top of page

Oyunu Değiştiren İsim: Fred

Herkese merhabalar. Bu yazımda sizlere biraz Fred’in Fenerbahçe’nin oyununa olan katkısını inceleyerek, sakatlığında onun yerinde oynatılmaya çalışılan futbolcuların neden katkı veremediğini ve Fred’in yokluğunda Fenerbahçe’nin sisteminin neden çalışmadığını anlatmaya çalışacağım. Umarım beğenirsiniz, şimdiden keyifli okumalar. Haydi başlayalım…


Fred bu sezon Fenerbahçe’nin kadrosuna kattığı 12 oyuncudan birisi. Yaz transfer döneminde Manchester United takımından 9.75 milyon € bedelle kadroya katıldı. 


Fred
Fred

Fenerbahçe’nin ideal 11’ine bakarsak şu ortaya çıkıyor: Dominik Livakovic, Ferdi Kadıoğlu, Rodrigo Becao, Alexander Djiku, Bright Osayi – Samuel, İsmail Yüksek (6 numara), Fred (8 numara), Sebastian Szymanski (8-10 numara), Dusan Tadic, İrfan Can Kahveci ve Edin Dzeko. Fenerbahçe, Pendikspor karşılaşmasına kadar hemen hemen bu 11 ile sorunsuz bir şekilde oynuyordu. Sezon başında İrfan Can Kahveci – Cengiz Ünder değişikliği yapılmış ancak Cengiz’in sakatlığıyla beraber İrfan Can ilk 11’e yerleşti. Bu şekilde Pendikspor karşılaşmasına kadar gelindi, bu maçta Becao ile Fred sakatlandı, Fenerbahçe oyun ve skor anlamında alarm vermeye başladı. Bu maç öncesinde de Djiku’nun sakatlığını da eklersek Fenerbahçe ideal 11’inden 3 oyuncusunu sakatlıklara kurban vermiş oldu. 


Gelelim Fenerbahçe’nin orta saha kurgusunun nasıl olduğuna. Fenerbahçe orta sahasında bir tane 6, bir tane 8 ve bir tane de 8-10 numara ile oynuyor. İsmail Yüksek’in oynadığı rol 6 numara ve bu; rakibin geçiş hücumlarını durdurmayı, pas kanallarını olabildiğince kapatmayı ve topu kazandığında da topla beraber dribbling yaparak ya da hızlı pas yardımıyla takımı atağa kaldırmayı amaçlar. Sebastian Szymanski ise 8 görünümlü 10 numara oynuyor bu da takım ataktayken savunma arkasına koşu atmasını, top kanada geldiğinde araya koşu atmasını yani bol bol koşu atarak kaleye yaklaşmasını sağlar. Top kaptırıldığında da şok prese başlayan ilk takım oyuncusu olmasını sağlar. 


Fred
Fred

Fred bu denklemin tam ortasında kalıyor. Savunma ile hücumu birbirine bağlıyor ve takımı hücuma kaldırıyor. Sahaya çok iyi yayılması sebebiyle sahanın her yerindeymiş izlenimi uyandırıyor. Kendisine gelen topları çok dürtmeden en doğru adrese oynayabiliyor. İkili mücadelelerde ayakta kalabiliyor ve bunların hepsini tek bir oyuncu yapabiliyor. Mesela Sivasspor karşılaşmasına bakarsak; orada Szymanski’nin attığı golde, Szymanski’den kendisine gelen topu kontrol ettikten sonra direkt Tadic’e oynuyor ve sonrasında da Szymanski’nin koşu attığı noktayı göstererek adeta oraya at dercesine işaret ettiğini görebiliyoruz. Bu da O’nun aynı zamanda oyunu ne kadar iyi okuduğunu ve topsuz oyunda da aynı zamanda sürekli oyunun içinde olduğunu gösteriyor. Tadic ve Dzeko’nun maçın genelinde geriye pek gelmediğini hesaba kattığımızda, Fred birinci ve ikinci bölgede takımı yönlendiren oyuncu konumuna geliyor. 


Fred’i bu denklemden çıkardığımızda neden Fenerbahçe’nin oyunu sendelediğine bakarsak da; yerinde oynatılmaya çalışılan Miha Zajc, Miguel Crespo ve İsmail Yüksek’in oyuncu profili olarak Fred’den farklı olduğunu görebiliyoruz. Yukarıdaki paragrafta yazdığım görevleri yapmaya en yakın oyuncu Miha Zajc diyebiliriz ancak onun da hareket etmesinin kısıtlı olduğunu gördük ve bu da aynı verimi vermedi. Miguel Crespo ve İsmail Yüksek ise ikisi de savunma ağırlıklı orta saha olması ve pas kalitelerinin yüksek olmaması Fenerbahçe’de bu oyun sendelemesinin devam etmesini sağladı. Çünkü dediğim gibi Fred kendisini sahaya muazzam yayıyor ve bu onu diğer üç oyuncudan ayıran en önemli unsur. Topsuz oyunu çok iyi okuduğundan top kaybedilse bile ilk o karşılıyor. Bunu Zajc, Crespo, İsmail üçlüsünden birisi ne yazık ki yapamadı, bu da Fenerbahçe’nin orta sahasının Fred’in yokluğunda darmaduman olmasının nedenlerinden birisi oldu.


Fred
Fred

Bütün bu orta saha kurgusunun yanında Fred’in geri dönüşü Fenerbahçe’nin savunması içinde artı yazdı. Fred’le beraber Becao ve Djiku’nun da sakatlanmasıyla beraber takımın hem orta saha kurgusu bozulmuş hem de sezon başından beri oynayan stoper tandemi adeta yok olmuştu. Bu iki stoperin yokluğunda stoperde Jayden Oosterwolde ve Samet Akaydın oynadı. Bu ikili hem uyumsuz hem de Oosterwolde’nin asıl mevkisinin sol bek olmasından kaynaklanan pozisyon alma hataları ve Samet’in kötü oyunu da eklenince savunma hattında da alarmlar çalmaya başlamıştı. Fred’in geri dönüşüyle beraber savunması da kendini topladı gibi göründü Sivasspor karşılaşmasında. Fred’in geri dönüşüyle beraber İsmail’in 6 numarada eski sorumluluğu olan, takım hücumdayken stoperlerin arasına girmesi ve zaman zaman üçüncü stopermişçesine oyuna katkı vermesi belki de savunmayı toplayan etkenler arasında gösterilebilir. 


Tüm bunları topladığımız zamanda ise, Fred’in Fenerbahçe için görünenden daha fazla rolü olduğunu görebiliyoruz. Benim şahsi düşüncem; Fenerbahçe’nin diğer eksikleri de kadroya döndüğü zaman Fenerbahçe’nin sorunsuz bir şekilde işleyen sisteminin geri döneceği yönünde. Bunun yanı sıra; devre arasında yapılması planlanan takviyelerle beraber eski halinden daha da iyi olacağı düşüncesindeyim. Burada önemli olan konu; Fenerbahçe’nin Avrupa Konfederasyon Ligi’ndeki grubunu lider bitirmesi ve play-off turunu atlayarak direkt son 16 etabına yükselmesi olacak. Çünkü bir tur az oynaması demek iki maç daha az oynaması ve oyuncuların da sezon içinde bir nebze de olsa daha az yorulması demek olacaktır. 


Konuyu daha fazla dağıtmadan bitirmek istiyorum. Umarım buraya kadar okumuşsunuzdur ve okuduklarınızdan keyif almışsınızdır. Daha da önemlisi umarım yaptığım bu minik oyun içi analizimi haklı bulur ve üstüne düşünürsünüz. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Sağlıkla kalın, Linesman’le kalın…

bottom of page