Avrupa’nın güneyinden Akdeniz’e uzanan yarım adanın üzerinde kurulu olan bir devlet İtalya. Güney batısındaki Sicilya ve batısındaki Sardinya Adaları ülke topraklarına dahildir. Kuzey batısında Fransa, kuzeyinde İsviçre ve Avusturya, kuzey doğusunda Balkan ülkeleri vardır.
2021 verilerine göre 59 milyon nüfusa sahip olan bu ülke; zengin kültürü, farklı tatları, müthiş mimari eserleri, spor araba üretimleri ve sanatlarıyla sürekli kendinden söz ettiren bir ülke.
Dünyanın en önemli sanatçılarının var olduğu İtalya’nın en büyük özelliği ise korumayı çok iyi bilen bir sosyolojik bilince sahip olan insanlarının olması. Sokaklarında herhangi bir binanın kolonu bile 15. yüzyıldan kalmış ve özenle orada duruyor olabilir. Tarihi boyunca büyük zenginlikler üretmiş İtalya, tam 51 UNESCO dünya mirasına sahip olmakla beraber rekoru hala elinde bulunduruyor.
İtalya, tüm bunların yanında futbol branşıyla da adını fazlaca söz ettiren bir ülke. Tarihi biraz karmaşık olsa da İtalya futbolunun Cenova’da doğduğu söylenmektedir.
İtalya millî futbol takımı, dünyanın en başarılı takımlarından biridir. Dünya Kupası’nı 4 defa kazanmıştır (1934,1938,1982,2006). İtalyan takımları da Avrupa'nın en başarılı takımları arasındadır. Şu an 12 tane Şampiyonlar Ligi ve dokuzar tane Avrupa Ligi ile Süper Kupa'ya sahiptir. İtalya'nın en üst ligi olan Serie A ise dünyanın en iyi ulusal liglerinin arasında yer almaktadır. Dünyanın ünlü kulüplerinden Juventus, Inter ve Milan İtalya'da bulunmaktadır. Ve elbette Fiorentina…
Fiorentina, Floransa şehrinin futbol takımıdır. Floransa (Firenze) İtalya'da, San Marino'nun batısında bulunur ve Kuzey İtalya'daki Toskana Bölgesi'nin başkentidir, aynı zamanda kendi ismini taşıyan ilin merkezidir. Kısa bir dönem, İtalya Krallığı'na başkentlik de yapmıştır.
Associazione Calcio Firenze Fiorentina. Kısaca Fiorentina, 1926 yılında kırmızı-beyaz renkleri ile kurulmuş daha sonra 1928 yılında bugünkü renkleri olan mor-beyaza dönüştürülmüştür. O günden beri "i Viola" yani mor menekşeler olarak bilinmektedir. Mor menekşeliler, "Artemio Franchi" stadında maçlarını oynamaktadırlar.
Ülkemizin tanıdık yüzü Fatih Terim ise 2001/2002 sezonunda Fiorentina teknik direktörlüğü yapmıştır. Hatta ayrılışı sorunlu olmuştur. Fiorentina taraftarlarının çok sevdiği Fatih Terim, dönemin başkanı Cechi Gori ile tartışmıştır. Bir gün Cechi ve Fatih Terim arasında yapılan görüşme sırasında dışarıda yoğun bir Fiorentina taraftarı, Terim lehine tezahüratlar atıyor başkanı ise tam tersi kınıyorlardı. Fakat işler taraftarın istediği gibi yolunda gitmedi, uzlaşma sağlanamadı, kısa süre sonra yollar ayrıldı. Onun yerine göreve getirilen isim ülkemizden yolu geçen Mancini idi. Fakat bu süreçte Terim, Fiorentina’yı "Coppa İtalia" finaline kadar götürmüştü lakin finale Mancini önderliğinde çıktı mor menekşeliler ve kupayı kazandı. Maç sonunda ise oyuncular ve Mancini: "Bu kupanın kazanılmasındaki en büyük pay sahibi Fatih Terim’e teşekkür ederiz." söyleminde bulundular.
Fiorentina’nın ligde 2 lig şampiyonluğu bulunuyor. Bunları 55/56 ve 68/69 sezonlarında müzesine götürmeyi başardı.
Fiorentina’nın kuşkusuz İtalya futbolu ve Avrupa futboluna renk kattığı su götürmez bir gerçek. Fakat Serie A çok güçlü takımlarla dolu. Dolayısıyla Fiorentina biraz daha geri planda kalıyor. Şahsi görüşümdür ama biraz geri planda kalması ve İtalya’nın en güzide şehirlerinden birisini temsil etmesi benim için bu takımı daha değerli kılıyor. İtalya’ya ve Floransa şehrine her zaman ayrı bir sempati beslemem de bundan kaynaklanıyor sanıyorsam.
Ve elbette bu güzide şehrin takımı Fiorentina’nın pek çok kulüp efsanesi de var. Bunlardan birisi şüphesiz Batistuta. Yakın tarihten oyuncuları sayacaksak Mohammed Salah, Franck Ribery, Adrian Mutu ve Mario Gomez gibi yıldızları sayabiliriz. Türk futbolunun yakından tanıdığı Felipe Melo, Lefter Küçükandonyadis, Haris Seferovic, Can Bartu, Tomas Ujfalusi ve Ghezzal da bir dönem Fiorentina forması giymiştir.
Ek olarak pek çok altyapıdan yetişen İtalyan gencin yolu Fiorentina kulübünden de geçiyor. Böyle güzel bir kültüre sahip olan İtalya’dan bahsediyoruz. Kültür ve sanatsal zenginliklerini saymak yetmiyor birde futbol takımlarının yerleşmiş ve artık stabilleşmiş kültürleri var. Bu bahsini geçirdiğim altyapı mevzusunun pek çok tanıdık yüzü var ama yakın dönemde tanıdığımız bir örnek de bizim ülkemizde forma giyiyor. Kendisi Nicolo Zaniolo... Ara transfer döneminde Galatasaray onu kadrosuna kattı. Zaniolo, İtalya futbolu için çok büyük bir potansiyel, hatta mihenk taşı. İtalyanların tamamı onu çok seviyor ve eski formuna kavuşmasını çok istiyor. Zaman ne gösterecek göreceğiz.
Fiorentina şu an ise ligde 9. sırada yer alıyor. Aynı zamanda UEFA Konferans Ligi'nde mücadele etmeye devam ediyor. En son temsilcimiz Sivasspor’u son 16 turunda eleyerek saf dışı bırakmıştı. Şimdi çeyrek final için Lech Poznan ile eşleştiler. Açıkçası kupaya fena bir şekilde göz diktiler. Ligde dalgalı bir sezon geçiriyorlar ama Konferans Ligi'ne bir şekilde tutunuyorlar. Aslına bakılırsa bu sezon tüm büyük takımlar Avrupa arenalarında boy gösteriyor. İtalyan takımları bu sene Avrupa’da farklı ve iyi bir grafik çizdiler. Bu sene Avrupa için İtalyanların senesi diyebiliriz. Napoli, Inter ve Milan Şampiyonlar Ligi'nde ter dökecekler. Mourinho’nun öğrencileri ise Avrupa kupasında boy göstermeye devam ediyor.
Açıkcası onları kıskanmıyor değilim muhtemelen sizde kıskanıyorsunuzdur. Keşke bizde Avrupa arenalarında Türk takımları olarak dominasyon örneklerini sık sık gösterebilsek. Umarım o günler de gelecek diyoruz ve kapanışa geçiyoruz.
Bugün sizlere İtalya ve İtalya’nın önemi, ek olarak futbol takımlarına değindim. Ve bunların arasından mor menekşelileri ayrı bir mercek altına aldım. Umarım bu içerik hoşunuza gitmiştir. Bu tarz içeriklerden haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızdan bizleri takipe alabilirsiniz. Sağlıcakla kalın.