Newcastle United, İngiliz futbol tarihinde sayabileceğimiz en iyi 15 takım arasına girebilecek bir kulüp. İngiltere’nin en büyük 20. şehri olmasına rağmen St James’ Park stadyumu İngiltere’deki en büyük 4 stadyumdan biri. ‘Geordies‘ olarak anılan siyah beyazlı kulübün taraftarı, ülkedeki en ateşli taraftar gruplarından. Şehrin küçük olmasına rağmen desteğin bu denli yoğun olması dolayısı ile Newcastle’ı Trabzonspor ile benzetmek yanlış olmaz.
İngiltere futbolunda önemli bir yere sahip olan Newcastle’ın 4 lig şampiyonluğunun yanı sıra 6 tane de FA Cup Şampiyonluğu bulunuyor. Ama tabi ki üst seviyelerdeki son önemli kupa 1955’de gelmiş. 90’larda Premier Lig’in kurulması ile beraber baş altı bir takım olmayı ve hatta bazı yıllarda ilk 4’ü zorlamayı başarmış Kuzey İngiltere ekibi. Premier Lig tarihinde sadece iki kez alt lige düşen Newcastle, hemen ertesi sene Championship’te şampiyon olup Premier Lig’e tekrardan çıkmış.
Tarihine baktığımızda orta sıra takımı diyebileceğimiz Newcastle United’ın yakın bir gelecekte dünyanın en iyi liginde şampiyonluğu zorlaması imkansız değil. Hatta ‘BigSix’in içine şimdiden bile kolaylıkla sokabiliriz. Bu gelişmenin en büyük sebebi ise Suudi Arabistan sermayesi!
Newcastle’ın El Değiştirmesi
Efsane başkan olarak anılan John Hall 2007 yılında yaklaşık 200 milyon Pound karşılığında Newcastle United’daki bütün hisselerini Mike Ashley’e sattı. Kulübün %95 oranında hissesine sahip olan Ashley, İngiliz gazetesi Sunday Times’a göre 2.7 milyar Poundluk serveti ile Birleşik Krallığın en zengin 61. ismi. Newcastle, Ashley döneminde iki kez ligden düşmesine rağmen en önemli başarısını Avrupa Ligi'nde çeyrek final oynayarak gösterdi. Mike Ashley, kulübü satın aldığı günden beri satmaya pek hevesliydi ki bu durum taraftar tarafından da ciddi tepkilere maruz kalmasına sebep oldu. 2017 yılında takımı satışa çıkaran Ashley, alıcısını 2020 yılında Orta Doğu’dan buldu: Suudi Arabistan devletinin kontrolündeki Public Investment Fund.
2020’nin Nisan ayında İngiliz gazeteleri Newcastle United’ın Suudilere satılacağını yazmaya başlamıştı. Başta İngiliz milletvekilleri olmak üzere halktan da tepki çekti bu haberler. Endişelerini dile getiren İngilizlerin 2 argümanı vardı. İlki, ülke futbolunu Arap sermayesine teslim etmenin doğru olmadığını düşünmeleri. İkinci ve daha çok tartışılan konu ise Cemal Kaşıkçı cinayeti oldu. İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda öldürülen muhalif gazeteci Kaşıkçı’nın faili olarak Suudi Arabistan devleti gösteriliyordu. Suudilerin İngiltere’den bir kulüp alması başta siyasetçiler ve halkı, insan hakları konusundaki tutumlarından dolayı bir hayli kaygılandırdı. Oluşan kamuoyundan dolayı Suudi Arabistan Varlık Fonu, satın almadan vazgeçtiğini açıkladı.
Daha sonra Newcastle United kulübü bu anlaşmayı Premier Lig yönetim kurulunun bozduğunu iddia etse de bu iddia yalanlandı.
Ancak tam bir yıl sonra, 2021 Ekim’de, Suudi Arabistan Varlık Fonu, İngiltere merkezli PCP Capital Partners ile birlikte Newcastle United’ı 300 milyon Pound karşılığında satın aldığını duyurdu. Satın alım sırasında Premier Lig yönetimi tarafından varlık fonuna herhangi bir şekilde Suudi devletinin kulübe müdahalesi olmayacağına dair yazılı söz alınmış olsa da Newcastle’ın mevcut başkanı Yasir Al-Rumayyan’ın, Suudi Arabistan Devlet başkanı Muhammed Bin Salman ile yakınlığı biliniyor. Yani kısaca para bu kapıyı da açtı. İngilizler bu satın alımı sadece bir yıl geciktirebildi ve Manchester City’den sonra 2. kez Arap sermayesi ada futboluna giriş yaptı. Newcastle taraftarlarının da durumdan hoşnut olmadığı söylenemez.
Sportwashing (Spor ile aklanma) konusunda Suudi Arabistan’ın atağını bu yaz transferlerinde de görüyoruz. Bölgede Katar ile karşılıklı verilen soğuk savaşın göstergeleri diyebiliriz. Yani Newcastle’ın satın alınması da Katar’ın son 15 yıldaki; PSG, beIN Sports ve Dünya Kupası atılımlarına karşı Suudi Arabistan’ın bir hamlesi olarak yorumlanabilir.
Saha içinde neler oldu?
Saha dışından biraz kopup, saha içine dönmek gerekirse de önümüzdeki yıllarda Newcastle’ın kaçınılmaz başarısını göreceğimize inanıyorum. 2021 yılındaki satın almadan sonra ilk olarak Bournmouth’da başarılara imza atmış genç teknik direktör Eddie Howe takımın başına getirildi. Hemen ardından 2021-22 yılının kış transfer döneminde Guimares, Chris Wood, Dan Burn ve Kieran Trippier toplam 100 milyon Euro karşılığında transfer edildi. Ligden düşme tehlikesi ile karşı karşıya olan siyah beyazlı ekip transferler ile şahlandı ve ligi 11. sırada tamamladı.
Ertesi sezon (2022-23) kadrosunu İsak ve Sven Botman ile iyice güçlendiren Newcastle, bu sezon için Şampiyonlar Ligi biletini almayı başardı. Bu yaz dönemi ise takıma güçlendirmek için Sandro Tonali ve Harvey Barnes’a toplam 100 milyon euro harcandı. Harcanan paralar tabi ki yüksek meblağlar ancak alınan oyuncuların profiline bakıldığı zaman bu paranın çarçur edilmediğini görüyoruz. Genelde genç isimlere para harcıyor Newcastle. Harcanan paraya paralel olarak da başarı geldiği için Newcastle’ın futbol aklını övmek yersiz olmaz. Bu istikrar devam ederse yakın bir gelecekte Newcastle’ı düzenli bir Şampiyonlar Ligi takımı ve her sene ilk 4’ü zorlayan bir takım olarak görebiliriz.
Tüm futbol ve spor haberleri için bizi takipte kalın!