Türk asıllı İngiliz futbolcu Erhun Öztümer, futbola doğduğu şehrin takımı olan Charlton Athletic’te başladı. 7 yaşında girdiği futbol akademisinde 9 yıl geçirdi. 16 yaşına geldiğinde takımı boyunun 1.60'tan daha fazla uzamayacağını anlayınca Erhun’a akademi bursu vermedi.
Erhun boyuyla ilgili: “13 yaşındayken tıpkı Messi’nin yaptırdığı gibi hormon tedavisi görmek için babamın beni hastaneye götürdüğünü hatırlıyorum ama bu tedavi için geç kaldın dediler. Gelecekte en fazla 1 veya 2 santimetre uzarsın dediler fakat o bile olmadı.”
2007 yılında Charlton tarafından reddedilen Erhun, o günden sonra birçok denemeye katıldı ama neredeyse hepsinden boyunun kısa olması sebebiyle reddedildi.
Boşta kaldığı dönemde 6 aylık kolej eğitimi aldı. Ailesi Erhun’u futbola geri döndürebilmek için onu Türkiye’ye gitmesi için ikna etti. Babasının bir arkadaşı aracılığıyla 2008 yılında Erhun 17 yaşındayken Manisaspor’a imza atarak ilk Türkiye macerasını başlattı.
Türkçesinin çok iyi olmaması ve İngiltere’de büyüdüğü için Türk kültürüne uzak olması Manisa macerasının olumsuz geçmesindeki büyük etkenlerdendi. Performansı sayesinde as takıma yükselmeye çok yakınken kulübün yöneticileri tarafından izin verilmedi. O dönemde küme düşmemek için savaş veren Manisaspor’da genç oyunculara as takım terfisi vermek yerine tecrübeli oyuncuların oynatılması tercih edildi.
Erhun o dönem yaşadığı tecrübenin İngiltere’den tamamen farklı olduğunu söylemişti: “Altyapı olarak kıyasladığında zihniyet farklıydı. İngiltere’de as takım için oyuncu geliştirmek iken Türkiye’de ise sadece önemli olan maçı kazanmaktı.”
Manisa’da 1 yıl geçirdikten sonra kendisini Manisaspor’a çağıran teknik direktörün görevini kaybetmesinden sonra Sivasspor’a transfer oldu. İlk profesyonel sözleşmesini Sivasspor ile imzalayan Erhun burada tam 2 yıl geçirdi. A2 yani o dönemin U21'inde süre bulan Erhun istatistik olarak fena gözükmese de takımda kalıcı olamadı ve TFF 3. Lig’de mücadele eden Üsküdar Anadolu’ya transfer oldu.
Üsküdar Anadolu’da ilk senesinde 3 farklı teknik direktör ile çalıştı ve bu kendisine garip gelen bir durumdu. En sonunda kendisine forma veren menajeri sayesinde 9 maçta 7 gol atsa da o teknik direktörün de kovulmasıyla Erhun da takımdan ayrılmak istedi. Üsküdar Anadolu’nun 1 yıl içerisinde 4. teknik direktör arayışıyla alakalı Erhun: “Artık ayrılma zamanımın geldiğini düşündüm. Belki de yeni gelecek teknik direktör benden hoşlanmayabilir ve tekrar kendimi kanıtlamak için gücüm yetmeyebilir. Bir senemi daha boş yere harcamak istemiyorum.” Türkiye’de geçirdiği 4 yılın ardından Erhun, ne kadar ailesi bu kararından memnun olmasa da doğduğu ve kendisini ait hissettiği İngiltere’ye dönüş kararı aldı.
Türkiye’deki tecrübesinin kendisi için hiç iyi geçmediğini söyleyen Erhun bu konu hakkında: “Türkiye hakkında konuşmayı sevmiyorum. Genel olarak iyi bir deneyim olduğunu düşünmüyorum ama olması gerekiyordu. Beni yanlış anlamayın, bana çok yardımcı oldu, saha dışında gelişmemi sağladı ve birçok şey öğrendim ama iyi vakit geçirmedim. Charlton’da geçirdiğim günler gibi sadece futbola konsantre olup iyi günler geçirmeyi bekliyordum ama olmadı.”
“Konuşulan dili çok az biliyordum, yemek ve hava da çok farklıydı. Hayatımda daha önce hiç yemek pişirmediğimden bahsetmiyorum bile.”
“Annem ve babam ile yaşamaktan aynı binada 20 kişinin geçinmeye çalışmasına adapte olmak çok zor oldu.”
“Türkiye’de antrenman ve oyun içi futbolun tarzı çok farklıydı. Orada çok fazla tekmelendim. Fiziksel anlamda çok güçlülerdi ama bu bana erkek olmayı öğretti.”
Erhun, İngiltere’ye dönme sebeplerinin sadece ailesi ve arkadaşlarına duyduğu özlem ile ilgili olmadığını futbola devam edebilmesi için yapması gereken bir şey olarak inanıyordu.
Ülkesi İngiltere’ye döndüğünde uçaktan indiği gibi çok genç yaştan beri tanıdığı olan menajer Gavin Rose’un yanına gitti. Erhun, 16 yaşında Charlton tarafından reddedilince Gavin Rose’un sahibi olduğu ASPIRE akademide futbolculuktan uzak kalmamak için antrenmanlara çıkmış orada kendi deyimiyle ayakta kalabilmeye çalışmıştı.
İngiltere’ye adım bastıktan 3.5 saat sonra Gavin Rose’un teknik direktörü olduğu, efsanesi olacağı kulüp olan ve o dönem 7. ligde mücadele eden Dulwich Hamlet ile ilk antrenmanına çıktı. Fakat Sivasspor’da hala kontratının devam etmesi orada oynamasını engelliyordu.
Babası bu sorunu çözmek için çok uğraştı. İlk olarak sorunu çözmek için Türkiye’ye uçtu ama Sivasspor kendisine zorluk çıkardı. Erhun’un sözleşmesini iptal etmek için babasından 100 bin sterlin istediler. İngiltere’de kuru temizleme dükkanına sahip olan babası için bu çok büyük bir miktardı ve karşılayamazdı. Uzun ikna sürecinin ardından 10 bin sterline kulübü ikna etti. Erhun ailesi olmasa muhtemelen kariyerine devam edemeyeceğini onların çok büyük yardımı olduğunu söylemişti.
Daha yüksek liglerden teklif alma şansı olsa da yakından tanıdığı Gavin Rose’a güvenerek profesyonel olmayan Dulwich Hamlet’e imza attı ve orada 2 sene kaldı. Dulwich ile oynayabilmek için profesyonel statüsünden vazgeçti.
İlk senesinde ligde 21 olmak üzere toplam 27 gol attı. İlk senesinde takımı ligi 1. bitirdi ve Isthmian Ligi Premier Küme'ye yükseldi. Daha ilk senesinde taraftarların büyük ilgisini topladı ve taraftarlar tarafından kendisine “Türk Messi” lakabı takıldı.
İkinci sezonunda takımı ne kadar play-off yapamasa bile çok büyük oynadı ve sadece ligde 28 gole ulaştı. Bireysel performansıyla üst liglerin dikkatini çekti ve sezon sonunda 7. ligden League One'a takımı olan Peterborough United’a imza atarak tekrar profesyonelliğe geçti ve bu transferi sükse yarattı.
Dulwich Hamlet kariyerini geride bıraktığında birçok hayran kazandı. 2 senede toplam 96 maça çıktı ve 61 gol kaydetti. Kulübün şüphesiz ikon karakteri oldu. Aradan yıllar geçse bile birçok taraftar hala Erhun’a hayranlık ve minnet duymaya devam ediyor.
Erhun kariyerinin ilerleyen yıllarında İngiltere’de Peterborough, Walsall, Bolton, Charlton Athletic (16 yaşındayken kendisini reddeden ve akademisinden yetiştiği kulüp.), ve Bristol Rovers takımlarında forma giydi. 7. ligde başladığı futbol serüveninde Premier League’in bir alt ligi olan Championship’e kadar ulaştı. Oynadığı takımların neredeyse hepsinde pozitif izler bıraktı.
Sadece Dulwich Hamlet taraftarı tarafından değil özellikle Peterborough ve FC Walsall dönemlerinde sergilediği performanslar sayesinde bugün bile o takımların taraftarları tarafından özel oyuncu olarak hatırlanıyor.
Erhun, 2021 yılında Charlton Athletic ile sözleşmesi bittikten sonra serbest oyuncu konumundayken Fatih Karagümrük’e imza attı ve 2. Türkiye dönemini başlattı. Burada 6 ay geçirdi ve ardından Adana Demirspor’a transfer oldu. Şu an hala günümüzde Adana Demirspor’da forma giymekte. Erhun formasını giydiği iki takımda da dönem dönem süreler bulsa da düzenli bir forma şansı yakalayamadı. Şu an Adana Demirspor takımında kadro dışı statüsünde bulunan Erhun, bu sezon sonu serbest kalacak.
Benim için Erhun’un hikayesindeki en özel kısım Dulwich Hamlet kariyeri. Orada geçirdiği 2 yılda belki de futbol ile çok alakası olmayan Güney Londra’nın zengin mahallesi olan Dulwich’e futbolu sevdirdi. Topla olan hakimiyeti, uzaktan attığı goller, yaratıcı pasları ona “Amatör Messi” lakabını taktırdı. Erhun, Dulwich Hamlet’ten ayrılalı yıllar olsa bile taraftarlar onu hala çok seviyor ve şüphesiz takımın en büyük efsanelerinden biri.
Dulwich Hamlet taraftarlarının kullandığı urban75 forumunda Erhun hakkında yazılan bazı yorumlar:
"Dürüst olmak gerekirse eğer Erhun olmasaydı bugün Hamlet hayranı olmazdım. O dönem maç izlemeye stata gitmeye beni çeken şey onu oynarken canlı izlemek istemekti."
"Benim için Dulwich’te oynamış en iyi oyuncu Erhun olmalı. Hamlet’i izlediğim ilk günlerimde sadece onu görmek için para ödüyordum. Kesinlikle muhteşem futbolcuydu."
"Yukarıdaki videonun sadece ilk 2–3 dakikasını izlemek bile bana Erhun’u Hamlet formasıyla izlemenin ne kadar keyifli olduğunu hatırlattı. Onun her küçük dokunuşu kendinden çok emin bir şekildeydi. Bizim düzeyimizde bu kadar iyi bir oyuncuya sahip olmamız gerçekten inanılmazdı."
İzlediğim 42 yıl boyunca sahip olduğumuz en iyi oyuncu Erhun’du. 20 ya da 30 sezon daha dayanabilirsem ve onun gibisini görebilirsem için kendimi şanslı sayarım."
Dulwich Hamlet’in efsane menajeri ve 2009'dan beri kulübün teknik direktörlük görevini üstlenen Gavin Rose, Erhun’a hiçbir zaman hak ettiği kadar maaş ödeyemediklerini ama onun bunu hiçbir zaman sıkıntı etmediğini, her zaman sıkı çalıştığını ve örnek bir profesyonel olduğunu söyledi.
Gavin Rose, Erhun’un çalıştığı en iyi oyuncu olduğunu da ekledi.
Tüm futbol ve spor haberleri için bizi takipte kalın!
Erhun is the best