Böylesine kötü günlerde belki de en zor şeylerden biri de futbol yazısı yazmak desem pek abartmış olmam. Fakat görev bilinciyle, içimde biriktirdiğim acıyı, göz yaşını bir kenara bırakıp haftalardır beklenen Liverpool v Real Madrid maçını yazmak için heyecanla ekran karşısına geçtim.
Şampiyonlar Ligi'ne deplasmanda ki farklı Napoli mağlubiyetiyle başlayıp daha sonra bütün grup maçlarını kazanan Liverpool, 12 Şubat'ta Suudi Arabistan’ın Al Hilal takımı ile oynadığı maçı kazanıp, Kulüpler Dünya Kupası'nı da müzesine götüren son şampiyonun karşısına beklenen bir kadroyla çıktı. İki takımda ki hücum gücü, yüksek kadro seçimleri, maçın bol gollü ve bol pozisyonlu geçeceği izlenimi uyandırdı.
Maçın henüz 3. dakikasında Salah’ın müthiş pasında, Nunez şık bir tek vuruşla cezayı kesti. Courtois, yapabileceği en büyük hatayı, en son yapması gereken yerde ve belki de en son yapması gereken futbolcu (Salah) karşısında yapınca durum 15. dakikada Liverpol lehine 2-0'a geldi. Bu dakikadan sonra maç, Liverpool açısından rahat geçer diye beklenirken 20 dakikada Vinicius Jr'ın şık plasesi maçın aslında Real Madrid açısından yeni başladığını işaret etti. Bu golden 16 dakika sonra Liverpool kalecisi Alisson, Courtois gibi büyük bir hatayla maça Real Madrid’i ortak etti.
İlk yarıda Liverpool’da oynadıkları iyi futbolla öne çıkan futbolcular; basmadık alan bırakmayan, kondisyonunu tasarruflu kullanan kaptan Henderson, zaman zaman Gakpo, iyi paslarıyla Alexander-Arnold, golde ki tek vuruşuyla Nunez ve tabii ki bildiğimiz ve izlemekten keyif aldığımız Muhammed Salah’tı. Real Madrid’de ise attığı iki gol ve hırsıyla Vinicius Jr, müthiş enerjisiyle Carnavinga’ydı. Özellikle Rodrygo ilk yarıda beklenenin çok altında bir oyun ortaya koyarken, Courtois ise kendinden beklenmeyen bir hataya imza atarak ilk yarının Madrid adına hayal kılıklarındandı.
İkinci yarı başlarken, maçı beraber izlediğim arkadaşlarıma Salah’ın karşısında yokları oynayan Alaba’nın sakatlanıp çıkması ve Nacho’nun oyuna girmesi Real Madrid adına olumlu sonuçlanabilir demiştim. Nitekim, 47. dakikada Militao’nun golü Real Madrid’in moralini yükseltti. Ancoletti’nin takımı, bununla da yetinmeyerek 55 ve 67. dakikalarda Benzema’nın ayağından bulduğu usta işi gollerle bir nevi turun kapısını araladı.
İngiltere Premier League'inde 22 maçta topladığı 35 puanla lige havlu atan Liverpool, yediği iki gole rağmen pes etmeyen, oynadığı futbolla Şampiyonlar Ligi'nin bu sene de en büyük favorisi benim diyen Real Madrid karşısında yediği 5 golle sürklase oldu. Aslında sorun Kloop’un oynattığı fubolda ya da sistemde değil. Sonucu, iki takım arasında ki güç farkı belirledi.
İşin Real Madrid tarafında ise özellikle oturmuş bir kadro, çok iyi orta saha, kondisyonu yüksek ve inanmış bir takım göze çarpıyordu. Attıkları 5. golde üç kişiyle nasıl hücum edilirin dersini verdiler.
Real Madrid’in son dakikalarda ayağa pasları ve göze hoş gelen futboluna Real Madrid taraftarı da kayıtsız kalamadı. Böylesine zor bir deplasmanda oley nidalarıyla takımlarını bir şekilde ödülendirdiler ve İspanya’ya mutlu bir şekilde döndüler.
Maçın Adamı - Vinicius Jr.
Hayal Kırıklığı - Alisson
Görünmez Kahramanı - Camavinga
Tüm futbol ve spor haberleri için bizi takipte kalın!