Arama Sonuçları
Boş arama ile 1249 sonuç bulundu
- Fenerbahçe, İlk Yenilgisini VakıfBank’a Karşı Yaşadı!
Vodafone Sultanlar Ligi 7. haftasının ilk karşılaşmasında Vakıfbank kendi evinde ligin yenilgisiz takımı Fenerbahçe Medicana ’yı ağırladı. Vakıfbank tarafında sakatlığı devam eden Cansu Özbay forma giymezken, Fenerbahçe Medicana’da da Melissa Vargas dizindeki hafif sakatlık nedeniyle dinlendirildi. Çekişmeli giden ve beş sette sonuçlanan bu karşılaşmayı ev sahibi ekip 3-2 kazanmayı başararak, Fenerbahçe Medicana’nın ilk yenilgisini tattırmış oldu. Gelin hep birlikte oldukça çekişmeli geçen bu karşılaşmaya göz atalım… Vakıfbank karşılaşmaya; Sıla Çalışkan, Kiera Van Ryke, Caterina Bosetti, Marina Markova, Zehra Güneş, Deniz Uyanık ve Aylin Acar ile başladı. Fenerbahçe Medicana ise; Bojana Drca, Magdelena Stysiak, Meliha Diken, Ana Cristina, Eda Erdem, Aslı Kalaç ve Gizem Örge ile karşılaşmaya başladı. İlk sette baskın olan taraf Vakıfbank’tı. Baskın olsalar da yaptıkları hücum hataları ve Fenerbahçe Medicana’nın savunmadaki gayreti setin çekişmeli geçmesini sağladı. Yapılan blok ve servisten alınan sayılar ilk setin galibini belirledi. Vakıfbank ilk seti 25-23 kazanarak voleybol karşılaşmasında öne geçti. İkinci sette, serviste ve bloklarda oldukça konsantre bir Fenerbahçe Medicana vardı. Atılan servisler Vakıfbank savunmasını oldukça zorladı ve hücumlarda bloklara takıldılar. Fenerbahçe Medicana bu sette oldukça yüzdeli hücum etti ve bu seti oldukça farklı bir şekilde kazanarak maça döndü. Bu seti 25-14 kazanarak setleri 1-12’e getirdi. Üçüncü set ise bir oraya bir buraya gitti. Vakıfbank set içerisinde 7 farklı üstünlüğü sağlamış olsa da Fenerbahçe Medicana geri dönmeyi başardı. Bloklarda ve servislerle sete ortak olan Fenerbahçe Medicana set sonunda da hata yapmadı ve seti 25-23 kazanarak karşılaşmada 2-1 öne geçti. Fenerbahçe Medicana dördüncü sete de iyi başlayan taraf oldu. Setin ortalarına önde giren ekip, buradan itibaren Marina Markova’ya ve Kiera Van Ryk’a engel olamadı ve geri düştü. Bu sette köşe oyuncularını oldukça etkili kullanan Vakıfbank uzun bir seri yakalayarak set sonuna önde giren taraf oldu. Bu noktadan sonra da hata yapmayan ekip seti 25-17 kazanarak maçı karar setine taşıdı. Bu sette de bıraktığı yerden devam eden ev sahibi ekip, Fenerbahçe Medicana’nın seri yakalamasına da izin vermeyerek kontrollü bir şekilde seti götürdü. Set sonunda da yine hata yapmayan ekip seti 15-10 maçı da 3-2 kazanmayı başardı. Vakıfbank’ta Marina Markova 30 sayı, Kiera Van Ryk 27 sayıyla toplam 57 sayı alırken, Fenerbahçe Medicana da Magdelena Stysiak 15, Ana Cristina ve Meliha Diken 14 sayıyla oynarken toplamda 43 sayılık katkı verdiler. Bu da maçın bir anlamda özeti oldu. Vakıfbank neredeyse kusursuz oynarken, Fenerbahçe Medicana ise Melissa Vargas’ın boşluğunu bir türlü dolduramadı. Böylece Fenerbahçe Medicana bu sezonki ilk mağlubiyetini almış oldu. Bu maçın özeti de bu şekildeydi. Sağlıkla kalın, Linesman’le kalın… Voleybol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
- UFC Kasım Ayı (2024) Panoraması
UFC Kasım ayında 3’ü dövüş gecesi 1’i ana etkinlik olmak üzere toplamda 4 etkinlik gerçekleştirecek. 1 kemer maçına tanık olacağımız bu ayda Jon Jones, Charles Oliveira geri dönecek ve UFC 10 yıl aranın ardından Macau Özerk Bölgesi’nde etkinlik gerçekleştirecek. UFC Fight Night 246: Moreno vs Albazi (2 Kasım – Edmonton, Kanada) UFC , 5 yıl sonra UFC 240’tan bu yana ilk kez Edmonton, Kanada’da olacak. Gecenin ana karşılaşmasında Brandon Moreno (21-8-2) ile Amir Albazi (18-1) karşı karşıya gelecek. Aslında ikili bu yılın başında Meksika’nın başkentinde karşılaşacaklardı ancak Albazi’nin boyun sakatlığı nedeniyle eşleşme iptal oldu. Kazanan yüksek ihtimalle yeni yılın ikinci çeyreğinde Pantoja-Asakura kemer maçının galibi ile karşılaşacak. Albazi çok tehlikeli bir isim. 17 galibiyetinin 14’ünde rakiplerini bitirdi. Bu maçta da aynısını yapmak isteyecektir. Moreno’yu zaten biliyoruz. O da komple bir stile sahip. 21 galibiyetinin 16’sında rakiplerini bitirdi. Maçın zaman zaman ayakta zaman zaman yerde geçeceğini düşünüyorum. Sinek sıkletler pek etkileyici dövüşler çıkarmasa da enerjik isimler oldukları için bu maç süper bir maç olacak. Eski şampiyon formunu bulabilecek mi yoksa Albazi yeni bir aday olarak mı karşımıza çıkacak? Keyifli seyirler. Gecenin yan ana karşılaşmasında Erin Blanchfield (12-2) ile Rose Namajunas (13-6) karşı karşıya gelecek. Kadınlar sinek sıklet kemeri için önemli bir kemer elemesi. Erin’in BJJ’si çok üst seviyede. Rose ise harika striking’e sahip. Blanchfield’ın Manon Fiorot maçı düşünüldüğünde mesafeyi ayarlayabilen strikerlara karşı zorlandığını biliyoruz. Rose bu mesafeyi korursa maçı alabilir. Blanchfield ise yumrukların altına girmeye çalışarak takedown alıp BJJ’sini kullanmak isteyecektir. UFC Vegas 100: Magny vs Prates (9 Kasım – Las Vegas, NV) Bu yılın son APEX etkinliği olacak. Gecenin ana karşılaşmasında Neil Magny (29-12) ile Carlos Prates (20-6) karşı karşıya gelecek. Prates bir yükselen yıldız. Peki hazırsanız milyon dolarlık soru geliyor. Yükselen yıldızınız eğer yarı orta (velter) sıklette ise onu test etmek için kimi verirsiniz? Cevap: Neil Magnyyyy! Evet. Sevgili Neil Magny son 10 maçında olduğu gibi gatekeeper olarak görev alacak. Prates o meşhur gözlüklü dövüş ineklerinden (İng. “Fighting Nerds”). Prates’in striking’i yüksek seviyede ve 20 galibiyetinin 15’ini nakavtla aldı. Magny daha çok kontrollü dövüşen ve bitirişleri sevmeyen biri. Ama işi zor. Prates yakalarsa uyutacaktır. Keyifli seyirler. UFC 309: Jones vs Miocic (16 Kasım – New York City, NY) Yılın en heyecanlı kartlarından birisi. Gecenin ana karşılaşmasında UFC Ağır Sıklet şampiyonu Jon Jones (27-1-1 NC) ile Stipe Miocic (20-4) karşı karşıya gelecek ve maçta kemer de ortada olacak. Bu maç geçen yıl aynı yerde UFC 295’te yapılacaktı ancak Jones’un sakatlığı nedeniyle iptal olmuştu. Jones bir UFC efsanesi ve kimilerine göre bu sporun GOAT’ı. Adamda ne ararsanız var. Striking, grappling, BJJ vs. Miocic ise bir ağır sıklet efsanesi. Şampiyon olduğu dönemde ondan daha iyi kemer performansı veren başka bir isim yoktu. Jones net şekilde favori. Miocic’ten neredeyse her alanda üstün. Yaş olarak da avantajı var. Miocic için tek yol striking. Başka yol yok. Ama o da 3 yıllık bir aranın ardından gelecek. Nasıl bir performans göstereceği şüpheli. Yine de eğlenceli bir maç olabilir. Sakın kaçırmayın. Gecenin yan ana karşılaşmasında eski UFC hafif sıklet şampiyonu Charles Oliveira (34-10-1 NC) ile Michael Chandler (23-8) karşı karşıya gelecek. Chandler istediği Conor McGregor maçını alamadı. Oliveira da bu yıl bir kez daha maça çıkmak istediği için bu maç ayarlandı. İkili daha önce UFC 262’de karşılaşmış ve Charles Oliveira maçı kazanarak kariyerinde ilk kez UFC şampiyonu olmuştu. Kazanan isim Makhachev-Tsarukyan kemer maçının galibi ile (eğer Islam çift kemere oynamazsa) 2025’te karşılaşacaktır. Önceki maça oranla değişimler var. Oliveira artık 35 yaşında Chandler ise 38’e merdiven dayadı. Oliveria’yı biliyoruz. Chandler’ı da. Oliveira ayakta da ve yerde de (özellikle yerde) tehlikeli. Chandler ise grappling’te usta. Önceki maça benzer sonuç yaşanabilir. Çünkü Chandler iki yıldır dövüşmüyor. Ama bu MMA her an her şey olabilir… UFC Fight Night 248: Yan vs Figueiredo (23 Kasım – Macau, Çin) UFC tam 10 yıl aranın ardından ilk kez Çin’in Macau özerk bölgesinde olacak. O kartta yer alıp şu anda UFC’de aktif olarak dövüşen tek isim Colby Covington. Ahir zaman… Gecenin ana karşılaşmasında Petr Yan (17-5) ile Deiveson Figueiredo (24-3-1) karşı karşıya gelecek. Yan kötü geçen 3 maçlık yenilgi serisinden Song Yadong galibiyeti ile döndü ve her zamanki gibi formda gözüküyor. Figueiredo ise yeni sıkletine inanılmaz bir uyum sağladı. Elit 3 striker’ı (Cody, Font ve Vera) net galibiyetlerle yendi. Yan da iyi bir striker. Figueiredo çok çabuk strateji değiştirebilen bir isim ve bu alanda süper yetenekli. Yan bu maçta güreşini Figueiredo’nun BJJ yeteneklerini de hesaba katarak kullanmamayı tercih edebilir. Ama ayakta yakalanmamalı. Figueiredo’nun maç planı ise Yan’ın tercihlerine bağlı olarak şekillenecektir. Süper bir maç. Saati de güzel. Keyifli seyirler. Gecenin yan ana karşılaşmasında Yan Xiaonan (18-4-1 NC) ile Tabatha Ricci (11-2) karşı karşıya gelecek. Kadınlar saman sıklet kemeri için bir eleme maçı. Xiaonan kontrollü ve mesafede dövüşmeyi seven bir isim. Ricci de mesafede strking’ten hoşlanıyor. Genelde mesafede geçen maçlarda dövüşçüler kadın olduğunda bitiriş beklemeyiz. Muhtemelen hakem kararına gidecek bir maç. Ben Ricci’nin antrenörü olsam maçın Çin’de olduğunu hesaba katar ve bitiriş için planlar yapardım. Gecenin bir diğer önemli karşılaşmasında Volkan Özdemir (20-7) ile Carlos Ulberg (10-1) karşı karşıya gelecek. Volkan kariyerinin ikinci baharını yaşıyor. Son 5 maçının 3’nün kazandı ve bu sefer yerini korumaya çalışacak. Ulberg ise yükselen bir aday konumunda. UFC’deki 7 maçının 6’sını kazandı. Ulberg ayakta tehlikeli bir isim. Volkan da öyle. Ulberg’in 7 nakavtlı galibiyeti var. Volkan da bu sayı 13. Maç çok yüksek ihtimalle ayakta geçecek ve nakavt olası. Bu nedenle bu maçı da izlemek isteyebilirsiniz. KASIM’DA UFC BAŞKA! Kasım’da UFC yine bizleri eğlendirmeye devam edecek. Salebinizi hazırlayın, üstünüze battaniyeyi çekin ve güzel yağmurun sesleri eşliğinde bu güzel kartları takip edin. Keyifli seyirler! Dövüş sporları ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
- UFC 308... Ilia Topuria’dan Yine Nakavt! Khamzat Chimaev Kemere Koşuyor!
UFC 308 PPV kartı Abu Dabi'deki Etihad Arena'da yapıldı. Gecenin ana maçında UFC tüy siklet şampiyonu Ilia Topuria ile Max Holloway karşı karşıya geldi. Yan ana maçta ise Robert Whittaker ile Khamzat Chimaev kozlarını paylaştı. Ilia Topuria ile Khamzat Chimaev geceden galip ayrıldı. Ilia Topuria ile Max Holloway mücadelesi iki dövüşçünün de yumruk gücü ve tekniği yüzünden mükemmel bir eşleşme olarak görülüyordu. Dövüş severlerin çok istediği kırışma pozisyonları olmasa da teknik ve taktik açıdan iyi bir karşılaşma oldu. Topuria, maçın ilk raundunda takedown yaparak oyununu karıştırmayı tercih etti. Üçüncü raunda kadar ayakta net bir üstünlük kuran taraf olmadı. Fakat Topuria attığı sert yumruklarla tehlikeli olduğunu Max Holloway'e gösterdi. Holloway de mesafeden attığı hızlı yumruklarla Topuria'yı yakalayarak tehlike yarattı. Maçın gidişatı, sert ve sağlam bir tek yumruk atan bir ismin kazanacağını gösteriyordu ve öyle de oldu. Ilia Topuria, üçüncü raundda Max Holloway'i sert bir sağ direktle yakaladı. Ilia, grogi pozisyonuna gelen rakibini daha sonra sol kroşe ile yatırdı ve maçı bitirdi. Böylece Max Holloway kariyerinde ilk kez nakavt olmuş oldu. İlk kez UFC tüy siklet kemerini koruyan Ilia Topuria, bu galibiyetle birlikte zirvedeki yerini sağlamlaştırmış oldu. Topuria, Alexander Volkanovski'den sonra Max Holloway'i de nakavt ederek bu sikleti domine edeceğini gösterdi. Hatta bu harika performansı sürdürürse 1-2 sene içerisinde onu hafif siklette kemer için mücadele ederken görebiliriz. Gecenin yan ana maçında Robert Whittaker ile Khamzat Chimaev karşı karşıya geldi. Chimaev, maçın hemen başında güreşini devreye soktu ve Whittaker'ı yerde domine etti. Raundun sonlarına doğru Khamzat Chimaev, neck crank pozisyonunu yakaladı ve Robert Whittaker'ı anında pes ettirdi. Khamzat Chimaev, beklentilerin çok üstünde bir performans sergileyerek kemer maçının en büyük adayı olduğunu kanıtladı. Chimaev maçtan sonra yaptığı açıklamada; "Dana White, UFC'nin sorunu ne? Bana kemeri ver!" diyerek kemer maçı için meydan okudu. UFC orta siklet şampiyonu Dricus Du Plessis'in sıradaki maçı için en ciddi adayın Sean Strickland olduğu konuşuluyordu. Fakat Khamzat Chimaev'in Robert Whittaker gibi güçlü bir ismi domine ederek yenmesinden sonra bu durum değişebilir. Dana White ve UFC maç ayarlayıcıları Khamzat Chimaev'e kemer maçını verebilir. İlerleyen günlerde Dricus Du Plessis'in sıradaki rakibi kim olacak, Khamzat yıllardır beklenen o kemer maçına çıkabilecek mi göreceğiz. Dövüş sporları ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
- Fenerbahçe Medicana, Eczacıbaşı Dynavit’i Set Vermeden Geçti
Vodafone Sultanlar Ligi 5. haftasında ligin yenilgisiz takımlarından Fenerbahçe Medicana ile Eczacıbaşı Dynavit karşı karşıya geldi. Ligin geride kalan dört haftasında Fenerbahçe Medicana henüz set kaybetmemişken, Eczacıbaşı Dynavit ise yalnızca bir set kaybetmişti. Bu mücadeleye Fenerbahçe Medicana; Eda Erdem Dündar, Hristina Vuchkova, Ana Cristina, Meliha Diken, Melissa Vargas, Bojana Drca ve Gizem Örge ile başladı. Eczacıbaşı Dynavit ise karşılaşmaya; Dana Rettke, Sinead Jack-Kısal, Hande Baladın, Alexa Gray, Elif Şahin, Tijana Boskovic ve Simge Aköz ile başladı. Gelin hep beraber bu karşılaşmaya bir bakalım… Karşılaşmaya Fenerbahçe Medicana oldukça iyi başladı. Set başında Alexa Gray kötü manşet alınca, Ferhat Akbaş Alexa Gray’i oyundan aldı ve Yaprak Erkek’i oyuna aldı. İlk sette daha iyi servis atan taraf Fenerbahçe Medicana oldu. Eczacıbaşı Dynavit, Sinead Jack-Kısal ile etkili hücumlar yapsa da sette daha fazla hücum hatası yapan taraf oldu. Bu sette %69 gibi bir hücum yüzdesiyle hücum eden Fenerbahçe Medicana seti 25-19 kazanarak 1-0 öne geçti. İkinci sete takımlar, ilk setteki ilk altılarıyla başladı. İlk sette olduğu gibi bu sete de Fenerbahçe Medicana iyi başladı. Yaptığı hücumlar ve kullandığı etkili servislerle Eczacıbaşı Dynavit savunmasını zorlayan konuk ekip bunun da meyvesini topladı. Bu sette Melissa Vargas oldukça etkiliydi. Onun hücumlarını savunmakta zorlanan Eczacıbaşı Dynavit, hücumlarda da etkili olamadı ve bu seti 25-20 kaybetti. Böylece karşılaşmada durum 2-0 olmuş oldu. Üçüncü sete takımlar, aynı altılarla başladı. İlk iki sete oranla Eczacıbaşı Dynavit bu sete oldukça iyi başladı. İki takımda karşılıklı iyi hücumlar yaptı. Diğer setlerin aksine bu sette daha iyi servis karşıladı. Fenerbahçe Medicana setin sonuna kadar sete ağırlığını koyamasa da set sonuna yaklaşıldıkça ağırlığını koydu ve set sonuna önde giren taraf oldu. Set sonunda da mücadeleyi bırakmayan Eczacıbaşı Dynavit seti uzatmayı başarsa da Fenerbahçe Medicana seti 26-24 kazandı ve maçı 3-0 kazandı. Fenerbahçe Medicana’da Melissa Vargas 24, Ana Cristina 14 sayıyla oynadı. Eczacıbaşı Dynavit’te Tijana Boskovic 15, Hande Baladın 14 sayıyla oynasa da galibiyete engel olamadılar. Karşılaşmada Fenerbahçe Medicana 9 servis sayısı bulurken, Eczacıbaşı Dynavit ise servisten sayı üretemedi. Servis karşılamada Fenerbahçe Medicana hata yapmazken, Eczacıbaşı Dynavit ise 9 servis hatası yaptı. Karşılaşmada benim şaşırdığım kısım; iki takımın da oldukça az blok sayısı üretebildi. Eczacıbaşı Dynavit 5 blok yaparken, Fenerbahçe Medicana 2 blokta kaldı. Fenerbahçe Medicana 29 Ekim 2024 Salı günü Galatasaray Daikin ile karşılaşacak. Eczacıbaşı Dynavit ise aynı gün Aydın Büyükşehir Belediyesispor’a konuk olacak. Sağlıkla kalın, Linesman’le kalın… Voleybol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
- Estadio Do Dragao'da Bir Tur
Herkese merhabalar. Ben Arda Şahin. Sizlere geçtiğimiz haziran ayında Estadio Mestalla gezimden bahsetmiş ve sizlere deneyimlerimi paylaşmıştım. Geçtiğimiz haziran ayında Valencia’dan sonra Porto’daydım, kendim için gezerken siz değerli takipçilerimizi de unutmadım ve sizler için özel bir içerik hazırladım. Portekiz Ligi ekiplerinden Porto’ya ev sahipliği yapan ve ülkenin en güzel stadlarından Estádio do Dragão … Sizlere yine ulaşım bilgileri ile başlayayım. Havalimanından E metrosu ile merkezde yer alan Trindade durağında aktarma yapmalısınız. Havalimanı çıkışlı E metrosu Trindade durağında sona erer. Tekrardan E metrosu ile Trindade’dan çıkış yaparak Dragao’ya ulaşabilirsiniz. Bunun dışında kaldığınız yere bağlı olarak A metrosu ile de ulaşabilirsiniz. Biletlerin tarifesi seçtiğiniz metroya ve durağa göre değişkenlik gösterir. Fiyat tabloları bilet makinelerinde mevcuttur. Stad biraz yokuşa inşa edildiği için görüş açınız oldukça kısıtlı. Stadın çevresini tam olarak göremiyorsunuz. Stadın etrafını dolaşmak isterseniz sizi oldukça yorucu bir rota bekliyor. Bu nedenle dolaşmayı önermiyorum. Bilet konusuna gelirsek, biletler 20 Euro. Turda rehber yok. Sesli rehber tutmak isterseniz 5 euro daha ödemeniz gerekir. Biletleri internetten veya gişeden alabilirsiniz. Tur biletleri stad turu ve müze turunu kapsar. Hangisinden başlamanız sizin tercihinize bağlı. Ben saat 10 civarı gitmiştim ve 5 dakika sonra tur başlayacağı beni stat turuna yönlendirdiler. Stat turuyla başladım. Dış taraftan stada girişimiz yaptık. Stadın dış mimarisinin harika olduğunu söylemem gerek. Ejder çizimleri (Dragao Portekizcede ejder demek.), turnikeler üzerinde yer alan çizimler kapılarda yer alan sanat çizimleri oldukça etkileyici idi. Şehir manzarası da pek fena sayılmaz. 10 numaralı kapıdan giriş yaparak stada girdik. Porto tribünleri tek kelime ile harikaydı. Bir anlığına kendinizi maçta bir seyirci veyahut bir menajer olarak hissediyorsunuz. Tek kelime ile harika. Sonrasında saha kenarına gelerek tribünleri daha yakından görme fırsatımız oldu. Özellikle stadın değişmez olan “box” kısmını yakından görmek ilgi çekiciydi. Sonrasında içeriye doğru geçerek oyuncu yemekhanesini, basın odasını ve otoparkı gördük. Stad turunda basın odasında yer alan masada fotoğraf çektirebiliyorsunuz. Evet menajerlerin oturduğu masaya. Jose Mourinho, Sergio Conceicao, Andre Villas-Boas ve daha niceleri o masaya oturup basın toplantılarında basın mensuplarının sorularını yanıtladılar. Otoparkın gösterilmesinin nedeni ise oradaki duvarlara Porto’nun tarihini anlatan tablolar, fotoğraflar ve resimlerin konulmasıydı. Bir nevi otopark açık bir müze haline getirilmiş. Oradan sonra soyunma odalarına geçtik. Maalesef bizlere ev sahibi soyunma odası değil deplasman soyunma odası gösterildi. Porto’da deplasman ekibi de olsanız sizlere ev sahibi gibi davranıyorlar. Deplasman soyunma odası ekibi için modern duşlar, jakuzi ve sauna temin edilmiş. Ayrıca bize gözetmenlik yapan birisi havluların bile temin edildiğini belirtti. Bunun nedeni ise Porto ve Portekizlilerin oldukça misafirperver olması. Oradan oyuncuların çıkış tüneline gittik. Orada giderken Fenerbahçe teknik direktörü Jose Mourinho ve onun Porto ile kazandığı UEFA Şampiyonlar Ligi kupasının fotoğraflarını görebilirsiniz. Sonrasında ise protokol tribününe çıktık. Orada gözetmenimiz bizlere Andres Vias Boas’tan önce Porto’yu 42 yıl boyunca yöneten ve sayısız başarılara imza atan efsane başkan Jorge Nuno Pinto da Costa’nın 17 numaralı koltukta başkanlık dönemi boyunca bir kez bile iç saha maçlarını kaçırmadan izlediğini söyledi. Tabi ki o koltuğa oturdum ve oradan stadı fotoğrafladım. Protokol tribünü ile stat turu sona eriyor. Tur’un en büyük eksiği bence ev sahibi soyunma odalarının gösterilmemesi ve sesli rehber saçmalığı. Onun dışında 10 numara idi. Şimdi müze turuna geçelim. Şunu söylemem gerek. Porto müzesi gördüğüm en iyi müzelerden bir tanesi… Müze turu için verebileceğim en önemli bilgi turun tek yön olması. Girdiğiniz turnikelerden geri çıkamıyorsunuz. Alt kattan giriş yapıp üst kata çıktıktan sonra stadın içinde yer alan Porto mağazasına girerek müze turunu tamamlıyorsunuz. İlk kısımda sizleri Porto tarihinde önemli yer tutmuş olan menajerlerin heykelleri karşılıyor. Tabii ki de Fenerbahçe menajeri Jose Mourinho’nun heykelini fotoğraflamadan içeriye giremezdim. Sonrasında içeriye girerek tura başladım. İlk kısımda sizleri Porto’nun tarihi karşılıyor. Kulübün kuruluşundan günümüze kadar Porto ile alakalı bilgiler sizlere anlatılıyor. Sonrasında sizleri görkemli bir merkez karşılıyor. Orada Porto’nun kazandığı tüm kupalar, başarılar, simge isimler, teknik direktörler hemen hemen hepsi sergileniyor. Tek kelime ile harikaydı. Sola dönerseniz Porto’nun Avrupa’da kazandığı tüm büyük kupaları görebiliyorsunuz. Kupaların arkasında yer alan dev ekranda kupayı getiren maçların, finallerin özetlerini izleyebiliyorsunuz. Kupaların arkasında yer alan cam vitraylarda ise kupanın hikayeleri anlatılıyor ve o dönem giyilmiş formalar sergileniyor. Porto’nun kazandığı tüm kupaların sergilendiği kısım kubbe şeklinde yapılmış. Oldukça harika bir yapıydı. Oradan sağa doğru yöneldim ve Sergio Conceicao’nun heykelini gördüm. Conceicao hem oyuncu hem de menajer olarak Porto ile lig şampiyonluğu yaşamış ender ve efsane isimlerden. Müzede ayrıca dikkat çeken kısım Porto takımının diğer sporlarla olan ilişkisini anlatan müze kısmıydı. Dövüş sporlarından tutun basketbola basketboldan motor sporlarına kadar her şey mevcuttu. Oradan çıktıktan sonra takım otobüsünü bir daha gördük. Ama bu sefer içinde heykeller vardı ve müze haline getirilmişti. Süper bir şeydi. Sonrasında sizleri üst kat bekliyor ama üst kata çıkmadan önce “Şöhretler Müzesi” ekranını ve efsane başkan Jorge Nuno Pinto da Costa’nın başarımlarını anlatan dokunmatik ekranı görmelisiniz. Gelelim üst kata. Üst katta sizleri Porto tarihinde önemli yer tutmuş efsane oyuncuların heykelleri ve formaları karşılıyor. Kimler yok ki? Deco, Ricardo Carvalho, Vitor Baia ve daha niceleri… Sonrasında müzede yer alan ev sahibi soyunma odası şeklinde tasarlanmış sembolik müzeye geçiyoruz. Orası da süperdi. Porto’nun tüm başarımlarını anlatan gazeteler, Porto tarihindeki önemli maçlar ve görüntüleri vs. hepsi vardı. Sembolik müzenin ardından bir tünelden geçiyoruz o tünel bizi ışık şovunun yapıldığı karanlık bir alana götürüyor. Orada ışık şovlarını izleyebilirsiniz. Ben bir 5 dakika kadar seyrettim. Süperdi. Oradan aşağıya indik ve bizleri yukarıda bahsettiğim Porto tarihini anlatan son müzeye geldik. Orada dediğim gibi Porto’nun başarılarını anlatan gazeteler, medya haberleri hepsi vardı. Turu tamamlamadan önce dikkatimi çeken son şey bizlerin aslında yakından tanıdığı iki ismi ilgilendiriyor. Vitor Pereria ve Jorge Jesus. Daha önce Fenerbahçe’yi çalıştıran bu iki tecrübeli teknik adam 2012-13 sezonunda Portekiz Ligi için şampiyonluk mücadelesi vermişti. Jesus’un diz çöktüğü o meşhur fotoğrafın hikayesi ve videosu bu müzede sergileniyor. O dönem Jorge Jesus Benfica’yı, Vitor Pereira ise Porto’yu çalıştırıyordu. Böylelikle stat turumuz sona eriyor. Sonda statta çektiğiniz fotoğrafları baskılı ve dijital şekilde almak isterseniz 15 Euro’ya bir fotoğraf 30 Euro’ya tüm fotoğraflarınızı alabiliyorsunuz. Ben bütçem dahilinde basın odasındaki fotoğrafımı aldım ve 10 Euro’ya da atkı aldım. Dilerseniz forma vb. şeyleri de alabilirsiniz. İyi eğlenceler. İŞTE KARŞINIZDA ESTADIO DO DRAGAO! Eğer yolunuz Portekiz’e düşerse Lizbon’u boşverin ve muhakkak bu stadı ziyaret edin. Özellikle müzesi futbol tarihinin en büyük takımlarına taş çıkartacak cinsten. Bu nedenle ölmeden önce bu stadı kesinlikle ziyaret etmelisiniz. Linesman’de sizlere özel içeriklerimiz yıl boyunca sizlerle birlikte olacak. Sakın kaçırmayın… Futbol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
- NBA'de 2024/25 Sezonu Başladı!
NBA , Salı gecesi New York Knicks-Boston Celtics ve Los Angeles Lakers-Minnesota Timberwolves maç çiftiyle resmen 79. sezonuna başlamış oldu. LeBron, Bronny James ile baba/oğul ikilisi olarak iki neslin aynı anda sahayı paylaştığı NBA tarihine geçen unutulması zor olacak tarihi bir anla, aynı zamanda eğer 69 maçta forma giyebilirse John Stockton’ı geride bırakıp en fazla maça çıkan oyuncu sıralamasında ikinci sıraya yükseleceği 22. senesine giriş yaptı. Knicks ise yeni transferleri ile zorlu bir başlangıç yapmış görünürken Celtics, kendileri gibi oynamaya devam ederek bir maçta en çok üçlük isabeti bulmada lig rekorunu egale etti (29). NBA , 2018'den bu yana tekrarlı şampiyonluklara tanıklık etmedi ki Adam Silver'ın istediği de tam olarak bu, ancak Celtics, seriyi bozan takım olarak görülmek için oldukça iddialı. 19. şampiyonluk için Sportsbook'a göre 2025 yılının hala favorisi. Jayson Tatum: ‘’İnsanların benim hakkımda söylediği her şeyi dinlemek zorunda kaldım. Bunların hepsi artık geçmişte kaldı. Şimdi en azından diğer efsane Celtics oyuncularıyla aynı odada anılıyorsun. Büyürken örnek aldığım tüm adamlar en azından bir şampiyonluk kazandı. Şimdi sadece şu konuşmalar var: 'Ne kadar harika olmaya çalışıyorsun? Her şey bittiğinde hangi odada veya hangi kademede anılmaya çalışıyorsun?’’ Erik Spoelstra, "Boston ne söylemek istiyorsa söyleyebilir. Bunu hak ettiler. Hepimizi yendiler ve taç giydiler. Yani, bu sezona nasıl hissetmek istiyorlarsa öyle hissedebilirler. Bununla birlikte, onların tekrar hak etmeleri gerekiyor. Ama bu yeni bir sezon, yeni bir yıl. Şampiyonluk için mücadele eden bir sürü takım olacak." Elbette meydan okuyan ve potansiyel aday takımlar var: New York (Mikal Bridges ve Karl-Anthony Towns ile) ve Philadelphia (Paul George eklemesiyle) Doğu Konferansı'nın zirvesinde Boston'ın yerini almaya çabalıyor. Philadelphia'nın sezon hikayesi Embiid ve George'un sağlığı etrafında şekillenecek. Ligde iki yıldızın sağlıklı Playofflara kalması konusunda çok fazla şüphecilik varken her iki oyuncu da oynamaktan çok uzakta olmadıklarına inandıklarını ve bunun 76ers için sadece küçük bir engel olabileceğini söyledi. Tyrese Maxey’e gelince, Joel Embiid ve Paul George'un ikisi de maç kaçırdığında ondan ne bekleyeceğimize dair bize maçları ağrıyan bir kolla bitirmesine alışmamız gerekeceği görüntüsünü verdi. Giannis ve Lillard, Offseason'da nasıl bağ kurdular? Sezonun Khris Middleton olmadan açılacağı haberinin üstüne bir de Bucks taraftarı, Giannis Antetokounmpo ve Damian Lillard’ın Offseason'da birbirleriyle hiç vakit geçirmediğini öğrenince hayal kırıklığına uğradı. Antetokounmpo, 2024 Paris Olimpiyatları, sakatlık sonrası rehabilitasyon ve ardından evlendiği bir yaz geçirdi ancak bu sezon için hedefleri hakkında sürekli iletişim halinde olduklarını söyledi. Artan yakınlıklarını ve oynadıkları bir sezonun kendilerine fayda sağlayacağını umuyorlar. Steve Kerr’in ilk beş çıkmazı Klay Thompson'ın sezon dışında Dallas Mavericks'e gitmesinin ardından Golden State Warriors, Stephen Curry ve Draymond Green ile yeni bir ilk beş arayışına girdi. Her gece maçlarda kullanılacak dizilim garanti değil ve Kerr, ilk beş oyuncularını ve 11 kişilik rotasyonu seçerken karşılaştığı zor seçimler konusunda şeffaf davranarak kadrosundaki her oyuncuyu oynatabileceğini, başlangıç dizilişinin rakipleri tarafından belirleneceği bazı geceler olacağını söyledi, fakat amacı yine de herhangi bir gece güvenebileceği bir grup bulmak ki Warriors'ın geçen sezon bile sahip olmadığı bir lüks. Curry: "Biz diğer birçok takım arasında avcılarız. Bu takım, soyunma odasında sahip olduğumuz her beceri setini en üst düzeye çıkarmak için ne yapabilir? Bizim için zorluk bu." Mike Budenholzer ve Phoenix Suns Mike Budenholzer, Mayıs ayında Phoenix Suns tarafından beş yıllık bir anlaşmayla yeni baş antrenör olarak göreve getirildi. Çözmesi gereken en büyük sorun, Phoenix'in dördüncü çeyrek hücum sıkıntıları. Tüm bu skor üretme gücüne rağmen, Suns geçen sezon dördüncü çeyrek hücum verimliliğinde son sırada yer almıştı. Ayrıca Suns'ın dizilişinde birincil bir çevre savunmacısı yok. Budenholzer elit bir savunma koçu olarak ün kazanmışken Suns'ı yarışmaya dahil etmek adına bunu sürdürmesi gerekecek. Bireysel olarak ise Kevin Durant 30.000 sayı barajını aşan oyuncular listesine adını yazdırmak için sadece 1076 sayıya ihtiyaç duyacak. Clippers bu sezon Kawhi Leonard'dan ne beklemeli? Sağ dizindeki iltihaplanma nedeniyle bu sezon Leonard üzerindeki sis bulutu hala dağılmış değil. Doktoru, eğitim kampında daha iyi bir şekilde iltihaplanmayı kontrol altına aldıklarını hissettiklerini ve her türlü önlemi almak istediklerini söyledi. Eski Finaller MVP'si dizi %100 iyileşene kadar sahalara dönemeyecek. Oklahoma City Thunder Geçtiğimiz sezon Batı'da 1 numaralı seri başı olan ve MVP adayı Shai Gilgeous-Alexander liderliğindeki Oklahoma City, 2023 NBA şampiyonu Denver, Batı Konferansı şampiyonu Dallas ve Batı finallerine çıkan Minnesota takımıyla birlikte ligin o tarafını kazanmak için favori olarak görülüyor. Chet Holmgren: "Sonuçlara yönelik beklentiler konusunda dikkatli olmalısınız. Burada, süreçlere, her gün nasıl göründüğümüze, işimizi nasıl yaptığımıza, ne yaptığımıza ve bunları yaparken gösterdiğimiz ayrıntılara gerçekten beklentiler koymaya vurgu yapıyoruz. Gerçekten odaklandığımız şey bu." Koç değişiklikleri Bu sezon yeni takımla başlayan koçlar arasında Los Angeles Lakers'dan JJ. Redick, Phoenix'ten Mike Budenholzer, Cleveland'dan Kenny Atkinson ve Detroit'ten JB Bickerstaff yer alıyor. Ligin koçlarının yarısı (30/15) bu sezona mevcut kulüplerinde iki yıl veya daha az süre geçirmiş olarak giriyor. Yeni Lig Ekonomisi 11 yıl 76 milyar dolarlık anlaşma, ortalama yıllık ödemeyi %150'den fazla artırarak en üst ve en alt düzey kulüpler arasındaki finansal farkı, lig dağıtımları, genel gelir oranının daha büyük bir dilimi haline geldikçe daraltıyor. Bu dönüşüm ve paylaşılacak uluslararası fırsatlar, bir NBA takımı için "giriş" fiyatının son dört yılda iki katına çıkmasının nedeni. Oyuncular da bu büyümeden pay alıyorlar çünkü maaş sınırı basketbolla ilgili gelire bağlı ve bu da takım sahipleri ve oyuncuları arasında yaklaşık 50-50 bölünmeyi hedefliyor. Dokuz yıllık, 24 milyar dolarlık anlaşma kapsamında, NBA’in izlenmelerinin kablolu evrenden alacağı son sefer olacak. Bu, NBA’in kablolu bir teklif olarak son sayılara ulaşmayacağı anlamına gelmiyor; geçen sezon, üç ana TV ortağı maç başına ortalama 1,6 milyon izleyiciye ulaştı ve bu da 2022-23’ün sonunda ve 2021-22’de durum aşağı yukarı böyleydi. NBA, yirmi yıldan uzun bir aradan sonra NBC'yi tekrar bünyesine kattığı medya paketiyle önümüzdeki sonbaharda devreye girdiğinde büyük bir yayın artışına hazırlanıyor. Pazar günleri yaklaşık 50 normal sezon maçını yayınlayacak ve bu platform değişikliği ligin erişimini otomatik olarak yaklaşık 15,5 milyon haneye genişletecek. NBA küçülen kablo paketine olan bağımlılığını azaltması biraz zaman alırken genç oyuncular öne çıkana ve en azından yeni bir süperstar ligin yüzü olma iddiasında bulunana kadar, retro hareketinden faydalanmaya devam edecek. Basketbol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
- Başakşehir'den Kötü Futbol, Kötü Sonuç
Temsilcimiz Başakşehir deplasmanda NK Celje ile Konferans Ligi 2. haftasında karşı karşıya geldi. Temsilcimizin hiç iç açıcı olmayan performansıyla 5-1 sonuçlandı. Maçın ilk yarısı kısa bir özetle Başakşehir açısından rezaletti. Rezaletti diyorum çünkü bu kadronun bu performansı göstermesi kabul edilebilir değil. İlk yarıdaki bireysel performanslarla Başakşehir’in sağlıklı bir sezon geçireceğini düşünmek biraz absürt kaçıyor. Maçın ilk 5 dakikasına baktığımızda takımların birbirini denediğini görüyoruz ancak 5. Dakikadan sonra Başakşehir’de sorunlar sinyal vermeye başlıyor. Henüz dakika 5’te rakibin girdiği bir pozisyon var ve sonucu golle sonuçlanıyor. Pozisyonu incelediğimizde, Başakşehir’in oyunun merkezinde etkisiz bir baskı yaptığını görüyoruz. Sonrasında, rakip hatlar arasına yerleşiyor, dikine bir pas, iyi bir dönüş ve seken topun tamamlanmasıyla gol geliyor. Şimdi bu noktada bireysel performanslar işin içine giriyor. Çünkü Çağdaş Atan’ın tercih ettiği hücum oyuncularının, takım savunmasına katkı sağlamadığını net şekilde görüyoruz. Merkezde Crespo-Berat ikilisinin oldukça yalnız kaldığı ve sürekli adam değiştirerek baskıya çıktığını görüyoruz. Burada en azından Pelkas’ın daha geride merkezde rakibi karşılaması gerekirdi. İlk yarıda buna ek olarak, oyunla alakalı Başakşehir’in sette 3-2-4-1 olarak sahaya dağıldığını görüyoruz. Buna karşılık olarak rakip ise, merkezde Crespo-Berat ikilisine birebir oynarken, derinden gelecek oyuncuya da birebir oynuyor. Derinden gelen oyuncularımız da pasör oyuncular olunca oyun bir noktada tıkanıyor. Burada rakibin dengesini bozacak bizi de rahatlatacak şey, dikine atılacak driblingler olacaktı. Bunu da Opoku’nun yaptığı bir pozisyon var. Ancak orada da takım o kadar yavaş kalıyor ki dengesizlikten pek yararlanamıyoruz. İlk yarıda Başakşehir’in ilk 20 dakikada birkaç kez geçiş yediğini gördük. Bunların temel sebebi, rakip alana yerleşip geri dönmekte zorlanmamızdı. Ama oyuncu tercihlerine bakınca böyle bir ihtimal de göze çarpıyor. İlk yarıda en azından beni çok sinirlendiren şeyler, kanat oyuncularının geriye yapmadığı destekler oldu. Hücum anlamında bir katkı sağlamadıkları gibi takıma da yardımcı olduklarını pek söyleyemeyeceğim. Maç 2-0 olduktan sonra Başakşehir’li oyuncular oyundan çok koptu. Bunu en azından Ba’nın yaptığı faullerden bunu görüyoruz. Maçın üçüncü golüne gelince iş yine bireyselde bitiyor biraz. Yanlış hatırlamıyorsam Ba’nın ilerde kaldığı pozisyonda golü yiyoruz. Rakip yine merkezden oynarken, baskı sonuç vermiyor. Top kanata geliyor. Kanatta yapılan ikiye-birle geriye çıkarın topla gol geliyor. Şimdi burada merkezde Pelkas’ın yapmadığı savunma, kanatta Figueiredo’nun yapmadığı savunma, Ba’nın ilerde yakalanması dolayısıyla savunma yerleşiminde sıkıntı yaşanması gibi birçok bireysel hata var. Bunları yaptığınız zaman sonuç iç açıcı olmuyor. İlk yarı böyle sonuçlanırken, Başakşehir’in ikinci yarıdaki performansıyla alakalı yine iyi bir şeyler söyleyemiyoruz. Takım 3-0’dan sonra oyundan düştü. İkinci yarının ilk 15 dakikasında yapılan pas hataları, bireysel hatalar göze çarpıyor. Yenilen 4. golden sonra bunların olması da normal karşılanabilir mi, bilmiyorum. İkinci yapılan değişikliklere de bir parantez açayım. Burada merkezi tamamen değiştirmek yerine, hücumda ve savunmada hareketlilik sağlamayan oyuncuları oyundan almalıydı Çağdaş Atan. Merkezde sorun yaşanmasın sebebi tamamen hareketsizlikti bence. Daha fiziksel bir yapıya dönmek ne kazandırdı anlamadım açıkçası. Maçın ikinci yarısıyla alakalı takımımız adına pek olumlu bir şey maalesef söylemiyorum. İkinci sürekli olarak geçiş yememiz, kanata atılan her topun pozisyona dönmesi açıkçası bazı şeylerin sorgulanması gerektiğini gösteriyor. Mevcut kadroyla topa sahip olmayı anlayabilirim. Ancak top kaybı yaptığınızda karşılık veremeyecekseniz, ona göre kadro tercihi yapmanız gerekir. Bazı oyuncuların bireysel performansının gözden geçirilmesi kanaatindeyim. Hem savunma hem hücum oyuncuları için bunu söylüyorum. Keza hücumda üreten bir Başakşehir gördük mi, hayır. Hafızamızda iyi oynanmış bir pozisyon kaldı mı, hayır. Ben hatırlamıyorum. Ama rakibin savunma arkasına özellikle sol bölgeden sürekli top attığını ve pozisyona girdiğini hatırlıyorum. Başakşehir ve ülkemiz için üzücü bir kayıp. Kalite farkı, oyun olarak sahaya yansımadı. Bu mağlubiyet bir ders olmalı. Temsilcimize kalan Avrupa maçlarında başarılar dileyip, yazıyı noktalayalım. Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederiz. Futbol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
- Fenerbahçe, Man United’a Mağlup Olmadı!
Temsilcimiz Fenerbahçe , UEFA Avrupa Ligi grup etabı 3. maçında sahasında Manchester United ile karşı karşıya geldi. Maç kadrosunda Oosterwolde’nin sakatlığı, Levent Mercan ve Kostic’in UEFA listesinde olmaması sebebiyle sol bekte Mert Müldür’ü izledik. Onun dışında as kadrosu ile sahaya çıktı temsilcimiz. Konuk United kadrosunda ise cezalı Bruno Fernandes yerine Ten Hag sürpriz bir şekilde Mazraoui’ye 10 numarada görev verdi. Sol bekte ise Lisandro Martinez’i izledik. Maça ekibimiz oyuna hakim başladı. Oyunu rakip kaleye yığmaya çalışan sarı lacivertli ekip, Osayi Samuel ve Maximin ile 2 fırsattan yararlanamadı. Devamında ise tabiri caizse atamaya atarlar sözünün devreye girdiği anlar yaşandı. United kontrasında Eriksen topu ağlara gönderdi ve ilk atakları gol olmuş oldu. Golden sonra yine kanatlardan gelen bir hücumda Rashford’un şutu direğin dibinden auta çıktı. Yalnızca 1 dakika sonra Tadic’in şutunda son anda ayağını koyan Ugarte golü önledi. Baskısını sürdüren ekibimiz, En Nesyri’nin kafa vuruşunda Onana’yı geçemezken, devamında yine kafa vuruşunda Onana muazzam refleksle gole izin vermedi. Kalan sürede başka pozisyon olmazken temsilcimiz kalesini gelen tek şutla devreyi 1-0 geride kapattı. İkinci yarıya daha iyi başlayan ve rakip yarı alana yerleşen temsilcimiz, aradığı golü 49. dakikada En Nesyri ile buldu. Maximin’in ortasında iyi yükselen Faslı futbolcu topu ağlara gönderdi. Golden sonra oyun biraz dengelendi. İki takım da kaptığı toplarla rakip kaleye gitmeye çalıştı ve oldukça yüksek tempoda bir devre izledik. Garnacho ve Hojlund’un şutlarında Livakovic gole izin vermedi. Değişiklikler ve son bolümde Antony’nin sakatlığı sebebiyle son dakikalarda tempo oldukça düştü. İki takım da 1 puanı kaptırmama gayretindeydi. Ancak fırsatlar kovalamayı ihmal etmediler. Kalan dakikalarda başka net fırsat olmazken, maç 1-1’lik skorla sona erdi. Jose Mourinho döneminin en iyi oyunlarından birini ortaya koyan Fenerbahçe , bugün iyi bir maç planı ile sahaya çıktı. Defans çizgisinin orta sahaya gelerek takım boyunun kısaltılması diğer maçlara kıyasla bu maçta gördüğüm en belirgin değişiklik oldu. Bunun da faydasını oldukça gördük. Temsilcimize Avrupa serüveninde başarılar diliyorum. Futbol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
- İbo Aslan, UFC 308’de Rakibini Paramparça Etti!
Temsilcimiz İbo Aslan, ikinci UFC maçına Abu Dabi’de düzenlenen UFC 308 gecesinde çıktı. İbo Aslan , Brezilyalı rakibi Rafael Cerqueira’yı 51 saniyede nakavt ederek muhteşem bir galibiyete imza attı. İlk UFC maçına Mart ayında Anton Turkalj karşısında çıkan İbo Aslan, bu maçı nakavtla kazanarak iyi bir başlangıç yapmıştı. İbo’nun bu maçtan sonraki rakibi merakla bekleniyordu. İlk maçtaki gösterişli galibiyetten sonra ilk 15’ten veya tecrübeli bir ismin verilebileceği konuşuluyordu fakat öyle olmadı. UFC, İbo Aslan’a rakip olarak ilk kez UFC’de maça çıkacak olan Brezilyalı Raffael Cerqueira’yı verdi. Rafael Cerqueira’nın normalde bu yılki Dana White’s Contender Series’de dövüşeceği açıklanmıştı fakat UFC sürpriz bir şekilde onu direk UFC’ye aldı. UFC’nin onu hızlı bir şekilde yükseltmesi, ondan beklentilerinin olduğunu gösteriyordu. İbo Aslan için bu maç, rakibin ismi büyük olmasa da önemli bir test maçı niteliğindeydi. UFC maç ayarlayıcıları, nakavt gücü yüksek bir ismi vererek İbo Aslan’ı teste tabi tuttular. İbo Aslan da maçta rakibini 51 saniyede nakavt ederek bu testi başarıyla geçti. İbo Aslan’ın bu maçta kendini göstermek istediği çok belliydi. Maçın hemen başında rakibini tellere sıkıştırarak ve atak bir şekilde dövüşerek bu maçı erken bitirmek istediğini gösterdi. Rakibini köşe yesıkıştırdığında attığı sert bir yumrukla rakibini grogi duruma getirdi ve ondan sonra yaptığı yumruk bombardımanı ile maçı 51 saniyede bitirdi. İbo Aslan’ın bu 51 saniyelik nakavtı UFC geleceği için çok önemli olacak. Bu bitiriş birçok dövüş severin ilgisini çekmiş durumda. UFC başkanı Dana White da X’ten paylaştığı gönderi ile bu nakavttan etkilendiğini gösterdi. Hem seyircilerin onu sevmesi hem de Dana White’ın dikkatini iyice çekmesi onun UFC basamaklarını hızlıca tırmanmasını sağlayabilir. Galibiyetten sonra İbo Aslan’ın yaptığı açıklamalarda artık yukarıları hedeflediğini gösteriyordu. Daniel Cormier’e kafes içerisinde açıklamalar yapan İbo; “Hepiniz için geliyorum, hepiniz için!” diyerek sıkletteki rakiplerine meydan okudu. Kafeste gösterdiği meydan okuyucu performansın yanında mikrofonda da bunları söylemesi önemliydi. Bu galibiyetle birlikte İbo Aslan , sıralamaya girme hedefine de bir adım daha yaklaştı. Bu maçtan sonra açıklanacak hafif ağır sıklet sıralamasına girmesi çok zor. İbo’nun ilk 15’e girmesi için sıradaki maçında ya sıralamadan bir ismi ya da kendi gibi sıralamaya yakın bir ismi yenmesi gerekecek. UFC, bu iki kategoriden dövüşçüyü verirse İbo için gelecek maç sıralama maçı olacak. Yine bu maçtaki rakip gibi bir isim verirlerse İbo Aslan’ın geleceği konusunda çok aceleci davranmayacakları belli olacak. Bu durum da İbo Aslan için negatif bir anlam taşımıyor. Henüz 28 yaşında olduğunu düşünürsek İbo Aslan’ın basamakları sağlam bir şekilde çıkması ve her maç kendini geliştirmesi UFC’deki geleceği için iyi olabilir. Aldığı galibiyetle birlikte bizi sevince boğan İbo Aslan, umarız böylesi güzel heyecanları yaşatmaya ve Türk bayrağını UFC’de dalgalandırmaya devam eder. Dövüş sporları ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
- Galatasaray, Elfsborg'u İstanbul'da Mağlup Etti!
Rams Park’ta bir gündüz maçı ile Avrupa Ligi ’nin 3. haftasında sahneye çıktı temsilcimiz. Sonbaharın serin akşamında İsveç’in dirençli temsilcisi karşısında bu sezon çok konuşulan ancak henüz Okan Buruk’un uygulamadığı üçlü formasyonu, başka 3’lü takımına karşı uygulayan Galatasaray’da Okan Buruk, kanatlarda Yunus ve Barış’a görev verdi. İleride ise Mauro Icardi ve Victor Osimhen ile sahada olan temsilcimiz maça da hızlı ve ön alan baskısı ile başladı. Baskın Yarı Oyunun kontrolünü hemen alan Sarı-Kırmızılılar, kanat beklerin de oyuna genişlik vermesi ile hızlı top çevirerek ilk 10 dakika boyunca rakibini boğdu ve art arda köşe vuruşları ile tehlike aradı. Bu süre içerisinde bir ön alan presi ile karşılaşmayan temsilcimiz, geriden oyunu Lucas Torreira ile kurarak gerilere kadar gelen Mauro Icardi ile oyuna yön vermeye çalıştı. Adeta “Derin Oyun Kurucu” rolünde olan süperstar, her topu olumlu kullandı ve repertuarının ne kadar geniş olduğunu gösterdi. 15. dakikada aldığı topu diyagonal olarak oynayan ve atağı başlatan isim Icardi, atağın devamında Mertens ortaya çevirdi Osimhen yükseldi ancak kaleci Peterson çıkardı, seken topta ise Barış Alper’in röveşatası auta gitti. 20 dakika boyunca etkisini hissettiren temsilcimiz, 20 – 28. dakikalar arası Elfsborg’un oyuna ortak olma girişimleri ile kalesinde art arda duran toplar görse de dakikalar 28'i gösterdiğinde harika bir organizasyon ile perdeyi Mauro Icardi ile açtı. Davinson’un alışılmış uzun pası ile topla buluşan Victor Osimhen, Dries Mertens’i gördü ve Mertens’in şutunda top direkten döndü ancak dönen topta orada olan Icardi, durumu 1-0’a getirdi. Bu dakikadan sonra akınlarını sıklaştıran ve skora da bağlı olarak geniş alan yakalayan Galatasaray yine uzun ve hat kıran paslarla Barış Alper, Osimhen, Yunus Akgün gibi isimlerle etkili akınlar gerçekleştirdi. Kaan Ayhan ile ikili oynayan Barış Alper’in aldığı serbest vuruşun dönüşünde asist makinesi Gabriel Sara’nın koordinatlı ortasında topa yükselen Abdülkerim Bardakçı’nın şutunda top önce direğe sonrasında da kaleciye çarparak ağlara gitti ve dakikalar 39’u gösterdiğinde durum 2-0 oldu. İlk yarının sonlarında iyice baskısını arttıran ve bireysel oyuncu kalite farkını sahaya yansıtan Sarı Kırmızılılar, buldukları boş alanları değerlendirdi. Dakikalar 43’ü gösterdiğinde Gabriel Sara’nın yine, yeniden harika bir uzun pasında topla buluşan Barış Alper Yılmaz takımının 3. golünü attı ve ilk yarının da skorunu belirledi. “Facia 16 Dakika” İstanbul’da bizim adımıza nefis geçen ilk yarının ardından takım herhangi bir değişiklik yapmadan ikinci yarıya başladılar. İlk yarı hiç sona ermemiş gibi ikinci yarıya hızlı başlayan temsilcimiz, 47. dakikada “Oyun Kurucu” Icardi’nin enfes ara pasında Victor Osimhen karşı karşıya kaldığı pozisyonda günün başarılı ismi Peterson’u geçemedi. Bu dakikadan itibaren ise Elfsborg, etkili olmaya başladı. Çok fazla geçiş akını şansı yakalayan İsveç temsilcisi, organize bir hızlı hücumda dakika 53’te Hult ile golü buldu. Golün ardından da baskılı oyununu sürdüren ve Galatasaray ’ı hataya zorlayan Elfsborg takımı tehlikeli pozisyonlar buldu ve dakikalar 63’ü gösterdiğinde Barış Alper’in ceza sahası içinde elle oynaması sonucunda kazandıkları penaltıyı Baidoo gole çevirerek farkı 1’e indirerek umutlandılar. Facia gibi geçen 16 dakikadan sonra Galatasaray oyunu tekrar kontrolüne aldı ve temkinli oynayarak akın buldu. Golden sonra Mauro Icardi ile gole yaklaşan Galatasaray, bu fırsatı değerlendiremedi. Temkinlilik Temsilcimiz için gergin geçen dakikalar dakikalar 83’ü gösterdiğinde sonlandı. Osimhen ile ceza sahası içinde verkaç yapan ve Osimhen’in enfes topuk pası ile topla buluşan Yunus, inadı ve yeteneği sayesinde “Messivari” bir gol atarak skoru 4-2’ye getirerek rahat bir nefes aldırıyor. Bu golden sonra temkinli oyuna devam eden Galatasaray, 90 dakikanın sonuna eklenen 6 dakikayı da geçirmek isterken yapılan hata sonucu kalesinde Larsson’un attığı gol ile 3.golü görerek son dakikaları stresli bir şekilde geçirdi. 90+5’te Mitchy Batshuayi’nin attığı gol, ofsayt sebebi ile iptal edilse de hakemin son düdüğü ile maçın sonucu tayin edilmiş oldu; 4- 3. Rams Park’ta Avrupa Ligi 3. haftayı kayıpsız geçen temsilcimiz Galatasaray, puanını 7’ye yükselterek, bir sonraki hafta karşılaşacak olduğu Tottenham’ı beklemeye başladı. Futbol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
- Vakıfbank’tan Ligde Kötü Başlangıç
Herkese merhaba. Bu yazımda sizlere sezona istediği gibi başlayamayan Vakıfbank ’tan söz edeceğim. Sezon öncesinde takımda önemli değişikliklere giden takım, birçok ismi kadrosuna kattı. Tabii köşe ve orta oyuncularını değiştiren takımda uyum sorunu olması beklenen bir durumdu. Bu durum, takımın sezona istediği gibi başlayamamasında önemli bir etken oldu diyebiliriz. Gelin bu kötü gidişat ne ve bu durumu terse nasıl çevirebilirler hep beraber bakalım. Sezon başında Ogbogu, Jordan Thompson, Gabi gibi önemli as oyuncularıyla yollarını ayıran takım, Alexia Carutasu’nun da takımdan ayrılmasıyla beraber skorer boşluğuna düştü diyebiliriz. Bunun karşılığında, Yuan Xinyue, Kiera Van Ryke ve Marina Markova ile anlaştı. Yedek pasör çaprazı olarak da Kendall Kipp ile anlaştılar. Gabi’nin vermiş olduğu defansif katkıyı da yeni oyuncuları Caterina Bosetti’den bekleyen takım, Bosetti’nin sezona kötü başlamasıyla birlikte henüz o katkıyı alamadı. Milli takım sezonunda da Cansu Özbay’ın ayağında topuk dikeni çıkmasıyla birlikte takıma yeni katılan pasör Sıla Çalışkan’ın da takıma uyum sağlayamaması da eklenince takım hücumda da beklenilen kadar uyumlu olamadı. Bana kalırsa takımdaki sorun, takımın birbiriyle uyumsuz olmasından ziyade, takımın birlikte savunma yapamayışında. Sezonda şimdiye kadar oynanan 3 maçta da Vakıfbank’ın servis karşılaması istenen düzeyde değildi. Servis karşılamanın haricinde, rakiplerinin yaptığı hücumlarda da istenen şekilde savunma yapamayıp, zor toplara hücum etmeleri gerekiyor. Bloklarda da geç kalan takım set başına yaklaşık sadece 3 blok yapıp, yine set başına yaklaşık sadece 2 rakip hücumunda bloklarıyla sektirebilmiş. Bu da aslında ana problemin nerede olduğunu kanıtlar derecede. Tabii bu karşılanamayan servis sonrası edilen düzen dışı hücumun kolay savunulup, maruz kalınan hızlı hücum da olabilir bunu sezonun ilerleyen kısımlarında anlayacağız. Peki bu savunma sorunu nasıl çözülebilir? Markova savunması ile bilinen bir oyuncu değil, o görevi daha çok Bosetti’nin yüklenmesi bekleniyordu ancak dediğim gibi o da sezona iyi başlamadı. Derya’nın son maçta yaşadığı talihsiz sakatlık da düşünüldüğünde, Bosetti’nin bir an önce sezona ısınması gerekiyor diyebiliriz. Yuan Xinyue ve Zehra Güneş’in de oyunda olduğu anlarda ön turda bulunan diğer oyuncularla birlikte bloğa daha hızlı yerleşmesi gerekiyor. Bunun sonunda ne olacağını Aras Kargo karşılaşmasının 3. setinde gördük diyebiliriz. O setteki oyunu tüm sezona yayabilirler mi bilemeyiz. Tabii Aras Kargo takımının da ligimizin en mütevazi kadrolarından biri olduğunu unutmamak lazım. Vakıfbank ile ilgili peşin hüküm vermemek gerekiyor ancak sezona da beklendiği ya da istedikleri gibi başlayamadıkları da bir gerçek. Galatasaray Daikin’e set alamadan kaybetmek, Kuzeyboru karşısında puan kaybetmek bence bu durumu fazlasıyla gösteriyor. En son oynanan Aras Kargo karşılaşmasında da ilk seti kaybetmeleri biraz da olsa tehlike çanlarının çalma tehlikesinin olduğunu gösteriyor. Tecrübeli başantrenör Giovanni Guidetti’nin takımını bu durumdan çıkarıp işleri tekrardan rayına oturtabileceğini düşünüyorum ve bu sezon ligimizin şampiyonluk adaylarından biri olduğunu hatırlatmak istiyorum. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Sağlıkla kalın, Linesman’le kalın… Voleybol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
- Superbike'ta Şampiyon Yeniden Toprak Razgatlıoğlu!
WSBK’da İspanya’daki ilk yarışı 2. sırada tamamlayan Toprak Razgatlıoğlu , WSBK’da 2 sezonun ardından şampiyon oldu! Toprak Razgatlıoğlu, 2024 Dünya Superbike Şampiyonası 'nda muhteşem bir performans sergileyerek kariyerinin ikinci dünya şampiyonluğunu kazandı. İspanya'daki yarışta damalı bayrağı ikinci sırada gören Toprak, sezonu toplam 493 puanla tamamlayarak şampiyonluk ipini göğüsledi. 2021 yılında Yamaha takımıyla ilk şampiyonluğunu kazanan Toprak, bu kez Rokit BMW takımıyla Fransa’da yaşadığı kazaya rağmen şampiyon olarak hem kendisi hem de takımı için tarihi bir başarıya imza attı. Sezon boyunca hız, tutarlılık ve cesaret dolu sürüşleriyle dikkat çeken Toprak, Nicolo Bulega'ya 41 puan fark atarak zirvedeki yerini sağlamlaştırdı. Bu zafer, sadece Türkiye'de değil, dünya genelindeki motosiklet tutkunlarını gururlandırdı. Bu şampiyonluk aynı zamanda Rokit BMW takımının ilk şampiyonluğu oldu, böylece takım ve Toprak için unutulmaz bir sezon yaşandı. Razgatlıoğlu’nun bu başarısı, motor sporları tarihine adını altın harflerle yazdırırken, kariyerine yeni bir kilometre taşı daha ekledi. Tebrikler Toprak! Motor Sporları ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!