2021’in yazında Porto'nun Dragão Stadı’nda Şampiyonlar Ligi kupası Cesar Azpilicueta’nın ellerinde yükselirken; hiçbir Chelsea taraftarı, sadece iki sene içerisinde şu anki durumda olacaklarını düşünmezdi.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali dolayısıyla, Mavilerin uzun süreli sahibi olan Roman Abramovich’in, Birleşik Krallık’la olan bağlantılarının kesilmesiyle başlayan ‘çöküş süreci’, takımı yarım sezonluk, kısa bir sürede Avrupa’nın zirvesine oturtmayı başaran Thomas Tuchel’in kovulmasıyla devam etti.
Uzun yıllardır İngiltere topraklarından çıkan en heyecan verici teknik adamlardan biri olan Graham Potter da, bu yangına müdahale etmeyi başaramadı. Frank Lampard’ın ‘geçici bakıcılığında’ geçen son yarım sezonun da ardından, Londra ekibi Premier Lig sezonunu 12. tamamladı ve hedeflerinin en aşağıda gözükeni, Şampiyonlar Ligi biletinden 27 puan geride kaldı.
Abramovich’in koltuğunu hakkıyla doldurmak öyle her yiğidin harcı olmasa dahi; Chelsea’nin yeni sahibi Todd Boehly’nin pek de parlak bir başlangıç yaptığı söylenemez. Hali hazırda, kadrosunun neredeyse her departmanı yetenekli oyuncularla dolup taşan takıma, sadece geçen sezon itibariyle 600 milyon euro’yu aşan bir transfer harcaması doğrultusunda, ekleme olarak adlandırılamayacak, yeni bir görünüş kazandırıldı.
Bu büyük harcamayla birlikte, Chelsea başarıya giden yolda son derece kritik olan ‘kadro kohezyonu’ adlı kavramdan, harcanan her kuruşla birlikte uzaklaştı. Kulüp, sezonun sonuna doğru geçen her günle birlikte istikrardan uzaklaşmaya, her hafta 6-7 oyuncuya kadar değişen maç kadroları ortaya çıkarmaya ve İngiltere’nin en başarılı kulüplerinden birinden ziyade, bir spor okulunu andırmaya başlamıştı.
Mevcut Durum
Yazın şu ana kadar geçen kısmı, Batı Londra ekibi için pek de parlak ilerlemedi. Kai Havertz, Mateo Kovacic ve Mason Mount, gerçek değerlerini tam olarak yansıtmaktan uzak transfer bedelleriyle direkt rakipleri Arsenal, Manchester City ve Manchester United’a yollandılar. Bunun yanında Christian Pulisic ve Ruben Loftus Cheek de takımdan ayrılarak ve A.C Milan’ın renklerine katıldılar.
Edouard Mendy ve N’golo Kante gibi isimler futbol dünyasının son sansasyonu, Suudi Arabistan Ligi’ne geçişlerini yaptılar. Bu arada Hakim Ziyech ve Pierre Emerick Aubemayang da, ismi Galatasaray’la anılan oyuncular arasında.
Kaptan, Cesar Azpilicueta’nın da bedelsiz olarak Atletico Madrid’e kaptırılmasıyla birlikte kadroda, iki sene önce yaşanan Şampiyonlar Ligi zaferinde forma giyen 14 oyuncudan, sadece üçü – Ben Chillwell, Thiago Silva ve Reece James – takımda kaldı.
Mevcut koşullarda inanması biraz zor gelse de, Todd Boehly istediğini başarmaya doğru emin adımlarla ilerliyor. Abramovich’in ayrılığı sonrası, Chelsea’ye yepyeni bir görünüş kazandırmak istediğini, sözleriyle ve hareketleriyle, fazlasıyla açık eden takım sahibi, yeni sezon öncesinde takımın başına Mauricio Pochettino’yu getirdi. Önümüzdeki sezon son hızıyla yaklaşırken, Chelsea’yi nelerin beklediğine bir göz attık.
Doğru Hedefi Belirlemek
Chelsea’nin önünde, şu an itibariyle yüzleşmedikleri takdirde kabiliyetlerinden bağımsız olarak, ileride karşılarına daha acı şekilde çıkacak bir gerçek yatıyor. Tabiri caizse ‘boş’ geçirdikleri iki senenin ardından, benzer sıralamalar ve oyuncular için rekabet ettikleri rakipleri yüksek hızla gelişme gösterdiler.
Geçen senenin ardından Manchester City üzerine konuşulabilecek olumsuz pek bir durum kalmamışken, Arteta’nın Arsenal’i son hızla daha iyiye gidiyor. United, Ten Hag’ın yönetiminde sözü geçen güvene daha tam olarak ulaşamamış olsa da; hem kadro hem de oyun açısından gelişme gösterdikleri apaçık ortada. Newcastle United’ınsa, yeni bir sahip grubu altındaki ‘geçiş’ sürecini ‘Mavilerden’ çok ama çok daha sorunsuz atlattığı da şüphe götürmez bir gerçek. Aston Villa Unai Emery’nin, Tottenham Hotspur da Ange Postecoglou’nun yönetiminde yeni değişimlerden geçerken, Chelsea’nin geçen seneki 27 puanlık farkı kapatıp, kendini bu rakiplerin önüne fırlatması, çok da kolay görünmüyor. Dolayısıyla kulübün, önümüzdeki sezonda hedeflerinin ne olacağı, yaşanabilecek potansiyel hayal kırıklıklarının, Pochettino’nun Chelsea’deki vaktinin ne kadar acılı geçeceğini belirleyecek gibi görünüyor.
Kadroya Derin Bakış
Bütün bu kayıplar düşünüldüğünde dahi; Chelsea’nin kadrosu hala kalite akıtıyor.
Geçen seneki transfer çılgınlığında takıma katılan Enzo Fernández, Wesley Fofana, Mykhaylo Mudryk, Marc Cucurella, Raheem Sterling ve Benoît Badiashile gibi isimler, kulübüyü başarıya taşıyabilecek potansiyele, hatta fazlasına sahipler.
Thiago Silva, Ben Chillwell, Reece James ve Conor Gallagher gibi oyuncular takımda kalırken; genç santrfor Armando Broja’nın geçen sene yaşadığı korkunç sakatlıktan nasıl döneceği merak konusu.
Christopher Nkunku ve Nicholas Jackson bu transfer sezonunda, toplamı 100 milyon Euro’ya yaklaşan bedellerle takıma katıldılar.
Bütün bunların yanında, yine geçen sene PSV’den transfer edilen genç yetenek Noni Madueke’nin, İngiltere 21 Yaş Altı Milli Takımı’nda önemli bir rol oynayarak boynuna astığı Avrupa Şampiyonluğu madalyası, kulübe umut aşılamış olmalı.
Ancak, Pochettino’nun bir gözü Madueke’nin milli takımdan arkadaşı, Levi Colwill’de olmalı. Colwill geçen sezonu Brighton Hove & Albion’da, filozof De Zerbi’nin yönetiminde göz kamaştırarak geçirdi. Avrupa Şampiyonası boyunca müthiş performanslarına devam eden oyuncunun ana kulübündeki projeye iknası, son derece kritik görünüyor.
Eksikler
Pochettino’nun savunma ve hücum oyuncularında sahip olacağı lüksün, orta saha ve kaleciler için geçerli olduğunu söylemek; şimdilik mümkün değil. Enzo ve Gallagher, orta sahadaki partnerlerini dört gözle beklerken; Kepa takımdaki tek ‘garanti’ eldiven gibi görünüyor. Dolayısıyla transfer sezonunu şu ana kadar görece sakin geçiren Chelsea’nin, bu mevkilere ekleme yapmasını beklemek, çok da mantıksız olmayacaktır.
Kulübün, Andre Onana’nın imzasını kovaladığı aylarca haber konusu oldu; ancak oyuncuyu Manchester United’daki eski hocası, Ten Hag’a kaptırmış gibi görünüyorlar.
Son Durum
An itibariyle, kulübün kadrosu belirli şeylere yeterli gibi gözükse dahi; Chelsea’nin önünde çok uzun bir yol olduğu ortada. Pochettino kadar kaliteli bir antrenörün, bu süreçte çekilecek acıların bir kısmından kulübü ve oyuncularını azad edebilmesi muhtemel görünse de; DNA’sında ‘sabır’ kavramına pek de rastlanmayan kulübü, zor zamanlar bekliyor.
Tüm futbol ve spor haberleri için bizi takipte kalın!
Comments