Türkiye, çok yüksek genç nüfus oranıyla her tür spor branşında başarılı olması beklenen bir ülke. Zaman zaman futbolda, basketbolda şimdilerde voleybolda üst düzey performanslar gösterdik. Ancak tenis gibi bir sporda kayda değer bir başarı görememiş olmamız bir hayli üzücü. Zaman zaman Estonya, Karadağ, Letonya gibi ülkeler bile bu sporda üst klasman oyuncular yetiştirirken biz beklenilenin bir hayli gerisindeyiz. Bunun elbette politik, toplumsal, ekonomik onlarca etmeni mevcut. Hatta sporcularımızdan öte bunda ülkenin bulunduğu koşullar daha büyük etken bana göre. Ancak biz bu yazıda yapamadıklarımızdan çok, yapabildiklerimize değineceğiz.
Herhalde Türk tenisi dersek herkesin aklına biraz da mizahla karışık Marsel İlhan geliyor. 11 Haziran 1987, Özbekistan'ın Semerkand şehrinde dünyaya geliyor milli tenisçimiz. Erkek tenisi gibi rekabetin kıyasıya yaşandığı bir sporda 77 numaraya kadar yükseldi Marsel İlhan. Bu ülkemiz için en iyi derece. Kariyer maçını 2015'te Dubai'de Novak Djokovic'e karşı oynuyor ve 6-1'lik 2 setle maçı 2-0 kaybediyordu. Kariyerinde 3 adet şampiyonluk bulunmakta.
Bir diğer milli tenisçimiz Altuğ Çelikbilek. 7 Eylül 1996 doğumlu milli tenisçimiz ATP Challenger seviyesinde 3 şampiyonluğu bulunuyor. Özellikle 2022 yılında bu 3 şampiyonluğunun 2'sini üst üste alarak formda bir dönemden geçtiğini söyleyebiliriz.
Bir diğer sporcumuz 1995 doğumlu Cem İlkel. ATP sıralamasında numarayı gören Cem İlkel genellikle Challenger turnuvalarında mücadele ediyor. Özellikle geçen seneki Holger Rune maçındaki performansıyla göz doldurmuştur.
Bir diğer ismimiz Yankı Erel ise 2000 doğumlu. En ciddi başarısı 2018 genç erkekler çiftler Virtanen ile yakaladığı uyum ve şampiyonluk. Türkiye bu şampiyonluk ile Grand Slamlerde bir kupa kazandı.
Erkek oyuncularımıza değindik, gelelim şimdi kadınlar tablosuna. Burada Çağla Büyükakçay, İpek Soylu, Başak Eraydın, İpek Şenoğlu gibi isimlere değinebiliriz.
1989 doğumlu Çağla Büyükakçay, Dünya sıralamasında 60 numaraya kadar yükselmiştir. 2016 yılı onun kariyerinin zirve yaptığı sene. Öncelikle bir Grand Slam turnuvasında tur atlayan ilk kadın tenisçi ünvanını 2016 İstanbul Cup şampiyonu olan Büyükakçay, bu alanda da ilk olmanın gururunu yaşıyor.
Tüm kariyerinde 41 şampiyonluğu bulunan 1979 doğumlu İpek Şenoğlu ise bulunduğu dönem itibariyle tenisin ülkedeki öncülerinden. Teklerde ilk 300'e, çiftlerde ise ilk 100'e ismini yazdıran Şenoğlu, ayrıca WTA turnuvalarında final oynayan ilk tenisçimiz olmuştur.
Bir diğer ismimiz Başak Eraydın. Kariyerinde 170 numaraya kadar yükselen 1994 doğumlu raket, genellikle çiftler kategorisinde başarılı olan bir sporcumuz.
1996 doğumlu İpek Soylu ise ilk Grand Slam şampiyonluğunu getiren isim. Çiftlerde 63 numaraya kadar yükselen genç gururumuz, Roland Garros ve Wimbledon'da da sırasıyla çeyrek ve yarı final oynamıştır. Milli tenisçi, geçtiğimiz aylarda profesyonel kariyerine nokta koyduğunu açıkladı.
Bu yazımızda Türk tenisinin son dönemlerine olumlu, olumsuz değinmeye çalıştık. 85 milyonluk nüfusun çoğunluğu genç ve dinamik kesimin oluşturduğu; ekonomik ve ekolojik sebeplerle sporda geri kalan bu nesil, umarız ilerleyen yıllarda adından bahsettirecek çok daha büyük işler yapar ve geri kaldığımız yılların acısını, yeni dönemlerin keyfini fazlasıyla çıkartabiliriz.
Kommentare