Herkese merhabalar. NTV, Tivibu Spor, BJK TV gibi önemli kanallarda görev alan sevgili Şansın Tokyay ile güzel bir röportaj gerçekleştirdik. Değerli vaktini bize ayırdığı için Şansın Tokyay'a şahsım ve Linesman ekibi adına çok teşekkür ediyorum. Herkese keyifli okumalar dilerim!
Sizi tanımayan arkadaşlarımız için kendinizden bahsedebilir misiniz?
NTV’de spor spikeriyim. Mayıs 2021’den evvel Tivibuspor’da aynı görevi yapıyordum. Öncesinde Türkiye Basketbol Federasyonu’nda Milli Takımlar Medya Sorumlusu olarak çalışıyordum; aynı zamanda NTV Spor’da Basketbol Havası programını sunuyordum. TBF’den önce de BJK TV’de spikerdim. Kısacası 10 senedir bu sektörün emekçisiyim diyebilirim.
Bireysel olarak gelecek yıllar ile ilgili planlarınız neler?
Gelecek yıllar ile ilgili plan yapmaktan ziyade kişinin günümüzde ‘kendisinin olabileceği en iyi versiyonu olmak’ için sürekli çalışması gerektiğine inanıyorum. Enerjimi gelecek ile ilgili plan yapmaya değil her gün bir öncekinden daha iyi olmak için çalışmaya harcıyorum. Bence en güzel gelecek böyle şekillenir.
Spor medyasında yer almak isteyen genç arkadaşlarımıza ne tür tavsiyelerde bulunursunuz?
Kendilerine güvensinler, kimsenin onlardan iyi olduğunu düşünüp gözlerini korkutmasınlar. Hepimiz şimdi olduğumuzdan daha gençtik, hepimiz yolun başındaydık ve onların geçtiği yollardan geçtik. Bugün karşılaştıkları her tecrübeli spor medyası çalışanı eskiden onlardan biriydi. Bunu akıllarında tutmaları çok işlerine yarayacaktır. Çok çalışsınlar, inatçı olsunlar, sürekli okuyup öğrensinler ve benzeri maddeler dizmeye lüzum yok çünkü zaten bunları yapmayanların değil spor medyası hiçbir mecrada ayakları yere basan insanlar olacağına inanmıyorum.
Son zamanlarda yeni nesil medya araçları ile yükselen ve ön plana çıkan bir genç topluluk var. Bu topluluk ile ilgili düşünceleriniz neler?
Bu konuda fazla fikir yürütmem doğru olmaz zira ben onlardan eski bir jenerasyonum ve karşılaştıkları zorlukları anlamam çok mümkün olmayabilir. Bana öyle geliyor ki bir topluluk ya da birey ile ilgili düşünce sahibi olmak için hangi yollardan geçtiklerini, hangi zorluklara nasıl direndiklerini biraz olsun bilmek gerekir. Yine de yüzeysel olarak konuşacak olursam dijital çağın içinde yetişmiş söz konusu gençler yeni bir medya dili oluşumuna katkıda bulunuyorlar ve bu çok değerli.
Çeşitli görevler ile spor medyasında yer alıyorsunuz. Sektörde en zorlandığınız anlar nelerdi?
Geride kalan on sene içerisinde beni en çok zorlayan nokta yeni iş tanımlarına başlamak oldu sanırım. Örneğin Türkiye Basketbol Federasyonu’nda çalışmaya ilk başladığım zamanlar TBF TV için röportajlar gerçekleştiriyordum. Bu görevden Milli Takımlar Medya Sorumlusu olmaya geçiş bana farklı bir sorumluluk ve yük getirmişti. İş tanımı değiştirmek zor ama yaptığın her işi layığıyla yapmanın iç huzuru da ayrı güzel açıkçası.
Zorlu anlar haricinde "İyi ki bu işin içerisindeyim." dediğiniz anlarınız nelerdi?
Çalıştığım ve işimin başında olduğum her an. Yaptığım işle gurur duyuyorum ve mesleğime çok saygı duyuyorum.
Genel olarak kadın sunucuların dış görünüşleri ile işlerini kazandıklarına dair bir algı var. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ben genel olarak böyle bir algı olduğuna katılmıyorum. Varsa da bu durum bu algıya sahip olanların ya da bu algıya sahip olunmasına neden olanların ayıbıdır. Ben iki tarafta da olmadığımdan ya da iki tarafta da olan biriyle muhatap olmadığımdan bu soruya cevap olacak bir düşüncem de yok.
Ülkede oynanan futbolun yanında sürekli eleştirilen bir medya da var. Sizce bunun temel sebebi nedir?
Oynanan futbol da eleştirilebilir, o futbolu yorumlayan medya mensupları da eleştirilebilir. Ben de eleştiriliyorum. Bunda bir zarar da görmüyorum. Bence sorun olabilecek durum eleştiri kisvesi altında hakaret etmek, kendisinden farklı olanı yanlış olduğuna inandırmaya çalışmak, cinsiyetçilik ya da ırkçılık gibi çirkin duruşlar sergilemektir. Ben kendime yapılan gerçek eleştirilerden besleniyorum açıkçası, bunları daha iyi olmak için kullanıyorum.
Birçok spor dalını takip ettiğinizi biliyoruz. En çok sevdiğiniz spor dalı hangisi?
En sevdiğim spor dalı basketbol. TED Ankara Koleji’nde okurken okulun kız basketbol takımındaydım. İlkokul dördüncü sınıfta başladığım basketbolu liseden sonra profesyonel olarak sürdürmesem de gönlüm hep parkelerde oldu. Basketbol özelinde çok izlenen programlar sundum, yıllarca hem Süper Lig’de hem Avrupa arenasında muhabirlik yaptım. Basketbolun yeri çok ayrıdır bende.
Taze bir Dünya Kupası. serüveninden çıktık. Siz bireysel olarak bu turnuvadan memnun kaldınız mı?
Ben Dünya Kupası'nı “Messi ve Arjantin” kazandığı için memnun olmakla beraber “Ronaldo ve Portekiz”i finale kadar izleyemediğimden dolayı üzgünüm açıkçası. Genel olarak her Dünya Kupası gibi heyecanlı ve özeldi. Bir nokta farklı ve üzerinde konuşmaya değer bence: Dünya Kupası’nın ilk defa sezonun ortasında yapılması ara transfer dönemi öncesi bir çok futbolcunun dikkatleri üzerine çekmesini sağladı. Örneğin; Hollanda Milli Takımı'yla 3 gol atan 23 yaşındaki Cody Gakpo, turnuvanın ardından 42 milyon euro'luk bonservisle PSV'den Liverpool’a geçti. Yine Hollanda’da Arjantin’e attığı gollerle yıldızlaşan Beşiktaşlı Wout Weghorst’a Manchester United kanca taktı. Dünya Kupası'nda yarı finale dek gelerek hepimizi şaşırtan Fas'ta beğeni toplayan İzzedine Ounahi de transfer döneminin paylaşılamayan ismi haline geldi. Örnekler çoğaltılabilir. Bu Dünya Kupası hem oynanırken gayet heyecanlıydı, hem de bittikten sonra parlattığı yıldızlarla adından söz ettirmeye devam ediyor.
Sevgili Şansın Tokyay ile sizler için bir röportaj gerçekleştirdik. Kendisine bir kez daha teşekkür ediyoruz. Umarım beğenmişsinizdir. Eğer beğendiyseniz paylaşarak bize destek olabilirsiniz. Önerilerinizi de yorum kısmına bekliyoruz. Linesman'le kalın!