top of page

Futbolun Fabrikaları #4 – RSC Anderlecht

Belçika’nın altın jenerasyonu 2014 Dünya Kupası’ndan beri aleni bir gerçek olarak futbol kamuoyunun dillerinde dolaştı durdu. Gerçekten kâğıt üstünde bakıldığında heyecan uyandıran bu yetenekli ve iç içe geçmiş birkaç jenerasyonun neler yapabileceğini herkes merak ediyordu. Yıllar yılları takip ederken altın jenerasyon beklentilerin altında kalarak hem bireysel anlamda hem de takım olarak arzu edilene bir türlü ulaşamadı. Bunun altında aranabilecek pek çok sebep olsa da yetiştiricilik kesinlikle bunlardan biri değildi çünkü yetenekli oyuncular, genç olsa dahi yaşıtlarının çok ötesinde tecrübeye sahip yıldız adayları bu dönem boyunca hep Belçika’dan çıktı ve hala da çıkmaya devam ediyor. Haklarını yememek lazım, herhangi bir büyük turnuva şampiyonluğu kazanamasalar da oynadıkları çeyrek finaller ve özellikle 2018 Dünya Kupası’ndaki yarı final başarıları FIFA ülke sıralamalarında zirveyi görmelerini saymazsak en üst düzey başarıları oldu.


rsca academy

Altın jenerasyonun ilk günlerinin üzerinde neredeyse 8 yıl geçtiğinde artık takımda 8 adet 100’ün üzerinde milli maça çıkmış tecrübeli ancak bir o kadar da “yaşlı” olarak adlandırılabilecek isim vardı. Bunun üzerine hem yazımızın odak noktalarından hem de bu jenerasyonun en güçlü çarkı Romelu Lukaku’nun sakatlığı eklenince 2022 Katar Dünya Kupası belki de Belçika futbolu için önemli bir değişim rüzgârının başlangıcı olacak kadar büyük bir hüsranla geçti. Belçika’nın önemli bir konuma gelmesini sağlayan altyapı ve oyuncu geliştirme sistemi kim bilir belki de çoktan yeni jenerasyonların da tohumlarını atmaya başlamıştır.

Futbolun Fabrikaları’nın 4. sayısında konumuz bir Belçika ekolunun filizlerini yeşerten ve aynı zamanda da ülkenin en başarılı kulüplerinden olan Anderlecht ve muhteşem altyapısı olacak.


Avrupa’nın Eflatunları Anderlecht

RSC ya da açılımıyla Royal Sporting Club Anderlecht, 34 lig şampiyonluğuyla Belçika tarihindeki hem lokal hem de uluslararası çapta en ünlü ve başarılı kulübüdür. 70'lerde kazanılan iki UEFA Kupa Galipleri Kupası ve Avrupa Süper Kupası ile 1983'te kazanılan UEFA Kupası, Avrupa’da podyumun zirvesine çıktıkları güzel kilometre taşları olarak göze çarpıyor. Modern futbol çağında bu seviyelerde başarıları olmasa da dönem dönem yakaladıkları iyi kadrolarla dişli bir rakip olarak ses getirdikleri sezonlar da oldu.


Ancak kulübü gerçekten öne çıkaran bir şey varsa, o da RSCA Futbol Akademisidir. Kulübün içerisindeki bu altyapı kurumu benzeri örnekleri gibi belli bir düzen içerisinde işleyen ve belli ölçüde otonomi sahibi bir şekilde burada da önümüze çıkıyor. Sayısız yetenekli genç oyuncu yetiştiren ve dünya futboluna kazandıran Anderlecht’in altyapısı taraflı tarafsız pek çok otorite tarafından geniş beğeni toplayarak birçok akademinin ve altyapının müreffeh yapılarını kopyalamasına da öncülük etti.


anderlecht training ground

Sistemin temeline bakacak olursak; Anderlecht, farklı arka planlara sahip çocukları bir araya getirerek ve onları U8'den başlayarak öncelikle U14'e kadar olan önemli bir sistemin içerisine yerleştiriyor. Buradaki farklı arka planlar büyük önem arz ediyor çünkü akademi direktörlerinin de vurgu yaptığı gibi "Anderlecht sokaktır" mottosu bunun altını dolduran en önemli sosyal faktördür. Brüksel'in gettolarında sokaklar çeşitli ve çok kültürlüdür ve Anderlecht akademisi de bundan yararlanmayı kendine yol olarak belirlenmiştir. Futbolun en üretken yetenek fabrikalarından birini yaratmak için işte bu sokaklardan farklı geçmişlere, becerilere ve sosyal sınıflara sahip çocukları futbol sevgisi şemsiyesi altında birleştirerek başarıyorlar.

Bu sosyal faktörün yanı sıra esas iş kapıdan içeri girdikten sonra bir sistematikliğin içine giren çocuklar ideallerini en başından içselleştirerek gelişim odaklı bir kariyer başlangıcı yapıyorlar. “Turn your passion into your profession” yani “Tutkunuzu mesleğinize dönüştürün” sloganından da anlaşılacağı üzere genç yaşta işlenen bu aidiyeti ve tutkuyu profesyonelleşme yolunda motivasyon aracı olarak kullanıyorlar. Profesyonelleşme yaşına yaklaştıkça ise altyapı sistemleri biraz daha as takıma yaklaşarak bir sonraki adıma geçiş için yine sistemli bir yol izleniyor.


RSCA'nın genel felsefesi; doğal hücum içgüdülerine sahip ve teknik olarak yetkin oyuncular yaratmaya odaklanıyor. Çocuklar, ilk toplu çalışmaya başladıkları yaştan itibaren yüksek tempolu hücum futboluna alışmak için 3-4-3 dizilişi ile oynuyorlar. Bu sistem özellikle karmaşık olması ve koordinasyon gerektirmesi sebebiyle tercih ediliyor. Bu durum onlara hızlı karar alma, kontraya çıkma ve üçgen paslarla ilerlemeye gibi becerilerini geliştirme fırsatı veriyor. Akademinin odak noktasının modern futbola uyacak şekilde gençler yetiştirmesi bugün çıkışını buradan alan oyuncuların üst düzey kalitelerinden belli oluyor.


anderlecht

Anderlecht'in 15 yıllık eski sportif direktörü Herman van Holsbeeck, akademi manifestosunda Anderlecht ile Avrupa’nın dev kulüpleri arasında bir "aktarma istasyonu" olarak hareket etmenin kulübe sorumluluk yüklediğini ama aynı zamanda da itibarlarının kaynağı olduğuna dikkat çekiyor. Bu misyon sonucunda da akademinin ünlü mezunları arasında yer alan Romelu Lukaku, Youri Tielemans, Adnan Januzaj ve Vincent Kompany gibi isimler canlı kanlı kanıtlar olarak futbol tarihindeki yerlerini alıyorlar. Gelin hep birlikte bu bayrak taşıyıcı mezunların Anderlecht’in genç yetiştirme şöhretini nasıl taşıdığına bakalım.


Bayrak Taşıyıcı Mezunlar

Bu isimlerden belki de en simge olanı Vincent Company namı değer “Captain Marvel”, Anderlecht akademisinden yükselen en önemli isimlerden biridir. 2008'de Manchester City'ye gelip efsaneleşmeden önce Hamburg'a 13.5 milyon euro gibi o dönem için rekor bir paraya transfer yaptı. Manchester'ın mavi kısmında geçirdiği on yılı aşkın bir sürede dünyanın en iyi savunucularından biri olarak City için efsaneleşti. İlki 2012’de olmak üzere toplamda kazanılan 4 Premier Lig şampiyonluğunda aslan payına sahip isim olarak aynı zamanda Anderlecht altyapısının ve altın jenerasyon Belçika milli takımının gururu oldu.


company anderlecht

Anderlecht altyapısından çıkan belki de en önemli isim olan Romelu Lukaku, akademideki pek çok konuda bir referans oluşturan “prodigy” ya da “wonderkid” dediğimiz futbol dâhisi çocuklardan biriydi. Daha küçücük yaştayken bile fiziksel üstünlüğüyle dikkat çekiyordu. Belçika Milli Takımı’na seçilmesi ve ardından da Chelsea’ye transfer oluşu derken bir anda Anderlecht tarihinin en popüler ismi haline geldi. Gerektiği kadar forma şansı bulamaması ve henüz oyununun olgunlaşmamış olması sebebiyle önce kiralık ardından kalıcı olarak Everton'a gönderildi. Everton'da sadece üç sezon geçirmesine rağmen, kulübün Premier Lig tarihindeki en golcü oyuncusu unvanını kazandı ve bu kez bir diğer büyük kulüp Manchester United'a 75 milyon sterlinlik bir rekor transfer yaptı. Jose Mourinho sonrası yaşadığı düşüş ancak Inter’e giderek Antoine Conte ile ikinci baharını yaşamasıyla son buldu. Chelsea’ye geri dönüşü, Inter’e geri kiralanması derken eski popülerliğinden uzaklaşmış olsa da herkes onun “prime” formunda dünyanın en korkulacak santraforlarından biri olduğunu hala biliyor. Sadece ve sadece 24 yaşındayken Belçika Milli Takım tarihinin en skorer ismi olması da ne kadar özel biri olduğunu ve Anderlecht altyapısı için mihenk taşı olduğunu göstermeye yetiyor.


lukaku

Yolu Premier Lig’e düşen ve günümüzde hala Leicester City’nin başarısı için forma giyen Youri Tielemans ise 16 yaşında Şampiyonlar Ligi'nde oynayan en genç Belçikalı oyuncu olma unvanını kazandıktan sonra, iki yıl Belçika Ligi’ni kazanıp Monaco'nun yolunu tuttu. Buradaki kısa döneminin ardından Leicester City'ye transfer oldu ve Brendan Rodgers’ın özellikle ilk dönemlerinde harika bir performans sergiledi. Efsanevi şampiyonluk sonrası kimlik arayışında olan Leicester’in orta sahasında değişilmez isim olsa da beklenen sıçramayı ne bireysel ne de takım olarak yapabildi. Tabii ki de o güne kadar gösterdiği yeteneklerle Belçika Milli Takımı’nın düzenli oyuncusu olmuş ve Anderlecht altyapısının ülkeye kazandırdığı bir diğer gurur kaynağı olmuştu.


tielemans

Hepimizin bu sezon çok çok daha yakından tanıma fırsatı bulduğu Dries Mertens, aslında uzun yıllardır dünya futbolunun en zirvelerinde Napoli formasıyla ikon olmaya zaten devam ediyordu. Onun da bu serüveni aslında Anderlecht akademisinde başladı ancak profesyonel olmadan tam önce Genk'e geçerek belki de altyapının en istemediği kayıplardan birine imza atmış oldu.


Bu önemli isimlerin yanı sıra Adnan Januzaj, Albert Sambi Lokonga, Leander Dendoncker, Wout Faes, Jeremy Doku, Alex Saelmakers, Dennis Praet, Julien Duranville, Jordan Lukaku ve Sebastian Bornauw gibi birçok yetenekli oyuncu da Anderlecht altyapısından yetişmiştir.

Bunların yanında mevcut olarak altyapıda forma giymiş ve yavaş yavaş A takımda düzenli oynamaya başlayan Zeno Debast, Noah Sadiki, Marco Kana ve Mario Stroeykens de ilerleyen yıllarda diğer isimler gibi Anderlecht altyapısı mezunları olarak bu kervana katılacaklardır.


Jean Kindermans, Purple Talent Projesi ve Misyon

Altyapılar genelde sistemler ve yıllar içerisinde üst üste konan tuğlalardan oluşsa da Anderlecht altyapısında olduğu gibi bazı istisnalarda vardır. Bu istisna tek bir kişinin çıkıp altyapı ve akademilerde büyük değişim yaparak sistemi bugünkü şöhretine taşımasıdır. Anderlecht için bahsettiğimiz bu isim Jean Kindermans’tı. 2006 yılında kulüp için akademi direktörü olarak işe başlaması Anderlecht altyapısı için bir milat oldu.


Kindermans’ın en önemli icraatı 2007 yılında başlatılan "Purple Talents" projesidir. Bu projenin bir parçası olarak Romelu Lukaku gibi bir ismi futbola kazandırdığınızda artık alacağınız kararlarda size büyük bir güven ve serbestlik tanırlar. Kindermans da bu durumu kullanarak attığı doğru adımlarla sistematik bir düzenin başını çeken başrol oyuncusu olarak günümüzde de hala görevine devam ediyor.


Jean Kindermans

Kindermans atılan her adımın onlara bir şey öğrettiğini gösteren şu örneği bir röportajında aktarıyor;


"Okullarla işbirliği yapmaya başlamamızdaki en büyük sebep Romelu Lukaku’nun babasıydı. Daha 15 yaşındayken ünlü olmaya başlamıştı ve birçok kulüpten büyük ilgi vardı. Babası gelip bana Lille, Lens, Auxerre ve Saint-Etienne’nin oğluyla ilgilendiğini ve özel okul, konaklama ve daha bir sürü eğitim olanağı sağlayacaklarını söyledi.”


Bunun üzerine Kindermans, altyapının çocuklar için sadece gelip futbol oynayacakları bir yer değil, hayatın tüm katmanlarını deneyimleyecekler yer olduğunu düşünmeye başladı. Bunun üzerine çevre bölgelerdeki özel okullarla işbirliği yapmaya başladılar. 7 ile 21 yaşları arasındaki bu çocuklar için artık eğitimlerine devam edebilecekleri seçkin okullar, kulübün konukevi gibi olanaklar sunulmaya başlanmasıyla altyapıda yeni bir çağ başladı.


Çocuklar artık kolaylıkla sınıflara girebiliyorlar ve Anderlecht de onlara futbolculuk kariyerleri boyunca geçerli olacak bir eğitim sunarak, genç futbolcuların başarılı bir kariyere sahip olmaları için iyi bir temel oluşturmaya amaçlıyordu. Eğitim, sadece futbolcuların geleceği için değil, aynı zamanda toplumda etkili bir şekilde yer alabilmeleri için de önemliydi. Farklı sosyal ve kültürel arka planlardan gelen çocuklar için bu sunulan imkânlar hem büyük bir aidiyet hem de yeni gelecek gençler için motivasyon oluşturmaya başladı.


Altyapının tamamından bağımsız olarak PTP de her zaman eğitimin önemine özel bir vurgu yapan bir proje olarak dikkat çekti. Programın pedagoji bölümünden Jan Kayaert bu aşamada eğitimin ne kadar önemli yer oynadığını şu sözlerle dile getiriyor.

“Oyuncuların %85'i profesyonel olamayacağı için hayatlarına da hazırlıklı olmalılar. Bunu düşünmenin bizim de görevimiz olduğu oldukça açık ve bu konuda Anderlecht olarak elimizden geleni yapıyoruz."


Jean Kindermans

İşte tam da bu noktada eğitimin de entegre edildiği bu program bir derece de bu gençlerin kariyerlerinde de yardımcı oluyor. Kindermans, okulda iyi olan oyuncuların kariyerlerini yönetmede de daha iyi olduklarını belirtiyor. Aralarındaki organik bağ profesyonel olamayıp kariyerine başka şekilde devam eden gençlerle de kopmadan devam ediyor. Bu gibi makro uygulamaların yanında aslında mikro bir takım kurallar ve işleyiş de Kindermans’ın akademisinde öne çıkıyor. Önceden de bahsettiğimiz gibi Anderlecht'in 14 yaşına kadar olan kategorilerde genel anlayış olan 4-3-3 yerine 3-4-3 oynatılıyor. Bu karar için Kindermans şöyle ilginç bir açıklama getiriyor:


"Her maçta %70 topla oynama hedefimiz var. Bu, eğer dört savunmacıyla oynarsanız, onları erken yaşta rahat bir duruma sokacaktır. Onları zorlu bir duruma sokmak için daha küçük bir yaşta üç savunmacıyla ve daha kompleks bir sistemle oynuyoruz."


Sistem kadar oyuncuların bireysel olarak da gelişmeleri Kindermans’ın bir diğer önem verdiği husus. Bu konuyla ilgili de şunları da ekliyor;


"Ana motivasyonumuz teknik becerilere sahip futbolcular yaratmaktır. Merkez oyuncularımız topu keserek ve uzaklaştırarak çözüm sunmaya çalışırsa, bu bana göre değil. Onları en iyi şekilde eğitmek istiyorum. Ne zaman hamle yapmalılar, ne zaman geri çekilmeliler hepsini kestirebilmeliler. Özetle zeki futbolcular yaratmak istiyoruz, kasap değil."


Tıpkı Ajax ve Barcelona gibi takımların altyapılarında olduğu gibi gençlerin teknik becerilerine odaklanan küçük gruplarda bu bireysel çalışmalara odaklanıp onları eğitiyorlar. Ayrıca, bu zeki futbolcuları kulüpte daha da uzun süre elinde tutmak istiyorlar. Avrupa’nın devleri için bir sıçrama tahtası olmak aslında misyonlarının bir parçası olsa da eğittikleri gençlerin ayrılmadan önce iki, üç yıl as takıma katkı vererek sportif başarıya da katkı vermelerini istiyorlar. Bu durumun Belçika'nın ve Anderlecht’in genç oyuncu yetiştirme konusundaki yükselişinin son yıllarda yabancı kulüplerin, özellikle Premier Lig kulüplerinin, akademi oyuncularına daha erken imzalamaya çalışmasıyla birlikte giderek zorlaştığı belirtiliyor.


Eski sportif Direktör Peter Verbeke, kulüp için ideal iş modelinin, PTP mezunlarının birkaç sezon as takımda görev alması ve Anderlecht ile bir şeyler kazandıktan sonra yüksek bir transfer ücretiyle satılması olduğunu belirtiyor. Verbeke, görevde yer aldığı zamanlarda her ilk 11’de üç, dört veya beş akademi mezunu görmek istediklerini söyleyerek bu misyonu gözler önüne serdiğini görüyoruz.


Tesisler ve Akademiler

Önceki bölümde de bahsettiğimiz Jean Kindermans liderliğinde 2007 yılında başlatılan Purple Talents Project (PTP), yüksek düzeyde eğitim ve yüksek düzeyde futbol eğitimini birleştirerek Anderlecht DNA'sına sahip oyuncuların sürekli üretilmesini hedefleyerek başlatıldı ve halen de bu misyonla devam ediyor. Programın tüm aktiviteleri için Brüksel'deki Neerpede'de bulunan tesisler kullanılıyor.


Anderlecht'in bu eğitim merkezinin bulunduğu konum aynı zamanda oldukça lüks bir yer olarak geçiyor. Brüksel'in dışında yeşillikler arasında çevrili bir alanda bulunan bu programın giderleri kulübün toplam akademi bütçesinin yaklaşık %10'unu oluşturuyor.


rsca belfius academy

Bu merkez, 2019 yılında birtakım eklemelerle birlikte yeniden yapılandırıldı. Tesislerde 17 saha ve 6 adet idari + eğitim binalarından oluşuyor. Bu binalar arasında eğitimcilerin ofisleri, yatak odaları, yemekhane, konferans salonları ve rehabilitasyon merkezi bulunuyor. Tesislerde ayrıca bir adet kapalı spor salonu da bulunuyor. Aynı zamanda doğayla iç içe kurulmuş olan bu tesis, çevreci bir yaklaşımla tasarlanmış ve sürdürülebilir enerji kaynakları kullanılarak hayatını sürdürüyor. Ayrıca tesislerde genç oyuncuların gelişimlerini izleyebilmek adına modern teknolojiler de eklenerek her geçen gün daha ileri hale getiriliyor.


Bu programın yanı sıra RSCA Foot Academy ve Belfius Academy, Anderlecht'in altyapı sistemini oluşturan iki temel kolon olarak düşünülebilir. RSCA Foot Academy, 7-13 yaş arasındaki çocuklar için özel olarak tasarlanmış bir eğitim programı sunarken, Belfius Academy ise 14’ten as takıma kadar giden oyuncular için daha spesifik bir eğitim sunuyor. 2020’de hayata geçirilen Belfius Academy, RSCA Foot Academy'nin devamı niteliğindedir ve üst düzey genç oyuncuların gelişimine odaklanır. Her iki program da RSC Anderlecht'in ana hedefleri olan genç oyuncuların gelişimini sağlamak, sürdürülebilir bir altyapı sistemi oluşturmak ve en sonunda profesyonel seviyeye çıkacak yetenekli oyuncular yetiştirmek için tasarlanmıştır.


rsca belfius academy

Kısacası Anderlecht altyapısı, kulübün kuruluşundan bu yana var olan bir yapı olarak bugüne kadar birçok yetenekli futbolcunun yetişmesine katkıda bulundu. Hem Belçika futbol kültürünün oluşmasında hem de altyapı kültürünün dünyadaki öncülerinde biri olarak özel bir yere sahip oldu. 1960'lardan itibaren daha organize bir yapıya kavuşmuş ve 2000'lerde Jean Kindermans liderliğinde büyük bir yenilenme sürecine girerek detaylarını okuduğunuz bu haline gelerek varlığını sürdürmektedir.

bottom of page