top of page

WNBA’in Kaderini Değiştirecek Kadın: Caitlin Clark

WNBA kurulduğundan bugüne kadar kaderini değiştirecek bir yıldız arıyordu. O beklenen yıldız bu yıl WNBA’e adımını attı. Kolej basketbolunda Iowa gibi zirveden uzak bir üniversitede oynamasına rağmen bütün ilgiyi üzerine çeken Caitlin Clark, profesyonel arenaya adımını atar atmaz WNBA’yi de milyonlara izlettirmeyi başardı. Bu yazıda sizlere ABD’nin yeni starı, kolej basketbolunda rekorları alt üst eden bir ismi Caitlin Clark’ı anlatacağım.

 

Basketbola Başlangıcı ve Lise Yılları

Caitlin Clark, 22 Ocak 2002 tarihinde ABD’nin orta batı eyaletlerinden Iowa’nın en büyük şehri olan Des Moines’de doğdu. Basketbol oynamaya 5 yaşında başladı. Babası, Caitlin’in oynayabileceği bir kızlar ligi olmadığı için onu erkekler liginde oynattı. Clark, basketbolun yanında softbol, ​​voleybol, futbol, ​​tenis ve golf gibi branşları da denedi. 13 yaşından itibaren ise sadece basketbola odaklandı. Kendi yaş kategorisinin üstündeki kızlar liginde oynamaya başladı. Dowling Katolik Lisesi'nde öğrenimini devam ettirirken ilk önce bütün eyalette sonra da ulusal çapta ismini duyurmayı başardı. 2019 yılında 90-78 yendikleri bir lise maçında 60 sayı atarak eyalet rekorunu kırdı. Iowa eyaletinde iki kez en iyi basketbolcu, bir kez ise Miss Iowa ödüllerinin sahibi oldu.


 

Bu ilgi çekici performanslarıyla ABD alt yaş kategorilerinde forma şansı yakaladı. 2017 yılında ABD U-16 takımına seçildi ve takımının Amerika şampiyonluğuna katkıda bulundu. 2019 ve 2021 yıllarında ise U-19 takımıyla birlikte Dünya şampiyonluğu sevincini yaşadı. 2021 yılındaki turnuvada MVP seçildi.

 

2020 yılında McDonald's All-American seçilen Caitlin Clark, ESPN tarafından sınıfının en iyi dördüncü oyuncusu seçildi. Lise mezuniyetine doğru Notre Dame, Iowa State, Iowa ve Missouri State gibi üniversitelerden teklif aldı. Ailesi onun Notre Dame’ı seçmesini istedi, o da onlara sözlü taahhüt verdi fakat bunu resmileştirmedi. Clark, tercihini Iowa Üniversitesi’nden yana kullandı. Bu tercihin sebebi olarak Iowa’nın yüksek tempolu hücum oyununu, koç Lisa Bluder’ın guard yetiştirmedeki uzmanlığını ve takımda fazla sorumluluk alabilecek ortamın olmasını gösterdi. Clark, daha sonraları o dönemde kadınlar basketbolunun lokomotifi UConn Üniversitesi’nden teklif beklediğini, gelmeyince hayal kırıklığı yaşadığını söyleyecekti.

 

Üniversite Yılları

Caitlin Clark’ın bütün rekorları alt üst ettiği ve bütün ABD’yi kendine hayran bıraktıran üniversite kariyeri 2020 yılında başladı. Clark, kariyerinin ilk yılını COVID-19 sebebiyle seyircilerden uzak bir şekilde geçirdi. İlk sezonunda 26.6 sayı, 7 asist, 5.9 ribaunt ortalaması ve %40 üçlük yüzdesi yakaladı. Iowa, Clark önderliğinde Big Ten turnuvasını ikinci sırada bitirdi, NCAA turnuvasında ise son 16’ya kaldı. En iyi çaylaklara verilen iki prestijli ödülü UConn’dan Paige Bueckers ile paylaştı. O zamanlarda Bueckers’in tanınırlığı Clark’ın çok önündeydi. Fakat Clark’ın zamanı yavaş yavaş geliyordu.

 

İkinci yılında Caitlin Clark, rekorları kırmaya başladı. İlk önce bir maçta 44 sayı atarak okul rekorunu kırdı. Daha sonra 18 asistle okul asist rekorunu egale etti. 1000 sayı barajına en erken ulaşan Big Ten konferansı oyuncusu oldu. Takımını Big Ten konferans şampiyonluğuna taşıdı. NCAA turnuvasında ise ikinci turda elenerek hayal kırıklığı yaşadı. Buna rağmen ligin en iyi oyun kurucusu seçildi ve bütün kolej liginin en çok sayı atan ve asist yapan oyuncusu oldu.

 

 

İyi geçen ilk iki sezondan sonra Caitlin Clark’ın zirveye çıkması üçüncü sezonda gerçekleşti. Sezonun başlarında 45 sayı atarak kariyer rekorunu geliştirdi. Daha sonra 2000 sayı barajını en erken geçen kadın basketbolcu oldu. Yedinci triple doublenı yaparak konferans rekorunu kırdı. Oy birliği ile konferansının en iyi oyuncusu seçildi ve ikinci kez üst üste takımı konferans şampiyonu yaptı.

 

2023’ün Mart ayına kadar gelen süreçte Clark çok iyi bir basketbolcu olarak öne çıkıyordu. Yakaladığı müthiş istatistikler onun sınıfının en iyisi olduğunu gösteriyordu. Bu dönemde Paige Bueckers’ın sakatlığı da onun daha fazla öne çıkmasını sağladı. Caitlin Clark, Mart ayında yaptıkları ile öyle bir popülariteye ulaştı ki bırakın Bueckers’ı kolej tarihinde kimse böyle bir seviyeyi ulaşamamıştı. İlk önce geçen yıllarda gösterdiği başarıları aşarak NCAA turnuvasında çeyrek finale kaldı. Çeyrek finalde Louisville’e karşı 41 sayı, 12 asist ve 10 ribauntluk performans sergiledi ve takımını final foura taşıdı. Bu maç istatistiği erkek veya kadın fark etmeksizin NCAA turnuvalarındaki iyi maç istatistiğiydi.

 

Final fourdaki rakibi yenilgisiz South Carolina’ydı. Bu maçta da 41 sayı atarak takımını finale taşımayı başardı. İşte bu galibiyet Caitlin Clark’ın kariyerindeki en büyük dönüm noktası oldu. O maçla birlikte kamuoyunda büyük bir ilgi odağı haline geldi. Iowa gibi kadınlar kolej basketbolunda zirveden uzak bir takımı alıp tek başına finale çıkarması onu bir süperstara dönüştürdü. Finalde LSU karşısında 17 sayı farkla mağlup olması ve LSU’nun yıldızı Angel Reese’in maç sonunda onunla dalga geçmesi işi çok farklı boyutlara taşıdı. Caitlin Clark’ın karşısına Angel Reese gibi kutuplaştırıcı bir karakter gelmişti. İnsanların gözünde Clark bir süper kahramandı, Reese ise kahramanın baş düşmanı. Bu durum Caitlin Clark’a kendisine büyük bir sevgi duyan hayran kitlesi kazandırdı. Bir anda ABD’nin en sevilen, en popüler figürlerinden birisi oldu.



2023 NCAA Ulusal Şampiyonluk maçının son anlarında Caitlin Clark ve Angel Reese

Bu büyük ilgiyle son kolej sezonuna başlayan Caitlin Clark, rekorları tarihe gömmeye devam etti. 6 Aralık 2023’de 3000 sayı barajını aştı. 15 Şubat 2024’te Kelsey Plum’ın 3527 sayılık rekorunu kırarak tarihin en çok sayı atan kadın kolej basketbolcusu oldu. O gün Nebraska karşısında attığı 49 sayıyla hem kariyer rekorunu hem de Iowa rekorunu kırdı. 3 Mart’ta 3668. kariyer sayısını attı ve Pete Maravich’i geçerek kadın erkek fark etmeksizin NCAA basketbol tarihinde en çok sayı atan oyuncu rekorunu eline geçirdi.

 

Rekorları kırarken popülaritesi daha da arttı ve böylece büyük sponsorluk anlaşmaları imzalamaya başladı. NIL (kolej sporcularının imaj hakları anlaşmaları) sayesinde yılda 3.4 milyon dolar kazanan bir sporcu haline geldi. State Farm, Nike, Gatorede, Goldman Sachs gibi markalarla sponsorluk anlaşmaları imzaladı. Ulusal kanallarda normal sezon maçları milyonlar tarafından izlendi ve sadece Iowa tribünleri değil deplasmana gittiği maçlar bile kapalı gişe oynanır hale geldi.

 

Big Ten konferans turnuvasında üst üste üçüncü şampiyonluğunu kazandı. Ulusal turnuvada 1 numaralı seri başı olmalarına rağmen geçen seneki başarılarını tekrar etmeleri zor gözüküyordu. Bu kez final yollarında son şampiyon LSU ve çok iyi bir takım oyunu oynayan UConn olacaktı. LSU ile yapacakları son sekiz turu maçı milyonlar tarafından bekleniyordu. İki takımın sorunsuz bir şekilde ilerlemesiyle bu büyük rövanş maçı gerçekleşti ve Caitlin Clark, Angel Reese ve arkadaşlarından intikamını almayı başardı. LSU’yu 94-87 yendikleri maçta 41 sayıyla takımına liderlik etti.

 


Final four maçında Caitlin Clark ve arkadaşlarının rakibi Paige Bueckers’li UConn’du. Bu maçtan önce Clark mı Bueckers mı soruları sosyal medya ve ana akım medyada soruluyordu. Clark’ın son kolej maçı olacak diye tahmin yapanların sayısı hiç az değildi. Clark ve arkadaşları bu tahminleri yine boşa çıkardı ve rakiplerini 71-69 yenerek ikinci yıl üst üste finale kaldılar. Bu kez finalde rövanş alma sırası South Carolina’daydı. Yine yenilgisiz olarak Iowa’nın karşısına çıkan South Carolina bu kez sürprize izin vermedi ve Caitlin Clark’ın şampiyonluk hayallerini bitirdi.

 

Caitlin Clark kolej kariyerinde NCAA şampiyonluğu yaşayamasa da Iowa gibi kadın basketbolunda zirveden çok uzakta yer alan ve kendisi dışında bir yıldızı bulunmayan bir takımı bu noktalara getirerek herkesin takdirini kazandı. Kolej kariyerinin son iki yılında büyük bir peri masalına imza attı ve bütün ABD’yi kendine hayran bıraktırdı. O kadar büyük bir kitleyi ekran başına çekti ki son üç maçı üst üste tarihin en çok izlenen kadınlar basketbol maçları oldu. LSU maçını ortalama 12 milyon, UConn maçını ortalama 14 milyon, final maçını ise ortalama 18 milyon kişi canlı olarak izledi. Mart çılgınlığında neredeyse erkek basketbol turnuvasından daha fazla Caitlin Clark konuşuldu. Clark için bundan sonraki hedef kolej basketbolundaki bu etkisini profesyonel arenaya yanı WNBA’ye taşımaktı.

 

Profesyonel arenaya geçiş

 

Caitlin Clark, bir yıl daha kolejde oynama hakkı varken kolej kariyerini bitirip WNBA draftlarına katılmaya karar verdi. Bu kararını açıkladığı anda draftın 1. sırasında yer alacağı belliydi. Bütün takımların isteği, onun gibi büyük bir ilgi odağını kendi takımına katmaktı. Bu noktada şanslı olan taraf Indiana Fever oldu. Fever geçen yılın ardından bu yılda draftın bir numaralı seçme hakkına sahip olarak piyangoyu tutturdu ve Caitlin Clark’ı takımına kattı. Clark yanında müthiş de bir draft sınıfını da getirdi. Cameron Brink, Camila Cardoso, Angel Reese, Rickea Jackson ve Aaliyah Edwards gibi isimler de bu draftla birlikte WNBA’ye girdi.

 

 

İlk WNBA maçlarında zorlu rakiplerle karşılaştı. New York Liberty ve Connecticut Sun gibi güçlü takımlarla ilk dört maçını yapması Caitlin Clark ve takımı için çok zorlayıcı oldu. Bu maçlarda 20’li sayıların üstünde bir performans sergilese de takımına galibiyeti getiremedi. Ayrıca takımının yeni yapılanma sürecinde bir takım olması ve genç isimlerden oluşması bu kötü başlangıcın önemli sebeplerindendi.

 

Caitlin Clark ve takımı için ilk 5 maçtan sonra işler rayına oturmaya başladı. Caitlin Clark, Indiana Fever ile birlikte ilk WNBA galibiyetini Los Angeles Sparks karşısında aldı. Bu maçta 2 asist ile triple doubleı kaçıran Clark, kötü gidişata bir son vermiş oldu. Takımı ile ilk galibiyetinden sonra üç maçlık bir mağlubiyet serisi daha yaşasa da toparlanmayı bildiler. Çıktıkları son 9 maçın 7’sini kazandılar. Takımın yükselen performansında Aaliyah Boston’ın form grafiğinin yükselmesinin büyük etkisi oldu. Geçen sezonun çaylağı seçilen Boston’ın performansını yükseltmesi hem Caitlin Clark’ı rahatlattı hem de takımın play-offa yükselme umutlarını arttırdı.

 

Caitlin Clark, ligin ilk ayında ayın çaylağı ödülünü kazandı. Bu ödülü 17.6 sayı, 6.6 asist, and 5.1 ribaund ortalaması ile aldı. Clark, 1 aylık süreçte kolej kariyerindeki olağanüstü istatistikleri yakalayamasa da iyi bir performans ortaya koydu. Clark’ın kolej basketbolunda yakaladığı istatistiklere WNBA’de bir anda ulaşmasını beklemek ona büyük bir haksızlık olurdu. WNBA’deki seviye ile kolej basketbolu arasında büyük bir uçurum bulunuyor. Savunmaların sertliği Caitlin Clark gibi skorerleri oldukça zorlayan bir konu. Özelikle Caitlin Clark’ın logodan bile isabetli şut atabileceğini bilen savunmacılar, bir an bile baskı savunmasını Clark’a karşı bırakmıyorlar. Bu da Clark’ın rahat şut yaratmasını oldukça zorlaştırıyor.

 

 

Clark’ın kolejde attığı şut sayısıyla WNBA’deki sayısı arasındaki fark aslında birçok şeyi anlatıyor. Clark, 31.6 sayı ortalaması ile tamamladığı son kolej sezonunda maç başına ortalama 22.7 top kullanırken, WNBA’de 17 maçta 12.5 top kullanabildi. Kolay şutları bulamaması onun şut isabet yüzdesini de etkiledi.

 

Caitlin Clark’ın oyununda şu ana kadarki en sıkıntılı konu asist – top kaybı dengesi oldu. Clark, 6.2 asist ortalaması ile lig dördüncüsü, diğer taraftan top kaybında ise 5.6 ortalama ile lider durumda. Clark’ın 4 yıllık kolej kariyerinde de top kaybı problemi yaşadığı bir gerçek. 4 yıllık kolej kariyerinde 8.2 asist ortalaması ve 4.8 top kaybı ile oynuyordu. Top kayıplarını azalttığı taktirde Clark’ın oyundaki efektifliği daha fazla artacaktır. Zaten skorerliği, asist özelliği, ribauntlara girip almasıyla komple bir oyun kurucu performansı veriyor. Şu anda yapması gereken şey oyun içindeki hatalarını minimuma indirmek. O zaman hem takımını daha yukarılara çıkaracaktır hem de kolej basketbolunda ondan gördüğümüz dominantlığa ulaşacaktır.

 

Caitlin Clark’ın bu sezon şu ana kadarki performansında eksiklerin hataların olması çok doğal. Fakat Clark bu eksiklere rağmen WNBA tarihinin en iyi çaylak performanslarından birini veriyor. Sayı barajlarını, bütün WNBA oyuncularından daha hızlı bir şekilde geçiyor. Bu da bizlere kolejde kırdığı rekorları WNBA’de de kırabileceğini gösteriyor.

 

Lige etkisi

 

Caitlin Clark’ın lige gelişi öyle bir ses getirdi ki WNBA bir anda gündemin üst sıralarında konuşulur hale geldi. Clark’ın WNBA’ye büyük bir ilgi çekeceği draftın izlenme sayılarından net bir şekilde belli oldu. Geçen yıl 601.000 kişi tarafından izlenen draftı bu yıl 2.45 milyon kişi ESPN’den canlı olarak izledi. Indina Fever, Caitlin Clark draftını izlemek için kendi salonlarında 17.000’den fazla kişinin katıldığı bir watch party düzenledi.

 

WNBA’in açılış maçıyla birlikte reyting rekorları kırılmaya başladı. Caitlin Clark’ın ilk WNBA maçı ESPN 2 kanalından ortalama 2.1 milyon kişi tarafından izlendi. Aynı saatte ESPN kanalından yayınlanan NHL play-off mücadelesi ortalama 2 milyon seyircide kaldı. Indiana Fever’ın ulusal kanallarda yayınlanan maçları ortalama 1.5-2 milyon izleyici bandında reyting yakaladı. Caitlin Clark’ın Angel Reese ile karşı karşıya geldiği maçı ise ortalama 2.25 milyon izleyici tarafından izlendi. Bu rakam WNBA tarihin 23 yıldaki en yüksek reytingi oldu. WNBA maçları bu yıl ortalama 1.32 milyon reyting aldı. Geçen yıl bu ortalama 462.000 izleyiciydi. Bu yıl en çok izlenen 5 maçın tamamı da Caitlin Clark’ın sahada olduğu karşılaşmalardı.

 

 

Caitlin Clark, WNBA’e etkisinin yanında takımı Indiana Fever’a da büyük bir marka değeri kazandırdı. Fever, bu yıl maç biletleri, ürün satışları, sponsorluklarla birlikte ligin en değerli takımlarından birine dönüştü. Clark, gelmeden önce Indiana Fever’ın 129.000 olan Instagram takipçi sayısı 1 ay içerisinde 500.000’i geçti ve WNBA’in en çok takip edilen takımı oldular.

 

Caitlin Clark’ın ilk yılında çaylak kontratıyla 76.535 dolar alacak olması WNBA’deki maaşların düşüklüğü konusunu gündeme getirdi. Ulusal kanallardan tutun diğer branşlardaki sporculara kadar herkes bu konu hakkında yorum yaptı. Takımların ve televizyon kanallarının Caitlin Clark sayesinde büyük paralar alacak olması fakat Clark’ın çok düşük bir maaşa oynaması tartışma konusu oldu. WNBA yetkilileri ve takım sahipleri Clark’ın etkisi sayesinde yeni yapılacak TV anlaşmasının eskisinden kat kat iyi olacağını söylüyor. Bu yüzden yakın bir zamanda bu maaşların artacağı belirtiliyor.

 

Tartışmalar

 

Caitlin Clark’ın popülaritesinin artması onun sürekli gündemdeki bir isim olarak öne çıkmasına sebep oldu. Bu kadar göz önünde olması onunla ilgili insanların sürekli yorum yapmasına yol açtı. Bu tartışmaların büyük reyting getirdiği görülünce ulusal medya da bu tartışmaları sürekli kaşımaya başladı ve böylece Clark üzerinde en çok konuşulan figürlerden birisi haline geldi.

 

İlk tartışmalar kolej kariyerinin sonunda onun tarihin en iyi kolej oyuncusu olup olmaması ile ilgili yorumlardan çıktı. WNBA’in süperstar isimlerinden biri olan Breanna Stewart, Clark’ın kolej tarihin en iyisi olması için kupalar kazanması gerektiğini söyledi. Stewart, dört yıllık kolej kariyerinde her sezon şampiyonluk kazanarak tarihe geçen bir isim olduğu için bu tartışmada söz hakkı olabilecek önemli bir kişi. Stewart, UConn gibi tarihi başarılarla dolu ve sürekli iyi kadrolar kuran bir takımda olduğu için kupa kazanma konusunda herkesten bir adım önde olduğunu söylememiz pek yanlış olmaz. Clark, Iowa’da değil de daha iddialı bir takımda bu performansları sergilese kolej kariyerini 1-2 şampiyonlukla tamamlayabilirdi. Ama ne söylenirse söylensin en iyi kim tartışmaları her zaman sübjektif tartışmalardır ve hep bir kısır döngüye girmektedir. Kimse Clark’ın rekorlarını ve Stewart’ın kupalarını inkar edemeyeceği için bu tartışma bu şekilde sürüp gidecektir.

 


İkinci büyük tartışma konusu –ki bu hale devam ediyor- diğer basketbolcuların Caitlin Clark’a karşı tavırları oldu. Kadın basketbolunun efsane isimlerinden Diana Taurasi ve eski WNBA yıldızlarından Sheryl Swoopes, Clark’ın kolej performansını profesyonel arenada yansıtamayacağı üzerine gündem olan açıklamalar yaptı. Clark’ın Nike ile 28 milyon dolarlık rekor anlaşmasından sonra da A’ja Wilson gibi basketbolcular sosyal medyadan imalı gönderiler paylaştılar. Clark’ın maçlarda maruz kaldığı sert fauller gündem oldu. Özellikle Chicago Sky’lı Chennedy Carter’ın yaptığı kasti faul büyük bir fırtına kopardı.

 

Bu hareketler büyük bir kitle tarafından kıskançlıkla tanımlandı. Bu davranışların hepsini kıskançlık olarak yorumlamak adil olmaz fakat birçoğunu bu şekilde yorumlayabiliriz. Aslında bu davranışlar sporda sıkça gördüğümüz davranışlar. LeBron James, liseden NBA’e büyük bir beklenti ile gelmişti ve takım arkadaşları da dahil olmak üzere hiç sıcak karşılanmamıştı. Serena Williams da Venüs Williams ile birlikte ilk çıktıklarında tenis dünyasında çok da cana yakın bir karşılama görmemişlerdi. LeBron James ve Serena Williams da Clark’ta kendilerinden bir parça görmüş olacaklar ki ona sürekli olarak destek mesajları verdiler.


 

Son ve en çok ses getiren tartışma konularından birisi ise Caitlin Clark’ın Olimpiyat kadrosuna alınmaması oldu. Seçici komite, bu Olimpiyatlara tecrübeli isimlerle gitme kararı aldığını ve bu yüzden Caitlin Clark’ın kadroya alınmadığını açıkladı. Bunun üzerine ırksal ve cinsel yönelimlerden tutun diğer oyuncuların Clark’ı sevmemelerine kadar büyük bir tartışma döndü. Öncelikle burada seçici komitenin açıkladığı sebep dışında bir sebep aramak komplo teorisi üzerine konuşmak olur. Caitlin Clark’ın beyaz olduğu için ayrımcılığa uğradığını düşünen büyük bir kitle var. Bu kitle ile onlara zıt olanlar Caitlin Clark üzerinden bir mücadele veriyorlar. Clark’ın hiçbir şekilde dâhilinin olmadığı bu mücadele sporcunun gündemin hep ilk sıralarında kalmasını sağlıyor fakat tartışmayı çok tehlikeli olabilecek bir noktaya götürüyor. ABD takımının açıklanan kadrosunda Breanna Stewart, Sabrina Ianescu, Kelsey Plum ve Diana Taurasi gibi beyaz oyuncular bulunuyor. Cinsel yönelim olarak baktığımızda Ianescu ve Plum yine onların bu teorisine uymuyor. Diğer oyuncuların sevmemesi ve kıskançlığı sebebiyle alınmaması konusu ise oyuncuların seçici kurul üzerinde ne kadar etkisi olduğuna bağlı bir konu.

 

Peki Caitlin Clark Olimpiyat kadrosuna alınmalı mıydı? Bu soruya şahsi cevabım evet. Caitlin Clark’ın şu anki istatistikleri kadroya seçilen isimlerden düşük görülebilir. Onlara göre tecrübe eksikliği de olabilir. Fakat Clark şu anda kadın basketbolunun tartışmasız en ünlü figürü. Eğer elinizde böyle bir figür varsa bunu değerlendirmelisiniz. Eğer Clark götürülseydi erkek basketbolunun 1992 Olimpiyatlarındaki etkisini kadın basketbolunda gerçekleştirebilirlerdi. 1992’de Larry Bird’in sadece takımda olsun diye sakat sakat bile götürüldüğünü düşünürsek Clark rahatlıkla bu takımda yer alabilirdi. Ayrıca zaten bütün turnuvaları domine etmiş bir takım olan ABD takımı bir çaylağı hayli hayli kadroda tutabilirdi. Caitlin Clark’ı almayarak hem ulusal hem de uluslararası seyirci açısından büyük bir kitleyi kazanma fırsatını ellerinin tersiyle itmiş oldular.

 

Kırdığı rekorlarla, kazandığı başarılarla, gösterdiği performansla, üzerindeki tartışmalarla Caitlin Clark’ın şu ana kadarki kariyerini sizler için derledim. Büyük düşüşler veya sakatlıklar olmadığı sürece Clark’ı uzun bir kariyer bekliyor. Umarız şu ana kadar başardıklarından daha fazlasını başarır, beklentilerin çok üstüne çıkar ve bizlere uzun yıllar boyunca büyük bir sporcuyu izleme şansını verir.

bottom of page