Silvio Berlusconi kimdir?
Kendisi bir İtalyan medya imparatorluğunun kurucusu, eski başbakan ve Milan takımının eski başkanıydı. 1936 yılında İtalya’nın Milano kentinde doğmuştur. Üniversitede iyi bir dereceyle hukuk mezun olmuş olsa da asıl istediği alan müzikti. Ne yazık ki solistlik yaparak gelir edemeyince odağını inşaat sektörüne yöneltti. Önemli projeler gerçekleştirdi ve parasını servete dönüştürmeye başladı. İnsanların taleplerine doğru karşılıklar vermeyi iyi biliyordu. Medya ve yayın girişimleri ile milyon dolarlar kazandı. Berlusconi’nin televizyon, gazete, sinema, yayın, bankacılık ve sportif yönünde önemli varlıkları bulunmaktadır. Medya sektöründe faaliyet gösteren bir iş adamı ve Mediaset isimli büyük bir medya holdinginin sahibidir. Kendisi birçok medya kuruluşuna sahiptir. Ayrıca Berlusconi’nin holdingi, İtalya’nın en özel emlak şirketlerinden biridir. Forbes dergisine göre, kendisi İtalyan’ın en zengin insanı seçilmiştir. Kendisi, Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlunun nikah şahitliğini yapmıştır. Bu şahitlik olayı, ikili arasında bir dostluk ilişkisi mi bir çıkar ilişkisi mi olduğu hakkında bir sürü tartışmalar yaratmıştır. Çok yönlü ve güçlü bir kişilik olan Berlusconi, siyasi kariyeri boyunca birçok tartışmaya ve skandala karışmıştır. Bu kadar alan da yüksek makamda olması tartışmaları da beraberinde getiriyordu. Zaman zaman yolsuzlukla suçlanmış zaman zaman ise büyük bir medya kuruluşunun sahibi olmasından ötürü siyasi kariyeri boyunca medya da kendi propagandasını yapması eleştirileri beraberinde getirmiştir. Böyle bir avantaj sağladıktan sonra eleştiriler olsa da bazı kaynaklara göre siyasi muhaliflerini susturduğuna dair iddialar da bulunmaktadır. Böylesine sağlam bir güce sahip olan bir insanın sürekli siyasi ve ekonomik çıkarları için bu gücü kullanması ne kadar doğru tartışılır.
Başbakanlık Dönemi
Silvio Berlusconi, İtalya’nın 50. ve 53. Başbakanı olarak görev yapmıştır. İlk kez 1994 yılında seçildi ve 9 aylık kısa bir süre görevini sürdürdü. Daha sonra 2001 yılında yeniden seçildi. İtalya Cumhuriyeti tarihindeki en uzun süreli hükümet oldu ve 2006 yılına kadar başbakanlığını sürdürdü. 20 Nisan 2005’te, yerel seçimlerdeki başarısızlıklar ve kabine içi anlaşmazlıklar nedeniyle görevden çekileceğini açıklamış ama 23 Nisan’da eskisinden farkı olmayan bir kabine ile tekrar başbakanlığa geçmiştir. Bazı insanlar, Berlusconi döneminde ekonominin iyiye gittiğini, işsizliğin azaldığını savunurken; bazı insanlar, onun döneminde hukukun tehlikeye girdiğini, yolsuzlukların çoğaldığını ve medya kontrollerinin arttığını iddia ediyorlardı. Hala günümüzde de politika ve icraatları ülkede tartışılmaktadır.
Milan Dönemi
Berlusconi, 1986-2017 yılları arasında AC Milan futbol kulübünün başkanlığını yapmıştır. 1986 yılında Milan-Fiorentina karşılaşması oynanırken bir grup taraftar “Ya Berlusconi ya ölüm!” pankartını açtı. Bu pankart, Berlusconi için kapıların açılmasına vesile olacaktı. Serie A liginde mücadele eden takım bir türlü istikrar yakalayamıyordu. Kulübü satın aldıktan sonra, bu başarısızlık faktörlerini değerlendirip harekete geçti. Kulüp mağazası ve dergisi açarak AC Milan takımını insanların gündelik yaşamına dahil etti. Rekor sayıda kombine satışları taraftarların stadyumu dolduracağının habercisiydi. Bu girişimler, kulübün kârını arttırıyor ve modern bir yapıya ulaşmasını sağlıyordu. Daha sonra teknik direktör Arrigo Sacchi ile birlikte yeni bir yapılanmaya gitmek istiyordu. İlk zamanlar Sacchi’ye çok eleştiriler gelmişti, taraftarlar kendisinin yetersiz olacağını düşünüyorlardı. Sonunda bu eleştirileri haksız bırakarak kupayı Milan’a getirdi. Berlusconi, Avrupa futbolunun öneminin farkına vardı ve eleme formatı şeklinde olan turnuvanın “Şampiyonlar Ligi” olarak değişmesi önerisinde bulundu. Turnuvadan erken elenme durumu gelirleri kaybetmesine yol açacağı için yeni bir formatın daha iyi olacağını düşündü. Takım kadrosunu güçlendirmek adına Milan’a, Van Basten, Rijkaard, Carlo Ancelotti, Paolo Maldini, Gullit ve Francesco Baresi gibi dünya yıldızlarını transfer etti. Bu tarz yıldız oyuncular takıma her sene katılmaya devam etti. 2000’li yıllarda özellikle Kaka ve Ronaldinho’nun transferleri kamuoyunda baya yankı oluşturdu. Vizyon ve marka değerini futbolda yaratmak istiyorsanız ilk başta takımın kalitesini arttırmanız gerekir. Berlusconi de kulübün başarısı için gerekini yaptı. Onun 31 yıllık döneminde Milan, 8 İtalya Ligi şampiyonluğu, 5 UEFA Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu ve 1 UEFA Kupa Galipler Kupası şampiyonluğu gibi birçok önemli başarıya imza attı. Berlusconi, kulübü başarıya götüren faktörlerden birinin de modern teknoloji olduğunu düşünüyordu. Milan’ın tesislerini ve teknolojisini yenileyerek modern bir hale getirdi. Kendisi, yeni bir stadyum inşa etmek istedi ama projenin uygulanmasının zorlu ve uzun bir süreç olduğu için tamamlanamadı. Bu sebeple San Siro yerine istenilen proje gerçekleşemedi. Futbol alanında işler istediği gibi gitse de saha dışındaki durum pek iç açıcı değildi. Kendisi hakkında bir sürü dava açılmıştı. 2010’lu yıllarda kulüp, onun döneminde son şampiyonluğunu 2011 yılında yaşadı. Bu yıldan sonra İbrahimovic, Pirlo ve Thiago Silva gibi yıldız oyuncularını kaybetti. İlk yıllarında takıma yenilikler getirip takımı modernize etse de son yıllarında kulübün performansı ve finansal durumu kötüleşti. Berlusconi, kulübünü 2017 yılında Çinli bir yatırım grubuna 740 milyon Euro karşılığında sattı. Bu şekilde kulüpteki tüm hisselerini de satmış oldu. Milan’da gerçekleşen çöküşü sadece kulübün futbol performansıyla alakalı değildi. Kendisi çok ciddi yolsuzluk ve cinsel skandallarla karşı karşıya kaldı. Hem siyasi hem de kulüp başkanlığı itibari azaldı. Kendisi büyük başarılar ile her zaman Milan için önemli bir figür olarak hatırlanacaktır.
Tüm futbol ve spor haberleri için bizi takipte kalın!