Öncelikle Spa-Francorchamps pistine bir değinmek lazım. Şahsen benim en çok beğendiğim ve F1’in düzenlendiği ilk yılda dahi takvimde olan en ikonik pistlerinden biri. Yaklaşık 7 kilometre uzunluğunda olan pist, takvimin en uzun pisti. Bundan dolayı yalnızca 44 tur atılıyor. Pistin yaklaşık %70’i tam gaz geçiliyor ve özellikle ilk sektörde, Les Combes’e kadar uzanan büyük bir düzlüğe sahip. Tabiri caizse bitmek bilmeyen Kemmel düzlüğünde geçmişte çok güzel, efsanevi geçişler izledik. (Bknz: Hakkinen-Schumacher) Böylesine uzun düzlüklerin olduğu bir pistte düzlük hızı avantajını artırmak isteyen takımlar, az sürtünmeli arka kanatlarla buraya gelmeyi tercih ettiler. 2.sektöre baktığımızda orta-hızlı virajların ağırlıklı olduğu bir kısım. Burada ise yere basma kuvveti önem kazanıyor. Takımlar sürtünme ile yere basma kuvveti arasında bir denge bulmaya çalışıyorlar. Yarış öncesi yapılan ayarlar çok önem arz ediyor. Çünkü Spa, pist yapısı itibariyle hataları affetmeyecek bir pist. Yani yanlış ayarlamanın kötü etkisi daha çok belli oluyor.
Hafta başında F1 izleyen birçok kişinin görüşünü alsak pistin karakteristik özelliğine baktığımızda düzlük hızındaki avantajından ötürü RB18 yani Redbull’un aracına daha uyan bir pist olduğunu söylerdi. Fakat bu sene kâğıt üstünde favori olarak gösterilenlerin mağlup olduğu yarışlar izledik. Dolayısıyla doğru ayarları bulmak çok önemliydi.
Red Bull Şampi….
Genelde antrenman turları bize bazı ipuçları sunsa da tahminden kaçınırım. Çünkü hem takımlar ayar bulmaya çalışır hem de ellerini gizlerler. Ama bu hafta Verstappen koltuğa oturur oturmaz harika bir araç olduğundan bahsetti. Sıralama turları, bize daha net bir tablo verdi. Verstappen, her ne kadar güç ünitesi değişikliği sebebiyle grid cezası alıp pole pozisyonunu alamasa da en yakın rakibi Sainz’a 0.6 sn fark attı. Bu fark, gerçekten ciddi boyuttaydı ve Ferrari dahi Redbull’u yarışta favori gösterdi.
Yarışa döndüğümüzde, Redbull doğru ayarlarla ve tabandan ürettikleri yüksek yere basma kuvveti sayesinde, düşük sürtünmeye rağmen yüksek yere basma kuvveti üretebildiler. Günümüz regülasyonlarının getirdiği özelliklerden biri, takımlar yere basma kuvvetinin çoğunu tabandan üretiyorlar. Redbull, bu konuda farkını konuşturdu. Tabi tüm bunların lastik aşınmasına da olumlu etkisi oldu. Yine süspansiyon ayarlarında da doğru ayarları bulması çekişlerde de üstün olmasını sağladı. Öyle ki 2.sektörde dahi Redbull üstün gözüktü. Oysaki sezon başından beri orta-hızlı virajlarda Ferrari üstünlüğü vardı.
Araca değinmemin sebebi, özellikle hibrit dönemde araç etkisinin %80 civarlarında olduğunu düşünüyorum. Tabi Verstappen’in de kusursuz sürdüğüne değinmemek olmaz. Bugün son sıradan kalkıp kazanmayı bırakın 23. Sıradan kalksa John Watson’ın rekorunu dahi kırabilecek bir performansı vardı.
Perez ise yapılan güncellemelerin Verstappen’in lehine gerçekleştiğinden şikayetçi. Şahsen bunlar bana normal geliyor. Acı ama gerçek: Verstappen bu takımın 1.pilotu. Perez ise harika bir 2.pilot. Her ikisine de ihtiyaç var.
Ferrari şaşırtmıyor
Redbull her konuda üstündü ama farkın bu kadar fazla olmasının sebeplerinden birisi de pistin yapısıydı.Bazı virajlarındaki tümsekli yapıdan ötürü takımlar araçları normalden yüksek ayarlardılar. Bu da yere basma kuvvetini etkiledi. Yani pistin yapısı da bu farkın oluşmasına etki etti. Tüm lastik türlerinde geride kaldılar ve yere basma kuvvetindeki yetersizlik lastik aşınmasını da olumsuz etkiledi. Yine süspansiyon ayarları da mekanik tutuş kaybetmelerine yol açtı. Ancak aracın bariz kötü olduğunu ve çok geride olduğunu düşünmüyorum. Ama Ferrari’nin çözmesi gereken kronikleşmiş sorunları var.
Yarış içerisinde strateji yapmak üzere pilotunuzdan geri bildirim alabilirsiniz. Nitekim bu yapılan bir şeydir. Ama her fikri pilotun inisiyatifine bırakırsanız strateji ekibine gerek kalmaz. Strateji ekibinin esas görevi, tespit yapmanın yanı sıra karar alım noktasında destek vermesidir. 42.turda, Leclerc’i en hızlı turu atıp 1 puan alması için pite çağırdılar. Bu noktada pitte hız aşımı yaptığından 5sn ceza alıp Alonso’nun ardına düştü. Üstelik taze set lastiklerle en hızlı turu dahi atamadılar. (Verstappen’in 0.6sn gerisindeydi. Üstelik Verstappen orta hamur, Leclerc ise yumuşak hamurda attı.)
Öngörülemez Mercedes
Sezon başından beri öngörülemez araçlar listesi yapsam ilk ikiye Mercedes ve Mclaren’i koyarım. Pistten piste çok kırılgan bir aerodinamik yapıları var. Pistlerin tümsekli olması, zemin yapısı dahi çok etkiliyor. (Tüm takımları çok etkiliyor ama Mercedes bunlardan ekstra etkileniyor. Tasarımın kötü olmasıyla ilgili.) Yine motor tarafında özellikle Ferrari’den gerideler. Araç sürtünmesi de fazla.
Hamilton, daha yarışın başında Les Combes’te Alonso ile kaza yaşadı. Birçok yayın ve belgesel yapımcıların ellerini ovuşturduğu bir sekans olmuştur. Ama Hamilton, Alonso’nun kör noktada olduğunu ve kendi hatasının olduğunu itiraf ederek konunun uzamasını engelledi. Yarış öncesi Hamilton, asıl rakiplerinin Ferrari olduğunu, Redbull’un ayrı bir seviyede olduğunu ifade etmişti.
Yarışta olsaydı Sainz ile kapışır mıydı bunu bilemiyorum. Yarış temposu olarak Russell’ı referans alırsak Ferrari öndeydi ama bence Hamilton Sainz’ı geçebilirdi. Tabi bunların hepsi varsayım.
Russell ise lastiklerinden şikayetçiydi. Sainz’ı geçmek için çok zorladı ve lastiklerine çok hasar verdi. Bundan dolayı Sainz’a yaklaşamadı.
Comments