Her sporcu belirli aralıklarla bazı zorunlu testlerden geçiyor. Geçtiğimiz günlerde Dünya 1 numarası Jannik Sinner’in doping testinden iki kere geçtiği ve bu testlerin ikisinden de pozitif çıktığı haberi tenis dünyasını salladı. Bahsini geçirdiğim testlerden hemen sonra savunmasını avukatlar aracılığıyla yetkililere ileten Jannik Sinner’in bu savunması, Uluslararası Tenis Dürüstlük Ajansı (ITIA) tarafından kabul görüldü ve Sinner’in tenis hayatına devam etmesinde bir sakınca görmedi.
Sinner’in kabul görülen savunmasına göre: Sinner’in fizyoterapisti Giacomo Naldi’nin elinde yaralar mevcutmuş ve bu yaralar için İtalya’da reçetesiz satılan bir kremi kullanıyormuş. (Normalde bu kremin Amerika gibi bazı ülkelerde reçetesiz satılması yasak.) Naldi, eli kremli şekilde herhangi bir eldiven olmadan Jannik Sinner’in bacağına masaj uyguluyor. Böylece, Klostebol içeren bu madde (Klostebol, Dünya Anti-Doping Ajansı (WADA) Yasaklılar Listesi Bölüm S1 kapsamında yasaklanmış olan bir tür performans arttırıcı steroiddir) Jannik Sinner’in sistemine girmiş oluyor ve bu savunma, yetkililer tarafından makul görülüyor. Fakat süreç burada tamamlanmıyor. Yetkililer, bilim adamları ile ortak bir çalışma yürütüyor. Bilim adamlarının verdiği raporda vücuda giren maddenin yok denecek kadar az olduğu, yani performansa etkisinin olamayacağı yazıyor.
Fakat -ilk başta- yetkililerin raporuna göre: Sinner’in savunması makul görülüyor ancak yetkililer bundan önce bu tarz vakalara karışmış oyunculara uygulandığı gibi Jannik Sinner’e de uzaklaştırma verilmesini kararlaştırıyor lakin eldeki mevcut verilerin tatminkâr olmayışından ötürü uzaklaştırmayı kaldırıyor ve süreci daha da profesyonel boyuta, bilim adamlarına kadar taşıyor.
Bu süreçler yaşanırken Jannik Sinner, kimsenin haberi bile olmadan aylarca tenis oynuyor. Roland Garros ve Wimbledon Slamlerini oynayan Dünya 1 numarası, Paris 2024 Olimpiyatlarına da bu vakasından ötürü katılmadığı konuşuluyor. Olimpiyat komitesinin bu olaya daha sert baktığı görüşü hâkim.
Elbette bu süreç patlak verdiğinde birden fazla tenisçiden tepkiler geldi. Tüm tenis kamuoyu ise burada bir çifte standart uygulandığını söyledi (Türk tenisimizden Çağla da benzer bir olay yaşamış ve 2 yıl uzaklaştırma almıştı fakat sonunda masum olduğu anlaşılmıştı)
Sadece ‘dünya 1 numarası’ unvanına sahip olmasından ötürü bu olayın üstünün örtüldüğü düşünülüyor. Ki pek haksız sayılmazlar. Çünkü tenis yetkilileri Nadal, Federer ve Djokovic sonrasında tenisi taşıyan figür bulmakta zorlanıyor. Şu anda tenis dünyasında Alcaraz ve Sinner dışında tenisi taşıyacak, tenisin figürleri olabilecek başka bir adayın olmayışı tenis yetkililerini bu olaya daha ılımlı yaklaştırmıştır diye düşünüyorum. Verilecek bir uzaklaştırma ile dünya 1 numarasının itibarını zedelemekle kalmıyor, oyuncunun uzun süre kortlarda olmamasını sağlamış oluyorsunuz. Ek olarak yaptığınız yatırımlar da tabiri caizse çöp oluyor. Bu da kısa vadede tenise maddi anlamda fazlasıyla eksi yazabilecek bir hamle olurdu.
Bence Jannik Sinner’in yaşadığı bu süreç, onun kariyerine ve başardıklarına gölge düşürmemeli. Burada bir eleştiri yapılacaksa bu Sinner değil, yetkililer olmalı. Ayrıca her ne olursa olsun Sinner’in avukat tarafı da bence baya iyi iş çıkarmış gözüküyor. Jannik Sinner’in -kimsenin haberi olmamasına rağmen- bu süreci iyi yönetmiş olması da ayrı bir can alıcı nokta. Fakat şimdi önümüzde Amerika Açık var ve gözler fazlasıyla Jannik Sinner’in üzerinde olacak. Her maç öncesi ve maç sonrasında Sinner’e fazlasıyla sorular sorulacak, bu kuşkusuz. Önemli olan dünya 1 numarasının bu eşiği nasıl geçeceği. Her şeye rağmen seneler sonra dahi anılacak bir olaya karışmış oldu Sinner, bu da su götürmez bir gerçek…
Jannik Sinner ise bu konu hakkında ilk açıklamalarını şöyle yaptı: Doping testi pozitif çıkanlar aynı süreçten geçiyor. Benim sürecimin kısa sürede tamamlanması veya farklı bir muameleye tabi tutulması gibi bir durum yok. Diğer oyuncuların hayal kırıklığını anlıyorum, ancak belki de o maddenin tam olarak nereden geldiğini bilmedikleri için için askıya alındılar. Biz biliyorduk. Ben temiz ve adilim. Yanlış bir şey yapmadım. Kurallara her zaman uydum ve uymaya devam edeceğim.
Bu olay özelinde gazetecilerin soru yönelteceği kişiler arasında elbette Novak Djokovic vardı. Evet sosyal medyadan birden fazla tenisçi eleştiriler yağdırdı fakat Novak Djokovic gibi bir tenis figürünün açıklaması olmamıştı ama bu sorulacaktı…
Mevcut zamandaki tenisin en büyük taşıyıcısı olarak söyleyeceği her bir cümle manşet niteliğinde olacaktı. Ki öyle de oldu.
Novak Djokovic: PTPA’yı kurmamızın nedeni bu tür durumlar ve davalara yönelik standart yaklaşımlar için her zaman adil protokolleri, net protokolleri savunmaktır. Eleştiren oyuncuların hayal kırıklığının tutarlılık eksikliğinden kaynaklandığını anlıyorum. Anladığım kadarıyla davası duyurulduğunda aklanmıştı. Ama haberin kendisine ve ekibine iletilmesinden bu yana 5 veya 6 ay geçmiş. Sistemde çok fazla sorun var. Standartlaştırılmış, net protokollerin eksikliğini görüyoruz. Birçok oyuncu kendilerine aynı şekilde davranılıp davranılmadığını sorguluyor. Umarım sporumuzun yönetim organları bu davadan gerekli dersleri çıkarabilir ve gelecek için daha iyi bir yaklaşım sergileyebilir. Bence kolektif bir değişim gerekiyor, bu gayet açık. İsimlerini vermiyorum ama hepiniz biliyorsunuz, birçok oyuncu benzer veya aynı davalarda aynı sonucu alamadılar ve şimdi soru şu: Bu bir fon davası mı, bir oyuncu davasını daha etkili bir şekilde temsil edecek bir hukuk firmasına önemli bir miktarda para ödemeyi göze alabilir mi? Bilmiyorum. Bu bir vaka mı değil mi? Bunu kolektif olarak daha fazla araştırmamız gerektiğini, sisteme bakmamız ve bu davaların nasıl gerçekleşmediğini anlamamız gerektiğini düşünüyorum. Yani vakanın kendisi değil, her oyuncunun sıralaması, statüsü veya profili ne olursa olsun aynı muameleyi görebilmesi için her şeyi nasıl standartlaştırabileceğimizi kastediyorum. Son olarak bu davaya ilişkin bilgilerim başından beri okuduğumuz bilgilendirmelerden ibaret.
Çok net ve anlaşılır bir dille düşüncelerini dile getirmiş Djokovic. Söylediklerinin tamamında haklı ve bunu tüm tenis dünyası biliyor.
Öte yandan Sinner ile tenisin yeni rekabetçilerinden olan Carlos Alcaraz’a da bu olay soruldu ve cevabı şöyle oldu: Tüm bunların ardında benim ve birçok kişinin bilmediği şeyler olduğunu düşünüyorum. Bu konu hakkında konuşmak zor. Pozitif çıktı ama oynamasına izin vermelerini sağlayan ve bizim farkında olmadığımız bir sebebi olmalı. Temiz spora inanıyorum. Jannik aklandı ve sonunda turnuvada oynuyor.
Tenis ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
Comentarios