2023 FIBA Dünya Kupası, 25 Ağustos günü başladı ve 26’sında ilk grup maçları noktalandı. Birçok maç erkenden kopma noktasına gitti ve birçok şampiyonluk adayı çok rahat kazandı. Bu adaylardan birisi de her zaman olduğu gibi Amerika Birleşik Devletleri’ydi ancak favoriler arasında belki de en sıkıntılı takım olarak onlar gözüktü.
2019’dakinden çok daha dengeli ve kaliteli bir kadroyla gelmiş gözükseler ve ilk maçlarında Yeni Zelanda’yı 99-72 yenseler de, eski ABD takımlarının rahatlıkla yapabildiği ve basketbolun temellerinden yarı saha hücumlarında çok etkisiz gözüktüler. Maçın ilk 20 dakikasında yarı sahada neredeyse hiçbir şey üretemediler. Tamamen koş koş ve atletizm basketboluyla Yeni Zelanda’nın yetenek kısıtlılığını değerlendirip maçı kazandılar desek yeridir. Kadrosunda Avrupa’dan yalnızca 2 oyuncu olan ve hiçbir açıdan ABD ile yakın olmaması gereken Yeni Zelanda, 3. çeyreğin ortalarına kadar hep takip mesafesinde kaldı çünkü zaman zaman ABD’ye koşma fırsatı vermediler.
Bu kadar kolay kısıtlanabilecek bir şampiyonluk adayının işi pek de kolay olmayacaktır ve benim gözümde Kanada, İspanya, Avustralya hatta Sırbistan’ın da gerisinde kalması olağandır. Yeni Zelanda, ABD’nin tam saha koş koş basketbolunu belli bir ölçüde sınırlandırmış olabilir ama tabii ki devreye kalite de giriyor. Ancak az önce saydığım takımların ABD ile her yönden boy ölçüşebileceğini biliyoruz ve Yeni Zelanda gibi kolay da yıkılmayacaklardır.
Biraz da oyuncu bazlı konuşmak istiyorum. Banchero ve Reaves çok iyi gözüktüler ve Anthony Edwards’dan beklenen o liderliği belli zamanlarda aldılar. Eğer ABD şampiyonluğu istiyorsa Ingram, Edwards ve Brunson’ın çok daha baskın olmaları gerekecek. Josh Hart, Bridges, Haliburton ve Jaren Jackson Jr. gibi de tamamlayıcıların olduğu bu takım yetenek bazından herkesin önünde ama taktik anlamda ciddi eksikler. Yaptıkları hazırlık maçlarında da gördük bu zaaflarını.
Yarı veya çeyrek finale kadar böyle gelebilseler bile daha oturaklı ve favori takımlara karşı tempoya kapılıp gitmeden yarı sahada da bir şeyler üretebilmeliler. Artık FIBA’dalar ve bunun farkında olarak basit bir basketbola geçmek zorundalar yoksa ayaklarına sıkmaları muhtemel. Portis ve Jaren Jackson Jr.’ı çok daha fazla kullanmak zorundalar çünkü hep ters eşleşmede kalıyorlar ancak o toplar bir türlü boyalı alana girmiyor ki bunu diğer şampiyonluk adayları turnuvanın boyu kısaldıkça affetmez.
Bir sonraki maçları Yunanistan ile ancak turnuva öncesi yaptıkları hazırlık maçı gibi olmayacağının garantisi verilebilir. Bakalım FIBA basketbolu ile nefeslenecekler mi yoksa kendi yollarında ısrar mı edecekler?
Tüm basketbol ve spor haberleri için bizi takipte kalın!
Comments