Avrupa Uluslar Ligi B grubunda Bizim Çocuklar grubun 4. maçına namağlup lider olarak çıktı. İzlanda deplasmanı, takvimin her gününde sorun çıkartacak bir deplasman ancak Ekim’in 14’ünde adeta bir çileye dönüşebiliyor. Maç öncesi yetkili ağızlardan “iptal olacak” söylemleri yükselse de son karar maçın belirlenen gün ve saatinde, Reykjavik’te oynanacağı yönünde oldu. Teknik direktörümüz Vincenzo Montella’nın maç öncesinde bahsettiği gibi tüm bahanelerden arınarak sahaya çıkan Milli Takımımızda İrfan Can Kahveci ve Kenan Yıldız ilk 11’e yerleşti ve maça alışılageldik klasik “9” no olmadan, hareketli bir üçlü ile sahadaydık.
Buz Kestik!
Maçın erken bölümlerinde sahanın “buz pistinden” hallice olmasına rağmen ön alan presi ile baskı kurmaya çalışan Millilerimiz, pozisyonu bulsa dahi sonuca çeviremeyince kaptırılan top sonucu Oskarsson’un tek başına geçiş hücumu ile dakikalar 2’yi gösterdiğinde 1 – 0 geri düştü. Buz gibi bir hava, buz pisti gibi bir zemin ve gelen erken gol ile buz gibi bir his ile maça devam eden Millilerimiz, golün ardından zemine uyum sürecini atlatmaya çalışarak baskı kurdu. Bu baskının ilk meyvesini dakikalar 6’yi gösterdiğinde Hakan Çalhanoğlu’nun şutuyla aldık aldık ancak top kalecide kaldı. Zeminin kötü olması ve topun düzenli olarak sekmesi, oyunun teknik anlamda oynanmasını zorlaştırsa da dakika 20’ye kadar topun hâkimi ve sete oturan bir Ay- Yıldızlılar gördük. Zeki ve Ferdi’nin bindirmeleri ile birçok kez erken orta ile bu süreçte şans bulmaya çalışsak da en etkili olunan akınlar merkezden veya Kenan Yıldız’ın bireysel becerileri ile gelen akınlar oldu. Topun arkasında sabırlı ve ısrarlı şekilde bekleyen İzlanda takımını açmak zor olsa da yay üzerinden Kerem Aktürkoğlu’nun şutu ile bu kilidi kırmaya dakikalar 23’ü gösterdiğinde çok yaklaştık, olmadı. Bu dakikaya kadar alışılageldik oyununu oynamaya çalışan Millilerin baskısını kıran İzlanda takımı, 30lu dakikaların ortalarına kadar etkili geçiş hücumlarını, özellikle Oskarsson ile, gerçekleştirdi ve kornerler ile tehlike yarattı.
İlk yarının son 15 dakikasında ise, Kenan Yıldız’ın 38. dakikasında etkili bireysel çabası ile getirdiği top ve 45’te organize akın sonucu Ferdi Kadıoğlu’nun kalecide kalan şutu dışında iki takımda tehlike üretemezken, devrenin sonuna eklenen “bir dakika uzatma” ilk yarıyı açıklar nitelikte idi. İlk ve tek etkili akınlarında buldukları gol ile İzlanda takımı devreye bir farkla önde girdi.
Altın Yarı!
İzlanda’nın başkentinde iki Milli takım da sahaya değişiklik yapmadan çıkarak ikinci yarıya başladılar. İkinci yarının ilk düdüğünden itibaren iştahlı, hevesli ve ne yaptığını bilen bir Milli Takım vardı sahada. Önce duran top sonrası Hakan Çalhanoğlu’nun direği ve İrfan Can Kahveci’nin kafa vuruşu ile gole yaklaştık. Dakikalar 51’i gösterdiğinde baskının sonucunu alıyoruz ve Arda Güler’in şutunda Ingasson’un eliyle müdahalesi sonucunda penaltı kazandık! Ancak zeminin ufak bir şakası ile daha karşı karşıya kalarak, kaptan Hakan Çalhanoğlu’nun penaltı golü çift müdahale sebebiyle iptal ediliyor.
Kısa bir demoralize durum sonrasında toparlayan milli takım, patenlerini giyerek tarihi dönüşün ilk paten izlerini sahaya yansıtıyor ve baskının arttığı an sihirli ayak İrfan Can Kahveci, sihrini Reykjavik’te İzlandalılara da izletiyor, dakika 64 ve 1 – 1. Bu golün sevincini ekran başında bizler yaşarken, sahadaki Millilerin inancı ve kurduğu doğru baskı, akışkan top çevirme ile üst üste etkili akınlarla golün geleceğini hissettirdiler ve 66.dakikada bir el ile oynama daha sonrası hakem tekrardan penaltı noktasını işaret etti. Dakikalar 67’yi gösterdiğinde Ballon D’or adayı kaptan Hakan Çalhanoğlu hatayı ikinci kez tekrarlamadı ve Millilerimizi öne geçiren skoru kaydetti, 1-2!
Reykjavik’te 70.dakikadan sonra kendi oyunlarına hiç uymayan top hakimiyeti oyununa dönmek zorunda olan İzlanda, fizik gücünün de yardımı ile müthiş bir pozisyon yakaladı ancak Duvar Merih Demiral, topu çizgiden çıkararak herkese derin bir nefes aldırdı. Ancak bu
pozisyondan kısa bir süre sonra sağ kenardan gelen yüksek ortada, tipik bir İzlanda hücumunda, kafa vuruşu ile Andri Guðjohnsen 83. dakikada topu ağlarımıza gönderdi ve durumu 2-2’ye getirdi.
Sahne Büyücünün!
Golden sonra sinmeyen ve iştahlı oyununa devam eden Millilerimiz, fiziksel mücadelede İzlandalılara sahada cevap vererek ön alan presi ile fark yarattılar ve dakikalar 88’i gösterdiğinde “Büyücü” Kerem Aktürkoğlu’nun müthiş ön alan baskısı sonucu hata yapan kaleciden seken topu tamamlayan “Starboy” Arda Güler tüm Türkiye’yi sevince ve inanca boğan golü kaydetti. Bu dakikadan sonra gelen 6 uzatma dakikasının bir ömür olacağını düşünsek de Ay-Yıldızlılar’ın müthiş savunması ve oyuna sonradan giren Eren Elmalı ve Yunus Akgün’ün temposu ile hem savunma aksiyonları hem de doğru duruş ile pozisyon vermeden ilk 4 dakika geçse de 90+5’te Harry Potter Kerem’in akıl dışı golü ile hem galibiyeti perçinledi hem de İzlandalıları büyüsü ile tanıştırdı! İzlanda deplasmanındaki tarihimizdeki ilk galibiyet olan bu maç hem jenerasyona hem de Montella hocaya çok yakıştı, ayağınıza sağlık!
Futbol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
コメント