top of page

Mustafa Alper Avcı Röportajı

Güncelleme tarihi: 13 Mar 2023

Türkiye’de 20 yıla yakın sürede birçok seviyede görev yaptıktan sonra aldığı bir kararla İngiltere’ye giden ve geçen 1 senenin ardından Manchester City kapılarını aralayan bir Türk teknik direktör & antrenör sevgili Mustafa Alper Avcı ile röportaj yaptık. Kendisinden daha önce eğitim alma şansına sahip olduğum için kendimi de çok şanslı hissettiğim Mustafa Alper Avcı hocama ben sordum, o her soruya tüm samimiyetiyle cevap verdi. ‘Acaba vakit ayırabilir mi’ diye düşünerek utana sıkıla yazdım ama sorgulamadan oyalamadan direkt kabul etti. Bize vakit ayırdığı için kendisine çok teşekkür ederiz.


Mustafa Alper Avcı

FUTBOLLA GEÇEN BİR HAYAT


1) Öncelikle sizi tanımayanlar arkadaşlarımız için kendinizden bahseder misiniz?

7 yaşında futbola başladım. Yaklaşık 13 sene İzmirspor'da altyapı ve A takım seviyesinde futbol oynadım. Ardından İstanbul Anadolu Hisarı kulübüne transfer oldum ve 3 sezon orada oynadım. İstanbul'da futbol oynadığım dönemde Spor Akademisi’nde eğitim almaya başladım. Antrenörlük hayatım orada başladı. Marmara Üniversitesi Spor Akademisi mezunuyum. 2004 yılında antrenörlüğe başladım. 2021 yılına kadar sadece 6 ay askerlik sürecim haricinde altyapı ve A takım seviyelerinde gerek antrenör gerekse teknik sorumlu olarak ortalama 17 sezon Süper Lig, 1. Lig, 2. Lig statülerinde görev yaptım. Ardından 2021 yılının Mayıs ayında İngiltere'ye geldim. İngiltere'ye geldikten sonra ilk önce National League temsilcisi Chorley'de akademi direktörü olarak göreve başladım. Akabinde League One ekibi Port Vale kulübünde hem A takım hem de akademide yaş grubu antrenörü olarak çalıştım. Son olarak da 1 ay önce kadar Premier League ekibi Manchester City akademisinde göreve başladım.


Mustafa Alper Avcı

İNGİLTERE’NİN TÜRK ANTRENÖRLERE BAKIŞ AÇISI FARKLI


2) İngiltere'ye gitmeden önce Chorley kulübüyle anlaşmış mıydınız, yoksa oraya gittikten sonra mı ilerledi süreç?

Hayatım boyunca gerek turistik seyahat gerekse iş amacıyla bir çok kez yurtdışına çıkmıştım. İş amacıyla çıktığım süreçlerde oyuncu izleme, rakip izleme, antrenman takip etme gibi düşüncelerimi kısıtlı zamandan dolayı çok fazla yerine getirememiştim. Bu düşüncelerimi gerçekleştirmek için yurtdışına çıkmak istiyordum. Futbol anlamında kendimi daha çok geliştirebileceğim, altyapı süreçleri, A takım organizasyonları, oyuncu kalitesi, antrenör kalitesi olarak en doğru ülkelerden birisi olduğu için ve yabancı dilimin de İngilizce olması sebebiyle İngiltere’de bulunmayı, buraya gelmeyi tercih ettim. O süreçte İngiltere'ye gelmeden önce bir anlaşma veya iş durumu söz konusu değildi. Çünkü takdir edersiniz ki Türkiye'den yapılan bir başvuru veya Türkiye'den gelen bir antrenöre karşı bakış açısı maalesef olumsuz anlamda çok farklı. Bu sebeple ben ilk geldiğimde 2-3 aylık bir süreçte takımların sezon başı antrenmanları ve hazırlık süreçlerini yerinde takip ettim. O süre içerisinde kendi iletişim ağlarımı da kullanarak bazı meslektaşlarımla iletişime geçtim ve Chorley kulübünde işe başladım.


Mustafa Alper Avcı

İNGİLTERE’DE ÇALIŞMA İMKANIM OLMASAYDI BİLE KAZANIMLARIM OLACAĞINI BİLİYORDUM


3) Cesurca bir atılım olmuş o zaman hocam? Dediğim gibi Türkiye'de uzun süre faal olarak görev yaptım. Erken yaşta Pro lisans alıp 150'den fazla müsabakada teknik sorumlu olarak, 250'ye yakın maçta Süper Lig ve 1. Lig seviyesinde yardımcı antrenör olarak görev yaptım. Türkiye'de bu kadar uzun süre görev aldıktan sonra İngiltere'ye gelmek, dediğiniz gibi kolay bir karar değildi. Sonuçta ülke futbolumuzda hatrı sayılır bir uluslararası başarımızın olmayışından dolayı bize bakış açılarını az çok tahmin ederek geldim. Ama burada çalışma imkanım olmasaydı dahi futbol anlamında herhangi bir eğitimle kazanamayacağım izlenimlere sahip olacağımı biliyordum. Çünkü kulüpleri yerinde takip etmek, elit seviyedeki kulüplerin müsabakalarını ve izinler alarak antrenmanlarını takip etmek benim için çok ciddi bir tecrübe oldu.


Mustafa Alper Avcı

DOĞRU ANTRENÖR + DOĞRU YAPILANMA İSTİKRAR SAĞLAR


4) Sizi şahsen de tanıyan biri olarak futbola olan tutkunuzu ve Türk futbolunun gelişimini profesyonel bakış açısıyla izlediğinizi biliyorum. Türk futbolunun Avrupa’da başarılar yakalayabilmesi, hatrı sayılır liglerden birisi olabilmesi için çok köklü değişimler mi gerekiyor yoksa ufak dokunuşlar yeterli mi sizce?

Gönül ister ki her şey bir anda gerçekleşsin ama bunun için ciddi bir sürece ihtiyacımız var. Benim kendi kanaatimce 10 yıllık bir doğru planlama ile Avrupa'da söz hakkına sahip olabilmemiz mümkün. Hem futbolun içinde biri olarak hem de İngiltere Futbol Federasyonu'nun yaptıklarını yakından takip eden biri olarak elit seviyede oyunun, futbolcuların, antrenörlerin ve takımların gelişimine yönelik doğru örneklendirmeyi kendimize baz almalıyız. Akademiyi ve A takım ilişkisini doğru seviyeye taşırsak, alt yaş gruplarında oyuncu kalitesi ve antrenörlerin (çok kaliteli, çok değerli antrenörlerimiz var) eğitim modellerini doğru bir şekilde güncelleyebilirsek, bu güncel eğitimle beraber oyuncunun uzun vadede gelişimini A takıma taşıyabilirsek olumlu sonuçlarını alırız. Doğru antrenörle doğru yapılanma istikrar sağlar. Böyle bir oluşumu yapan takımlarımız var muhakkak ama bana göre şu an en doğru iki örnek İstanbul Başakşehir ve Konyaspor. Doğru antrenör, istikrar, doğru oyuncu grubu, doğru oyun formatı, formasyonu, altyapıda antrenörlerin doğru scouting organizasyonu vs. Yeter ki biz isteyelim, bizim elimizde. Biz hep beraber, bir arada olup olumlu örneklerle futbolu geliştirmeye yönelik karar alırsak 10 sene gibi bir süre zarfında Avrupa futbolundaki elit kulüplerle rekabet edebilecek seviyeye ulaşacağımıza tüm samimiyetimle inanıyorum.


Mustafa Alper Avcı

PRO LİSANS 2017’DE


5) Pro lisansı ne zaman aldınız hocam? Üniversiteden mezun olduğunuzda ilk hangi lisansı alabilme hakkına sahip oldunuz?

Üniversiteden mezun olduktan sonra ilk olarak Ulusal B Lisansımı aldım. Daha sonra onu güncelleyerek UEFA B Lisansına çevirdim. Daha sonra A Lisansı ve akabinde 2017 senesinde Pro lisans aldım.


Mustafa Alper Avcı

NURİ ŞAHİN VE EMRE BELÖZOĞLU ÇOK BAŞARILI


6) Türkiye'de şu an Antalyaspor teknik direktörü Nuri Şahin ve Başakşehir teknik direktörü Emre Belözoğlu gibi önemli isimler Pro Lisans sahibi olmadığı için basın toplantılarına katılamıyorlar ve UEFA, Avrupa müsabakalarında takımın başında olmalarına müsaade etmiyor. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuyla ilgili?

Kurallarla alakalı bir durum. Şu an İlkay Gündoğan, Manchester City akademisinde U-15 takımıyla antrenmanlara çıkarak Almanya Futbol Federasyonundan lisansını almaya çalışıyor. Bir diğer örnek; Ben geçen sene Port Vale kulübünde çalışırken faal olarak şu anda League One kulübünde futbol oynayan bir oyuncu yıl boyunca antrenmanlara %90 katılım göstererek benimle birlikte çalışmıştı. Yani futbolcular futbolu bırakmadan lisans için çalışma yapabiliyorlar. Türkiye'deki sistemden dolayı futbolcular futbolu bıraktıktan sonra antrenörlük başvurusunda bulunabiliyor. Bu da zaman kaybına sebep oluyor. Benim kendi adıma düşüncem şu an Emre Belözoğlu ve Nuri Şahin'in Pro Lisanslarının olmayışı çok büyük bir sorun teşkil etmiyor. Her ikisi de futbolculuk kariyerlerinde çok önemli kulüplerde futbol oynamış, yıllarca milli takımımızda görev yapmış isimler. Antrenörlük kariyerlerinin hemen başında yaptıkları da ortada. Ben çok mutlu oluyorum. Geçen sene İstanbulspor'da Osman Zeki Korkmaz hocamız da başarılı bir sezon geçirerek kulübü Süper Lig'e çıkardı. Yani bahsettiğimiz hocaların futbol adına yeterlilikleri mevcut. Zaten bizim de sertifikalardan ziyade yeterlilikten söz etmemiz gerekiyor. Ben kendi adıma Türk futboluna neler kattıklarına daha çok odaklıyım ve Nuri hocayı da Emre hocayı da çok başarılı buluyorum.

NOT: Bu röportaj esnasında Emre Belözoğlu'nun Pro Lisans'ı bulunmuyordu. Şu an Pro Lisans sahibi bir teknik direktör.

TÜRK TEKNİK DİREKTÖRLER İÇİN SÜPER LİG’İN KARŞILIĞI PREMİER LEAGUE DEĞİL


7) Sizin gibi yurt dışına gelip antrenör olarak görev yapmak isteyen arkadaşlara ne tür tavsiyelerde bulunursunuz?

Ukalalık olarak algılanmasın lütfen ama daha önce de bir röportajda "Türk antrenörler Premier League'de görev yapamaz" demiştim. Fakat onun açılımda şunu söyledim; Türk antrenör malesef Türk futbolunun içinde bulunduğu pozisyon sebebiyle yurtdışında bir değer görmüyor. Süper Lig'de çok başarılı bir antrenör olabilirsiniz ama İngiltere’de bunun karşılığında League One'de hedefe oynayan ya da belki Championship'de alt sıralarda olan bir takım size talip olabilir. Bu benim naçizane düşüncem tabi. Bende Türkiye'de profesyonel bir takımda teknik direktörlük yaparken, İngiltere'ye geldiğimde National League seviyesinde bir takımın akademi direktörü oldum. O yüzden ben kendi adıma Süper Lig'de görev yaparken hemen akabinde Premier League'de görev yapmayı çok gerçekçi bulmuyorum. Fakat buraya gelip kendinize uzun vadeli bir plan hazırlayıp, o plan çerçevesinde kendinizi doğru ifade eder ve kanıtlarsanız zaten onun karşılığını alabilirsiniz. İngiltere'de lisans seviyesine ve tecrübenize çok önem veriyorlar. Tabi gönül ister ki Süper Lig'de görev yapan bir teknik adam Premier League'de görev alsın. Ama dediğim gibi Türk bir teknik adamın Championship'de veya League One'de başarılı olması bir sezon sonra en az 2 Türk teknik adamın daha buraya gelebilmesi için örnek teşkil eder.


Mustafa Alper Avcı

FATİH HOCA İMKANSIZI BAŞARMIŞ


8) Değişen güncel futbolda menajerler çok ön planda. Acaba sizin örnek aldığınız isimler var mı?

Bu soruya cevap verirken ikiye ayırmak gerekiyor bence. Her hocanın bir oyun felsefesi, mantalitesi, inandığı değerleri var tabi ki. Kısa vadeli süren deneyimlerde, ilk amacınızın skor olduğu deneyimlerde, istikrara önem veren doğru bir kulüpte değilseniz, futbol mantalitenizi yansıtma durumunuz olmuyor. Ama size zaman tanıyan doğru bir yapılanmanın içinde bulunuyorsanız Guardiola'dan, Tuchel'den, Klopp'dan bahsedebilirsiniz. Fakat ben kendi adıma herhangi bir teknik adamın her yaptığını kendime uyarlamaktan ziyade doğru teknik adamlardan savunma yapılarını, hücum yapılarını, geçiş oyunundaki aksiyonlarını, oyuncuların görev sorumluluklarını kendinize ait futbol felsefesiyle yoğurursanız daha sağlıklı olacağını düşünüyorum. Çok doğru bir örnek değil ama mesela şu an birçok kulüp geriden oyun kurmaya yönelik çalışma yapıyor. Ama geriden oyun kurmayla alakalı sizin elinizdeki oyuncu yapısı buna müsait mi? Ya da geriden oyun kurmak sadece kısa pasla mı olmalı? Bu değişkenlere bağlı olarak teknik adamın kendi oyun tarzını yansıtması gerekiyor. Bende şu an Klopp'un ön alandaki baskısından, Guardiola'nın pas oyunundan, Tuchel'in takımsal dinamizminden, Ancelotti'nin saha kenarındaki tarzından, Fatih Terim'in soyunma odasındaki diyaloğundan, futbolcularla iletişiminden kendime bir şeyler katmak istiyorum. Bu arada benim haddim değil ama İngiltere'de yaşamaya başladıktan sonra Fatih Hoca'nın Milan'da, Fiorentina'da teknik adamlık yapmasının ne kadar imkansız bir başarı olduğunu gördüm. Yine haddime değil ama Fatih Hoca'yla bir Türk olarak gurur duydum. Sorunun genel cevabına gelirsek bir antrenörü kendine ekol almaktansa birden fazla antrenörden doğruları alıp kendi tarzını oluşturmak en iyisi bence.

PREMİER LEAGUE’DE GÖREV YAPAN İLK TÜRK TEKNİK DİREKTÖR OLMAK İSTİYORUM


9) Port Vale ve Chorley kulüplerinde yapmış olduğunuz çalışmalar dikkat çekmişti. Şimdi daha büyük bir arenada kendinizi gösterme fırsatı buldunuz. Çalışmalarınıza City Akademi'de devam ederek fark yaratmayı planlıyor musunuz? İngiltere'de kalıcı mı olmak istiyorsunuz yoksa Türkiye'ye dönmek gibi bir planınız var mı?

Daha önce de değindiğim gibi Türkiye'den İngiltere’ye gelmek daha sonra da burada kalmaya karar vermek kolay olmadı. Şimdi geldiğim noktada sadece İngiltere'nin değil dünyanın en iyi kulüplerinden birinde görev yapmak nasip oldu. Şimdi Manchester City içerisinde en azından birkaç sezon geçirip kendime artılar katmayı planlıyorum. Türkiye'den şu anda da sağolsun arayıp soran kulüpler oluyor. Fakat şu an Manchester City'de görev yapma şansını yakalamak, takdir edersiniz ki çok daha farklı kapıların açılmasına olağan. O yüzden özellikle yurtdışında gidebildiğim son noktaya kadar gidip ülkemi temsil etmek istiyorum. Öncelikle bu seviyeyi yakalama şansına sahip olunca bu seviyeye devam etmek, ilerleyen süreçte de Premier League'de görev yapan ilk Türk teknik direktör olmak hedeflerim arasında. Bir yandan da kendi ülkem adına burada kazandığım bilgi, birikim ve tecrübelerimi görüştüğüm arkadaşlarıma aktarmaya çalışıyorum.


Mustafa Alper Avcı

Sevgili Mustafa Alper Avcı ile sizler için bir röportaj gerçekleştirdik. Kendisine bir kez daha teşekkür ediyoruz. Umarım beğenmişsinizdir. Eğer beğendiyseniz paylaşarak bize destek olabilirsiniz. Önerilerinizi de yorum kısmına bekliyoruz. Linesman'le kalın!

bottom of page