Temsilcimiz Galatasaray oyun olarak üst düzey bir performans gösterdiği fakat puan olarak istediği puanları toplayamayıp elendiği Şampiyonlar Ligi arenası sonrası bu akşam Avrupa Ligi’nde zorlu rakibi Sparta Prag ile karşı karşıya geldi. Devler Ligi’nde çok yoğun ve dikkat çekici oyunu ile rakiplerine gözdağı veren temsilcimiz yoluna Avrupa Ligi’nde devam etmek istiyor.
Sarı kırmızılı temsilcimiz bu maça ise mutlak galibiyet parolası ile çıktı. Sparta Prag ise temsilcimiz için zorlu bir rakip. Dikkat çeken bir yükselişi olan rakibimiz son 7 resmi maçta kazanarak İstanbul’a geliyor. Teknik Direktör Brian Priske yönetimindeki rakibimiz saha içerisinde birden çok varyasyonu sıklıkla deneyen ve geçişlerdeki keskinliği ile rakibimize muhtemel tehdit oluşturmayı planlıyordu.
Temsilcimiz Galatasaray’da ise son 7 maçlık galibiyet serisi ve son Başakşehir maçında gösterilen güçlü oyun teknik heyetin yüzünü güldürmüştü. Okan Buruk özellikle Avrupa Arenasında göstermiş olduğu başarılı kariyerine bir yenisini daha ekleyerek yoluna devam etmek istiyor.
Maç öncesi ilk 11’ler açıklandığında Okan Buruk’un Başakşehir maçındaki ilk 11’ini bozmadan çıktığını gördük. Rakibin 3’lü savunma oynadığını düşünürsek Okan Buruk’un bu maçta farklı bir taktik hamlesi yapacağını düşünüyordum fakat Okan Buruk kazanan takımı bozmak istemediğini gözlemledik.
Maça ise temsilcimizden ziyade rakip Sparta Prag ön alanda bire bir baskılarla çok yüksek bir tempoda başladı. Galatasaray bu sezon Avrupa Kupalarında ilk defa ön alanda bu kadar ciddi bir baskı yediğini söylemek lazım. Bu baskı Galatasaray’ın derinden oyun kurmasını ciddi şekilde zorladı. Özellikle 2 bek oyuncusunun da orijinal mevkilerinde oynamıyor olması temsilcimizin derinden oyun kurulumuna zarar verdi. İlk 15 dakikada rakip takım şiddet presinin karşılığını da net pozisyonlara girerek aldı. Özellikle Torreira’ya uygulanan birebir pres Galatasaray’ın geçiş hücumlarını önemli ölçüde azalttı. Temsilcimiz ise 15. dakikadan itibaren özellikle kanatları geniş alana açarak oyunu rakip yarı alana açmaya başladı. Dakika 19’da ise sol çaprazdan içeri giren Kerem Demirbay net bir vuruşla temsilcimizi 1-0 öne geçiren golü attı. Galatasaray gol sonrası da oyunu rakip yarı alana yıkarak yavaş yavaş sete oturmaya başladı fakat diğer yandan ise yerleşik bir savunma düzeni sağlayamaması sebebi ile de geri de Sparta Prag’a çok net alanlar bıraktı. Burada ise Galatasaray’ı yine Muslera ciddi bir kriz eşiğinden aldı. 35-45 arası ise temsilcimiz vitesi düşürerek ilk yarıyı 1-0 önde kapattı. Galatasaray özellikle bu sezon Avrupa kupalarında ortaya koyduğu yüksek performansın maalesef çok uzağında bir görüntü verdi. Özellikle Şampiyonlar Ligi’ndeki yoğunluğu bu maçta hiçbir şekilde ortaya koyamadı. Bir diğer konu ise toplu oyunu oynama konusunda yine temsilcimizin zorlandığı söylemeden geçmemek gerekiyor.
İkinci yarının hemen başında ise Sparta Prag yüksek bir yoğunluk ile başladı. Akabinde kazanmış oldukları duran topta ceza sahasına seken topa A. Preciado sağ çaprazdan net bir vuruş topu ağlarımıza yolladı. Gol sonrası ise Galatasaray yine beklenilen reaksiyonu gösteremedi. Üzerine Kaan Ayhan’ın sakatlığı sonrası Okan Buruk defans hattında değişim yapmak zorunda kaldı. Galatasaray vitesi artırdığı anların birinde ceza sahası dışından Mertens’in şutu rakip oyuncusuna çarparak ağlarla buluştu ve temsilcimiz yeniden öne geçmiş oldu. Gol sonrası tempoyu artırmaya başlayan temsilcimiz defans arkasına atılan bir topta Nelsson’un rakip oyuncuyu düşürmesi ile 62. dakikada 10 kişi kaldı. İşler çok yolunda gitmezken üzerine 10 kişi kalmak temsilcimizi zor bir yarım saat ile baş başa bırakacaktı. Akabinde 65. dakikada sağ kanattan gelişen atakta Preciado’nun ortasında J. Kuchta kafa vuruşu ile topu ağlarımızla buluşturdu. Skor 2-2’ye geldikten sonra Sparta Prag yoğunluğu biraz daha artırarak rakibimize zor anlar yaşattı. Temsilcimiz ise geçiş oyununa geçerek fırsatlar buldu fakat bu net fırsatlardan yararlanamadı. Bu dakikalarda ise Muslera yapmış olduğu kurtarışlar ile takımını ipten aldı. Dakika 80’de ise Sparta Prag’da M. Rynes ikinci sarı karttan kırmızı kart görerek oyun dışında kaldı. Bu dakikadan itibaren tribünlerinde de oyuna yeniden dahil olması ile temsilcimiz rakip yarı alana yığılıp yoğunluk oluşturmaya başladı. Dakika 90+1'de ise tribünlerin sevgilisi Icardi ceza sahası dışından ustaca ve net bir vuruşla kaleciyi mağlup ederek temsilcimizi 3-2 öne geçirerek galibiyete taşıdı.
Temsilcimiz özellikle Şampiyonlar Ligi performansının çok gerisinde bir performans gösterse de Prag’a avantaj ile gitmeyi bildi. Özellikle toplu oyunda yaşanan ciddi sıkıntılar, geçiş hücumlarında az fırsat yaratabilmesi günün eksikliklerindendi. Gecenin kahramanı ise yaptığı kurtarışlar ile takımı oyunda tutan Muslera oldu diyebiliriz. Temsilcimize 22 Şubat'ta oynanacak rövanş maçında başarılar diliyor ve bugünkü galibiyeti içinde tebrik ediyoruz.
Bir sonraki yazılarda görüşmek üzere, hoşça kalın.