Kanada, her ne kadar spor kültürü akla geldiğinde buz hokeyi ile anılsa da, multikültürel yapısı sebebiyle diğer spor dallarında da adı gün geçtikçe bahsedilmeye başlanan bir ülke konumunda. Kuzey Amerika'nın kuzeyindeki bu ülke, kültürel çeşitlilik politikası sebebiyle birçok farklı diasporaya ev sahipliği yapmakta. Bu diasporalardan biri de İtalyan diasporası. İtalya; muhteşem yemekleri, güzel müzikleri, ilgi çekici sineması ve futbol geleneğiyle -bahsetmezsek olmaz- her zaman kültürünü pozitif anlamda pazarlayan ve yayan bir ülke.
Kanada'daki İtalyan diasporası, özellikle Ontario Gölü kıyılarına yerleşmiş, kurdukları Little Italy mahalleleriyle yaşamlarını sakince idame ettiren bir diaspora. Pizza ve kafe geleneklerini de yanlarında getiren İtalyanlar, calcio tutkularını da kilometrelerce öteye taşımış durumdalar. MLS'de mücadele eden CF Montreal, İtalyan - Kanadalı Saputo ailesinin kontrolünde. Aynı aile, Serie A'nın köklü ekibi Bologna'nın da sahibi konumunda.
MLS kurulduğundan bu yana daha profesyonel ve kitlesel bir yapıya kavuşan Kuzey Amerika futbolu, daha öncesinde birçok farklı girişime ev sahipliği yaptı. 1968-1984 yılları arasında faaliyet gösteren Kuzey Amerika Futbol Ligi, Kuzey Amerika kıtasını Dünya Kupası öncesi farklı bir havaya soktu. Futbola karşı mesafeli olan ABD ve Kanada halkı, lige gelen Avrupa efsaneleriyle birlikte ülkelerinde yaşayan göçmenlerin heyecanına tanık oldu. Cruyff, Beckenbauer, Neeskens, Pele, George Best, Bobby Moore gibi efsaneler bu ligde mücadele etti. 1971-1984 yılları arasında bu ligde bulunan Toronto temsilcisi Toronto Blizzard'ın da bu efsanelerin arasına katacağı bir isim vardı; Roberto Bettega. Juventus formasıyla tam 7 Serie A şampiyonluğu kazanmış efsane İtalyan, 83-84 senesinde Toronto Blizzard'ın formasını terletecekti. Bu, Toronto halkının İtalyan futbolcularla olan hikayesinin en güzel başlangıcıydı sadece.
MLS kurulduğunda ise bir Toronto temsilcisinin bu lige katılması 2007 senesini bulacaktı. 2005'de kurulup 2006'da ismi belirlenen Toronto FC, 2007'de bir İtalyan futbolcuyla ilk golünü bulacaktı. Danny Dichio, kulübün ilk golünü atıp tarihe geçecekti. Dichio, çalkantılı futbol kariyerine Kanada'da taraftarın sevgilisi olarak veda edecek ve 11 sene Toronto FC bünyesinde görev alarak antrenörlük kariyerine başlayacaktı.
Lige inanılmaz bir taraftar desteğiyle başlayan Toronto FC, en yüksek seyirci ortalama rekorlarıyla MLS'e farklı bir hava katmaya başlamıştı. Toronto Maple Leafs, Toronto Blue Jays gibi takımların da kontrolünü elinde bulunduran Maple Leaf Sports & Entertainment şirketi, sahibi olduğu Toronto FC için de elini cebine atmaktan çekinmiyordu. Ajax kültürünü kulübe getirmek isteyen şirket, teknik direktör Aron Winter'le anlaşacaktı ve Torsten Frings'le birlikte Danny Koevermans takıma katılacaktı. Ardından rekor bonservis bedelleriyle kulübe katılan Michael Bradley ve Jermain Defoe gibi isimler de şirketin ve taraftarın beklentilerini karşılamaktan uzaktı. Ta ki "Atom Karınca" lakaplı biri Toronto semalarına gelene kadar...Sebastian Giovinco!
Juventus'ta bekleneni veremeyen Giovinco, Avrupa'da kalacak derken sürpriz bir kararla Toronto FC'nin yolunu tutmuştu. Şehirdeki İtalyanlar adeta çılgına dönmüştü. Jozy Altidore, Benoit Cheyrou gibi isimlerle kadrosunu güçlendiren Toronto FC, artık şampiyonluk için hazırdı. Toronto'da oynadığı 4 sene boyunca 1 MLS, 1 Supporters' Shield, 2 Doğu Konferansı ve 3 Kanada Şampiyonluğu kazanan Giovinco, tarih yazmıştı. Bireysel olarak MLS MVP ödülü ve MLS Golden Boot ödülüne de layık görülen Giovinco, 4 kez de All-Star seçildi. Şehirdeki İtalyanlar, Toronto FC için "Inebriatti" isimli bir taraftar grubu kurdular. Bu isim "sarhoşlar" manasına geliyordu. Logosunda ise sarhoş bir astronot bulunuyordu. Giovinco çılgınlığı tüm şehri sarmıştı.
Giovinco'dan sonra Altidore ve Bradley liderliğinde eski günlerini arayan Toronto FC, bu kış bir kez daha sansasyonel bir transferle adını duyuracaktı. Lorenzo Insigne, Toronto FC'ye bonservis ücreti olmadan transfer oldu. Temmuzda ise bir başka İtalyan, Genoa'da uzun yıllar başarıyla top koşturan Domenico Criscito Toronto FC ile sözleşme imzaladı. Sizce Euro 2020 şampiyonu ve Napoli efsanesi Lorenzo Insigne, Toronto FC'yi şampiyon yapıp şehirdeki İtalyanları bir kez daha gururlandırabilecek mi? Bir futbolsever olarak eminim ki Toronto FC ve İtalyanlar arasındaki bu güzel hikaye daha uzun yıllar sürecek.
*Biz bu yazıyı tamamladığımızda, Toronto FC bir İtalyan oyuncuyu daha kadrosuna kattı. Euro 2020 şampiyonu İtalya'nın kadrosundan, Allegri'nin takıma tekrar katılmasıyla daha fazla forma şansı bulmaya başlayan Federico Bernardeschi, Toronto FC ile anlaştı. Fiorentina'dan Juventus'a gittiğinde ilk sansasyonel transferine imza atan Bernardeschi, 28 yaşında MLS'in yolunu tutarak 2. sansasyonel transferine daha imza atmış oldu. Toronto FC ve İtalyan futbolcular arasındaki ilişki uzun yıllar devam edeceğe benziyor ve bize de bu güzel hikayeleri gözlemleme fırsatı sunuyor.*