Sezona Ange Postecoglou yönetiminde giren Tottenham Hotspur ilk 10 maç sonucunda topladığı 26 puan ile namağlup lider konumundaydı. Geçtiğimiz yıllarda alışkın olduğumuz takımın ve oyun planının aksine bu sezon toplu oyunda ve sete kurulmuş haldeyken oldukça etkili bir izliyoruz. Bunun en temel sebebi de tabiki Avustralyalı bu teknik adam. Geçtiğimiz sezon Conte’nin 3-5-2’sini baştan sona değiştirerek 4-2-3-1 haline getirmiş, üstüne bir de bu takımın en iyi 2 isminden biri olan Kane’nin Bayern’e gidişi sonrası onun yokluğunu oldukça minimize etti. Son’u forvette kullanarak kanatlardaki Brennan Johnson, Richarlison ve de en çok verim aldığı kenar oyuncusu olan Kulusevski’den iyice faydalandı. Bekler Udogie ve Pedro Porro’nun da takım ataktayken merkezde konumlanması ile bizlere 2-5-3 gibi bir saha içi dizilimi izlettiler. Geçtiğimiz sezon çok az şans bulan Bissouma-Sarr ikilisi merkeze montelenirken, önlerine de Maddison gibi bir maestro eklenince bu takımın hücum gücü birbirlerine olan uyumlarının da artmasıyla durdurulamaz oldu. Kaleye yapılan Vicaro ve savunmadaki Van De Ven eklemeleri de arka dörtlüyü tamamlayan yapbozun parçaları oldu. Ancak son 4 maçta yalnızca City deplasmanında 1 puan aldılar. Gelin bu durumun sebeplerine göz atalım.
Olaylı Londra Derbisi
Bu 4 maçlık kötü gidişat tam olarak Chelsea ile oynanan Londra Derbisi ile başladı. Kulusevski’nin golüyle durum 1-0 iken her şey gayet iyi gidiyordu. Ancak devamında Christian Romero’nun Enzo’ya ceza sahası içinde yaptığı müdahale her şeyin başlangıcı oldu. Arjantinli oyuncu hem kırmızı kart görürken hem de penaltıya sebebiyet vermiş oldu. Böylece skor 1-1’e geldi. İlk devrenin sonlarına yaklaşılırken olabilecek en kötü senaryo yaşanmaya devam ediyordu. Hem Van De Ven hem de Maddison’un topsuz alanda geçirdiği sakatlıklar Tottenham adına daha kötü ne olabilir diye düşündürüyordu. Savunma hattının çok önemli ismi ile hücum organizasyonlarını yöneten orkestra şefi sakatlanmıştı. Yerlerine Hojberg ve Emerson dahil oldu. Hal böyle olunca da ev sahibi ekip savunma yapmak zorunda gibi gözüküyordu. 56.dakikada Udogie 2. sarıdan kırmızı kartı gördüğünde Tottenham 9 kişi kalmıştı. Ancak kendi yarı alanlarına kapanmak yerine savunma kurgusunu orta sahaya çektiler. Hal böyle olunca da Nicolas Jackson attığı 3 golle Tottenham’ı cezalandırdı ve 4-1’lik hezimet ortaya çıktı.
Zorlu Molineux Deplasmanı
Londra Derbisinde aldığı farklı mağlubiyetten sonra Tottenham’ı Wolves deplasmanı karşılıyordu. Önceki maçta sakatlanan Van De Ven ve Maddison ile kart cezalıları Udogie ve Romero forma giymiyordu. Ameliyat polan Richarlison da maç kadrosunda yer almadı. Stoper ikilisinin Dier-Davies isimlerinden oluşması, sol bekte ise sağ bek orijinli Emerson’un forma şansı bulması savunmadaki sorunların hayli fazla olduğunu gözler önüne seriyordu. Maça hızlı başlayan konuk ekip Brennan Johnson ile henüz 3.dakikada öne geçti. Bu gol onların maç boyu çektiği 2 isabetli şuttan bir tanesiydi. Her ne kadar iyi savunsalar da 90+1 ve 90+7’de gelen Wolves gollerine engel olamayan Londra ekibi bu maçtan eli boş dönüyordu. Maddison’un eksikliği hücum hattında kendini oldukça belli ederken savunma dörtlüsünün de nefesi son dakikalarda tükendi. İkinci yarıda oyuna dahil olan Bentancur uzun süreli sakatlıktan yeni çıkmışken Lo Celso ve Bryan Gil’in yeterliliği ise tartışılır seviyedeydi.
Unai Emery’e Karşı
Cezası biten Udogie takıma dönerken, Wolves maçında gördüğü sarı kartla cezalı duruma düşen Bissouma Aston Villa karşısında forma giyemeyecekti. Pape Sarr’ın da maç öncesi sakatlığı bulunuyordu. Bu senenin en flaş ekiplerinden olan Emery’nin öğrencileri bu denli eksik ve cezalısı bulunan Tottenham’ın hiç karşılaşmak istemeyeceği türden bir rakip idi. Maça oldukça etkili ve baskılı başlayan ev sahibi 22. dakikada Lo Celso ile golü buldu. Hemen akabinde Watkins kafayla topu ağlara gönderdi ancak ofsayta takıldı. 32. dakikada Bentancur’un sakatlığı Ange hocayı artık illallah ettirmiş gibi gözüküyordu. Tam devre bitecekken Pau Torres’in duran toptan attığı gol skora dengeyi getirdi. Böylece Tottenham ilk devrede 1'i geçerli 2 kafa golü yemiş oldu. Stoper tandeminin Emerson ve Ben Davies’den oluştuğunu hatırlatmak gerek. 2. devrede ilk 15 dakika geride kalmışken Watkins savunma arkasına attığı koşuda topu ağlara gönderdi. Tottenham savunmada hala arıza vermeye devam ediyordu. Heung Min Son bu maçta 3 gol atsa da hepsi VAR’a takıldı. Böylelikle Tottenham üst üste 3.mağlubiyetini almış oldu.
Postecoglou Pep’e Karşı
Etihad deplasmanına yaklaşık 8 eksikle giden Tottenham’ın işi bir hayli zordu. Man City her ne kadar asıl formunda olmasa da yine de Manchester City idi. Postecoglou’nun maç planı oldukça belliydi. Tıpkı 3 gün öncesinde Leipzig’in Openda ile yaptıklarını yapmaktı. Bu konuda da başarılı oldular. Henüz 6. dakikada korner dönüşünde Gil Kulusevski ve Son üçlüsü bir anda topu rakip kaleye taşıdı. Birebir pozisyonda Doku’yu çalımlayan Son topu ağlara gönderdi ve Londra ekibi 1-0 öne geçti. Sadece 3 dakika sonra bir gol de kendi kalesine atan son durumu dengeye getirdi. 31’de Foden ile öne geçen City devreyi önde kapattı. 69. dakikada Lo Celso ayak içiyle köşeye temiz vuruşla skora dengeyi getirdi. Oyuna 52'de giren Grealish maçın bitimine 10 dakika kala takımını öne geçirdi. 90. dakikada son sözü söyleyen Kulusevski takımına 3 maç aradan sonra puanı getirdi.
Kısaca özetlemek gerekirse Postecoglou’nun takımını ve oyununu oluşturan temel oyuncuların sakatlığı, kart cezalıları ve rotasyonun yetersiz kalması Tottenham adına harika sezon başlangıcının sona ermesine sebep oldu. Savunmanın en önemli isimleri Romero - Van De Ven ve Udogie’nin yokluğu, yerlerinin tam olarak dolmaması, merkezde Bissouma - Sarr tandeminin bozulması, ikâmeleri olan Hojberg ve Bentancur’un istikrarsız olması, Maddison gibi bir oyun kurucunun açığının kapatılamaması Kuzey Londra ekibi için bu süreci en çok etkileyen unsurlar oldu. Ancak tüm bunlara rağmen oyun tarzından vazgeçmeyen Postecoglou kısa vadede böyle harikalar yaratmışken, yeterli bütçeye ve zamana sahip olduğunda uzun vadede neler yapabileceği son derece heyecan ve merak uyandırıyor.
Yazılarınızı çok beğeniyorum. Şampiyonlar ligi ile ilgili içerikler de yapın lütfen ♥️