Bu hafta ligin gidişatının tam olarak nereye gideceğini görmemiz açısından çok önemli bir haftaydı. Bu önemli haftanın 2 önemli ayağı var. Birincisi bugün oynandı. Lider ile dördüncünün mücadelesi beklediğimizin aksine çok düşük geçti. Bu maç hakkında biraz karaladım. İyi okumalar.
Bir maça bakarken ilk analiz ettiğimiz şey olan kadroyla başlayalım.
Galatasaray kadrosunda geçen haftaya göre çok farklılık olsa da aslında farklı olan geçen hafta sahaya çıkan kadroydu. Bu sezon -bir oyuncu hariç- en çok kullandığı 11 oyuncuyu sahaya sürdü Okan Buruk. Adekugbe’nin sahada olması ile Dubois’nın sahada olmasının arasındaki fark savunma gücüydü. Okan Buruk, özellikle sezonun bu bölümünde Kerem’i çizgiye yakın bir kanat oyuncusu yerine merkeze daha yakın bir oyuncu olarak konumlandırdı. Dubois’nın ise en iyi yaptığı iş, oyunun hücum fazı. Kerem’in ondan bu kadar uzak olması ile birlikte Dubois, özellikle Konyaspor maçında baya sorun yaşadı. Bu yüzden savunma anlamında daha güvenilir bir istasyon olan Adekugbe bugün ilk 11’de başladı. Okan Buruk, bu huyu ile birlikte Türk hocalar bakımından biraz daha ayrı gördüğüm bir hoca. Yani deneyip işe yaramadığını gözlemlediği bir şeyde inat etmeyip değiştirmeyi iyi biliyor. Fakat Kerem’in bu merkez rolü savunma anlamında zorluk yaşatmasa da Adekugbe’nin teknik özellikleri bakımından noksan kalmasıyla beraber Galatasaray’ın bir sorunu çözüp başka bir sorun yaşamasına sebep oldu. Adekugbe’ye destek olmak amacıyla Sergio çokça kez çizgiye yakın bir orta saha gibi oynadı ve bu durum onun verimini düşürdü.
Adana Demirspor’da ise Belhanda’nın cezası dolayısıyla beklediğim bir kadro sahaya çıktı. Normalde Belhanda oynarken, Emre Akbaba-Belhanda hücum hattını izlerdik. Belhanda’nın yokluğunda ise Gulbrandsen, Assombalonga gibi oyuncular Belhanda’nın yerinde onun rolünü oynamaya çalışırdı. Fakat bu maçta böyle olmadı ve Montella, gerçek bir santrafor olan Cherrif Ndiaye ile başladı. Diğer rollerde ise ideal bir kadro ile sahaya çıktı.
Galatasaray takımının zayıf yönlerinden bir tanesi Oliviera’nın hücuma destek olduğu bir planda Torreria ve Oliviera’nın arasında kalan mesafenin uzunluğu. Adana Demirspor, bu boşlukları iyi çalışmış olacak ki Badou Ndiaye, en iyi yaptığı penetre koşu işini bu maçta birçok kez sergiledi ve topla dikine mesafe kat etti.
Galatasaray’ın bu sezonki kusursuza yakın savunmadan pasla çıkma şemasını biliyoruz. Bekler neredeyse orta sahaya katılan bir kanat oyuncusu gibi konumlanır, ön libero stoperlerin arasına girer ve Galatasaray sabırla hücuma kalkar. Bu maçın bazı anlarında bu sabır işi denklemden çıkmıştı. Denklemden çıkınca Onyekuru’nun çok sevdiği boş alanlardan biri yakalandı fakat Adana Demirspor golü bulamadı.
Hücumda ise Mertens’in dönüşüyle beraber dar alanda birkaç haftadır efektif olamayan Galatasaray’ın bu sorunu aşacağı düşünülüyordu. Fakat Icardi’nin 2 Adana Demirspor stoperi tarafından etkisiz bırakılması, Kerem’in ilk dokunuşundaki problemleri ve Rashica’nın sürekli sağ kenarda topu içeri şişirme isteği ile birlikte duran toptaki tehlikeler haricinde ilk yarıda pozisyon üretemeyen bir Galatasaray vardı.
İkinci yarıda ise değişen tek şey Kerem’in çizgiye daha yakın olmasıydı. Okan Hoca, yine bir yanlışından dönmüştü. Ancak oyunun inanılmaz sert olması, ikinci yarıda 45-60 arası oyunun sık sık durması sebebiye bu değişim saha içinde çok bir şey ifade etmemişti. Ancak gerek Torreira’nın o düşen orta sahada tek başına ayakta kalması, gerek savunma dörtlüsünün genel anlamda konsantrasyonun bir an dağılmaması, gerekse Adana Demirspor oyuncularının yaptığı fahiş tercih hatalarıyla beraber Galatasaray savunmada -bir pozisyon hariç- sorun çekmedi.
Değişiklikler hem yerinde hem de doğru geldi. Okan Hoca’nın maç öncesi açıkladığı gibi ilk çıkan Mertens olmuştu, Zaniolo oyuna girdi. Kasımpaşa maçında kilidi açan sisteme takım geri dönmüştü. Rashica merkeze, Zaniolo sağa. Fakat Kasımpaşa’nın yaptığını Adana Demirspor yapmamıştı. O yüzden değişikliğin 2. boyutu geldi. Yunus ve Midtsjo oyuna girdi, maçta etkisiz olan iki oyuncu Kerem ve Sergio oyundan çıktı. Yani bu çıkan iki oyuncu her an her şeyi değiştirebilecek kapasitede olan iki oyuncu olmasına rağmen giren iki oyuncu da her an her şeyi değiştirebilecek kapasiteye sahip iki oyuncu. Kulübedeki adam bolluğu Okan Buruk’un bu sezonki en büyük şansı. Nitekim öyle oldu. Midtsjo’nun attığı çok ekstra bir gol ile birlikte Galatasaray belki de hayata dönmüştü. Aklıma Messi’nin Meksika’ya attığı uzaktan gol geldi. Arjantin o maçtan 1 maç önce Suudi Arabistan’a yenilmişti ve uzunca süre yakaladıkları serinin sonu gelmişti. Meksika maçında o şok ile birlikte etkisiz bir görüntü sergilediler, Messi’nin ekstra golü olmasa yokuş aşağı sürüklenecekti. Galatasaray için de benzer bir durum söz konusu. 14 maçın sonunda bir yenilgi geldi. Sonraki maçta da görüntü çok iç açıcı değildi. Midtsjo’nün golünün değeri ileride daha iyi anlaşılır. Golden sonra Galatasaray çok kez kontra yakaladı. Yine oyuna sonradan giren Yunus Akgün’ün aldığı penaltı ile skor tayin edildi.
Bu hafta çok önemli bir derbi oynanacak. Bu derbi öncesi rakiplerinin tam da umutlandığı esnada golü bulup hayata dönen Galatasaray, psikolojik üstünlüğün sahibi. Kafası rahat bir biçimde yarınki maçı takip edecek. Bu maç ise Galatasaray sezon sonu şampiyon olursa zor da olsa geçilen bir engel olarak anlatılan bir maç olacak.
Comments