ettirdik. Hatta bizim oyuncularımızın lig serüvenleri bittiği gibi milli takım kampına katılmasına rağmen antrenörümüzün VNL’e az bir zaman kala yeni takımı ile çalışma yapmak yerine Fransa’da final serilerini yorumladığını bilmemize rağmen umut etmeye devam ettik çünkü oyuncularımıza güvendik. Çünkü yıllardır gösterdikleri devamlılık ve çabayla birlikte o güveni elde etmeyi başardılar.


VNL ilk maçında oyuncularımızın yüzünden bile ne kadar stresli oldukları belli oluyordu. Elbette olacaklar çünkü ilk defa bu kadar büyük bir sahnede ve ilk defa gözler bu kadar üzerlerindeyken yarıştılar. Set sonlarına doğru önde olmalarına rağmen avantajlarını koruyamadılar ve kaybettiler aslında iyi oynadıkları maçı. İkinci maçta 2-0 öne geçmelerine rağmen yine heyecanlarına yenik düştüler. İki maç aynı senaryo tekrarlanınca herkesin aklına aynı şey gelir; ya tamam oyuncular telaşlandı da bu oyuncuları yönetmekle görevli olan teknik ekip seyretti mi? Benim fikrime göre seyretti. Sadece ilk iki maçta değil oynanan toplam 12 maçta da seyretti. Maç içinde reaksiyon almakta hep geç kaldılar, o gün gününde olmayan oyuncuları fark edip değiştirmek yerine ısrar ettiler, yaşadığımız onca sakatlıkta -ki neredeyse her oyuncumuz bir tur sakatlandı hatta kaptanlarımız Arslan Ekşi ve Burutay Subaşı neredeyse sadece birer hafta kadroda olabildi- yeni isimler veya değişiklikler denenmedi ve daha bir sürü şey. Saymaya başladığımızda yapılan yanlışların ardı arkası kesilmez elbette çünkü ortada gözle görülen bir başarısızlık var.


Filenin Efeleri
Filenin Efeleri

Kadın voleybol takımımızın dünya sahnesine ilk ne zaman çıktığını biliyor musunuz? 2003 Avrupa Şampiyonası’nda. Beklentimiz olmamasına rağmen tarihimizde ilk defa o yıl finale çıktık ve gümüş madalyanın sahibi olduk. 2 yılda bir düzenlenen turnuvada son dörtlüye tekrar girebilmemiz 8 yıl sonra 2011’de oldu ve üçüncü olduk. Sonra her yıl o takımlar arasında olmaya başladık ve 2024’te ise peri masalımızı gerçek kılıp altın madalyanın sahibi olduk. Bunların hepsi her yıl o sahnelere çıkıp oynamakla, istikrarla oldu. Kadınlar voleybolunda çok defa kaybettik çok defa finallerin ardından gözyaşı döktük. Her seferinde bir dahaki turnuva için ümit etmeye devam ettik.


Bizim topraklarımızda övgü sadece başarıyla sınırlı bunu kabul ediyorum. Bu başarı kazanıldığında da kazanılmadığında da tüm paydaşlara yöneltilmeli. Her yıl yapıp bozulan bir kadroyla, oyuncularımızın hak ettiğinden daha düşük seviyedeki antrenörler ve teknik ekiplerle hatta bunların her yıl değiştirilmesiyle bir başarı gelmeyeceğini en iyi bilenlerden olmamız gerektiğini düşünüyorum. Erkek voleybolunda aslında yarışmacı takım sayısı kadın voleybolundan fazla. O yüzden onların arasına girebilmek ve kazanabilmek daha zor bir de bizim gibi bu arenada ilk defa yarışıyorsanız çok daha zor. Bu zorluğu aşmanın tek yolu da istikrar ve sabır.


Filenin Efeleri
Filenin Efeleri

İlk hafta umudu kazanmak olan oyuncularımız ikinci hafta galibiyet elde etmelerine rağmen durumu kabullendi ve üçüncü hafta belki adım atabilecekken yapamadılar. İkinci haftada pasörümüz Murat Yenipazar’ın duygu dolu maç sonu konuşması önünüze düşmüştür. Keza diğer oyuncularımızın kendilerine güvenmemizi ve sabretmemizi isteyişleri de. Biliyorum sabretmek zor, başarıyı hemen beklemek olmadığında ise herkesi suçlamak kolay. Bu yıl yaşanan başarısızlık elbette birilerinin hesap vermesini gerektiriyor. Burada umarım herkes çuvaldızı kendine batırabilmeyi başarır. Oyuncular da teknik ekip de yöneticiler de...


Son olarak bu yıl VNL’de düşmenin olmadığını hatırlatmak istiyorum. Yani seneye yine bu lige yine yarışmak ve bu sefer kazanmak için döneceğiz. Oyuncularımızdan, skorlardan, maçlardan size bahsetmedim çünkü olay bunların biraz daha ötesinde bana kalırsa. Bizim gibi alt seviyede fazla, üst seviyede eksik kalan takımlarda önemli olan oyuncular değil sistemdir. Umarım sizinle seneye bunları ve daha güzel günleri konuşabileceğimiz bir VNL turnuvasının ardından buluşabilir. Şimdilik hoşça kalın sağlıcakla kalın ve tabii ki Linesman’la kalın.


Voleybol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!

bottom of page