Muhteşem bir Şampiyonlar Ligi akşamını geride bıraktık. Kuralar çekildiği gün, kafada kurulan senaryoları dün gece birebir yaşadık. Devler Ligi’nin ölüm grubunun finali, olabilecek en yüksek reytingle sona erdi. Bu bana 2020-2021 sezonunda Süper Lig’in son haftasını hatırlattı. Canlı puan durumu sürekli değişiyor, 4 takımın birden sıralaması maçta yaşanan aksiyonlarla paralel bir biçimde değişti. Neticede nihai sıralamada PSG ve Dortmund, yoluna devam eden takımlar olurken Milan, Galatasaray’ın da bulunduğu UEFA Avrupa Ligi’ne hak kazandı. Elenen, elenmeyen 4 takıma da son saniyeye kadar gösterdiği mücadeleden dolayı teşekkür ediyoruz. Bugün, son maçların senaryolarını anlatıyoruz.
Öncelikle şu istatistiği vermek gerekir: İki maçta yaşanan toplam gol beklentisi tam 7,98. Birinden birinin temkinli oynayabileceğini ön görebileceğimiz maçlara göre futbola gayet doyduğumuz 2 maç oldu. Grubun ana etmeni PSG-Dortmund maçı hakkında iki kelam etmek gerekir.
Geçtiğimiz hafta son dakikada kazandığı penaltıyla birlikte, Newcastle’ı yenen Paris ekibi bu mücadelede tıpkı grubun genelinde gösterdiği performans gibi çok doyurucu bir oyun sergileyememişti. Signal Iduna Park’a giderken, gruptan çıkmayı garantilemiş fakat liderliği cebine koyamamış bir Dortmund’un, PSG’ye karşı üstün geleceğini ön gördüm. Fakat, topun bir o kalede bir bu kalede oynandığı mücadelenin ilk yarısında bu ön görünün aksi bir futbol sahadaydı. Aslında plan çok basit fakat etkiliydi. Dortmund’un savunma hattına baktığımızda bir eksiklik vardı. O büyük eksikliğin ismi süratti. PSG’nin patlayıcılığı ile ün yapmış ön hattına karşı, ağır bir dörtlüyle sahaya çıkmak Alman ekibi için intihardı. Ancak Fransız takımının hücum oyuncuları, sandalyeye tekmeyi koyamadı. Kang-in Lee, Mbappe, Kolo Muani neler neler kaçtı. Bir parantez de Süle’ye açmak gerekir. Dortmund hattının Paris ile ters düşmesini eleştirsek de genel anlamda başarılı bir maç geçirdiler. Süle’nin özellikle maçın 16. Dakikasında çizgiden çıkarttığı insan üstü top, yıllar geçse de asla unutulmayacak. Futbolcuların zıplayarak veya kafayla tuttuğu golleri birçok kez gördük fakat bu farklıydı. Yerden kayan Alman oyuncunun, çizgi üstünde bacağını kaldırarak topu kurtarması gerçekten inanılmazdı. Dortmund’un da ilk yarıda özellikle Adeyemi ile kaçırdığı gol, kayıtlara geçecek cinstendi. Atamayana atarlar kuralı bu maç için geçersiz kılınmıştı. İlk yarının sonlarına doğru St. James Park’tan gelen gol haberi de PSG’yi an itibariyle 3. sıraya düşürmüştü. İlk yarılar böyle bitti.
İkinci yarılar başladığında hiçbir hocadan hamle gelmemişti. Ancak Luiz Henrique’nin soyunma odasında da en azından üzerlerinden baskıyı atmak adına bir hamlesi olmamıştı. Çünkü Fransız ekibi ikinci yarıya büyük bir stres ile başlamıştı. Haksız da sayılmazlar, nitekim tomarlarca para harcayan ve takımında Kylian Mbappe gibi bulunan bir takımın UEFA Avrupa Ligi’nde mücadele etmesi kabul edilemezdi. Bu rezil olma baskısı, Dortmund’un kaçırdığı golü bu kez atmasına sebep oldu. PSG için zaten zor olan durum, bir anda imkansıza yakın bir ihtimale dönmüştü. Ancak özellikle Neymar ve Messi’nin takımdan ayrılmasıyla birlikte takımın mutlak lideri olan Kylian, imkansıza yakın ihtimalleri severdi. 5 dakika sonra sazı eline aldı ve genç Emery’nin attığı golde önemli bir paya sahip oldu. Beraberlik golünden 4 dakika sonra İngiltere’den gelen bir haber PSG’yi iyiden iyiye rahatlattı. Bu rahatlığın etkisiyle, ilk yarıdaki özüne dönen Paris ekibi, canlı puan durumunda bir anda liderliği de almıştı. Ancak VAR sistemi “Üçüncülükten liderliğe hemen gidemezsin” uyarısında bulundu.
Milan’ın Pulusic ile attığı gol, hiç hesapta yokken Milano ekibini potaya koydu. 59. dakikadan sonra Almanya’daki mücadelenin pek bir çekiciliği kalmamıştı. Canlı puan durumunda ilk iki sırayı alan takımlar, “Dimyat’a pirince giderken eldeki bulgurdan olmayalım” kafasıyla maçı iyiden iyiye rölantiye aldı. Öte yandan İngiltere’de, ev sahibi takımın gol atması ikinciliği, konuk ekibin gol atması kendileri için 3. sırayı almaları demekti. Taraftarına kendini borçlu hisseden ev sahibi takım, zaten maçtan önce fazla beklentisi olmayan Milan’a karşı iyiden iyiye riski aldı. Hücum hattında arkada boşluk verilmemesi gereken Milan oyuncuları, fırsattan istifade 3. sırayı almak için geldi. Önce Leao kaçırdı, sonra oyuna sonradan dahil olan Samuel, sadece bir dakika sonra Newcastle’ın ipini çekti. Ve canlı puan durumu son kez değişmiş oldu. Maçlar bittiğinde çöken taraf hiç kuşkusuz İngiliz tarafıydı. Avrupa kültürü olmayan bu takım, 6. maçın başına kadar elinden gelenin en iyisini yaptı fakat o vurucu hamleyi yapamayıp bir de üstüne kalende golü görürsen, elenmeyi hak ediyorsun demektir. Rakipleri, 3. sırada girdiği soyunma odasından bir de üstüne gol yemelerine rağmen, hiçbir şekilde mücadeleyi bırakmadı. Böylelikle PSG’nin UEFA Avrupa Ligi’nde Galatasaray ile karşılaşma ihtimali gerçekleşmedi.
Milan ise, geçtiğimiz yıl Şampiyonlar Ligi’nde yarı final oynamasından sebep, turnuva takımı kimliğini UEFA Avrupa Ligi’nde de gösterme ihtimalini vaat ediyor. Hiç kuşkusuz Kupa 2, Kupa 1 kadar ilgi çekici olacak.
Comments