top of page

Arama Sonuçları

Boş arama ile 1250 sonuç bulundu

  • Fenerbahçe, Twente Deplasmanından Beraberlikle Döndü!

    Temsilcimiz Fenerbahçe Avrupa macerasında 2. maçta Hollanda deplasmanında Twente’ye konuk oldu. Maç kadrosunda cezalı Çağlar ve Osayi yerine Djiku ve Mert Müldür yer alırken, Maximin yerine de İrfan’ı ilk 11’de gördük. İleri uçta ise En Nesyri başladı. Maça Twente topa ve oyuna hakim olarak başladı. Temsilcimiz topun arkasında bekleyerek kaptığı toplarla kontra atak yaratarak tehlike oluşturma amacındaydı. Devrenin ilk yarısında Twente topa hakimken ekibimiz savunmada sağlam bir performans gösterdi. 22 dakikada kaptığı toplarla hızlı çıkan ekibimiz önce En Nesyri sonra da Oosterwolde ile 2 net fırsattan yararlanamadı. Sadece birkaç dakika sonra ise gelişen Twente atağında içeri çevrilen topta Vlap’ın şutunda top ağlarla buluştu. Adeta atamayana atarlar kuralını canlı bir şekilde yaşamış olduk. Golden sonra iyice morallenen Twente, birkaç dakika sonra karşı karşıya pozisyonda Livakovic’i geçemedi. Kalan sürede En Nesyri ile bir pozisyondan daha yararlanmayan Fenerbahçe, devreye 1-0 mağlup girdi. İkinci yarıya da iyi başlayan Twente, sarı lacivertli temsilcimiz karşısında baskısını kurdu. Sürekli topun arkasında bekleyen ve toplu oyunda da üretemeyen bir Fenerbahçe gördük maç boyunca. Livakovic’in kurtarışları ekibimizi maçta tuttu. 70. dakikada Amrabat’ın olağanüstü ara pasında karşı karşıya pozisyonda topu ağlara gönderen Tadic, skoru dengeye getirdi. Kalan sürede istediğimiz fırsatları yakalayamadık ve 1 puana razı olduk. Bunca yetenekli ve iyi futbolcu grubundan oluşan kadronun daha fazla topla oynaması ve set oyununa yerleşmesi gerektiği kanaatindeyim. Umuyoruz ki kalan maçlarda daha iyi performans sergileyen ve puanları alacak ekip Fenerbahçe olur. Futbol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!

  • VakıfBank, Yeni Oyuncuları İle Sezona Hazır!

    Herkese merhaba! 2024-2025 Sultanlar Ligi sezonu değerlendirmelerimiz devam ediyor. Sıradaki takımımız geçtiğimiz sezonu üçüncü olarak tamamlayan Vakıfbank . Hazırsanız başlayalım!   Gidenler: Sarah Van Aalen, Alexia Carutasu, Jordan Thompson, Gabi Guimaraes, Bianka Busa, Chiaka Ogbogu, Zeynep Sude Demirel. Gelenler: Sıla Çalışkan, Kendall Kipp, Kierra Van Ryk, Marina Markova, Caterina Bosetti, Deniz Uyanık, Yuan Xinyue.   KADRO Pasörler: Cansu Özbay, Sıla Çalışkan Pasör Çaprazları: Kierra Van Ryk, Kendall Kipp Smaçörler: Marina Markova, Caterina Bosetti, Ali Frantti, Derya Cebecioğlu Orta Oyuncular: Zehra Güneş, Yuan Xinyue, Deniz Uyanık, Bahar Aksoy Liberolar: Ayça Aykaç, Aylin Acar Antrenör: Giovanni Guidetti Geçtiğimiz yıl beklentilerin altında kalan Vakıfbank sezona bol değişiklikle başlıyor. Neredeyse her pozisyonda değişiklik yaptılar. Aslında alışılagelen sistemlerinin dışına da çıktılar. Yıllardır baskın bir pasör çaprazı, bir defansif bir de hücumcu smaçörle oynama sistemi kurduklarını biliyoruz. Kadroya katılan çapraz oyuncularının ikisi de baskın (Vargas, Haak, Egonu gibi) sayılmazlar. Smaçörlerin içinde de defansif özelliğiyle öne çıkan oyuncu yok. Bu durumda sistem değiştirmeye çalışacaklarının bir sinyali gibi duruyor. Elbette hepimiz koç Guidetti’yi uzun zamandır tanıyoruz ve olmaz dediğimiz şeyleri oldurabileceği konusunda da hemfikiriz.   Orta oyuncular içinde kaptan Zehra Güneş ve yeni transfer Xinyue’nin hangi rotasyonda olacağı gerçek bir merak konusu. İki oyuncunun da oyunu birbirine benzer, farklı özellikleri de ayırt edici zaten. Smaçörlerden de ana ikilinin kimler olacağı belirsizliğini koruyor. Bir yandan da ligimizde uygulanan yerli kuralıyla en çok başı belada olan takım olacakları çok yüksek ihtimalli bir durum. Değişikliklere alışana kadar maçlarda fazla zorlanabilirler ama sezonun ikinci yarısında muhtemelen daha güçlü bir Vakıfbank izliyor oluruz. Organizasyonun yıllardır aynı koç ve staffla çalışması alışma sürecini kısaltabilir elbette.   Sıradaki takım incelememizde tekrar buluşuncaya dek sağlıcakla kalın, Linesman’le kalın… Futbol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!

  • Beşiktaş, Avrupa Ligi'nde Siftah Yapamadı!

    Temsilcimiz Beşiktaş, UEFA Avrupa Ligi’nin ikinci haftasında Eintracht Frankfurt’u UEFA  ağırladığı karşılaşmadan 3-1 mağlup ayrıldı. İskoç hakem John Beaton’un yönettiği mücadelede Beşiktaş’ın sahaya çıkan 11’i şöyleydi; Ersin, Svensson, Paulista, Rashica, Uduokhai, Immobile, Muci, Masuaku, Ndour, Gedson ve Rafa Silva’dan oluştu. Eintracht Frankfurt ’un kadrosu ise Santos, Kristensen, Koch, Theate, Nkounkou, Ebimbe, Dahoud, Larsson, Götze, Matanovic ve Marmous’tan oluştu. Sahaya 4-2-3-1 dizilisi ile çıkan Kara Kartal maçada etkili başlayan taraf oldu.Sık sık ayağa paslar yaparak ve kanatları Muçi ve Rashica ile rakip takımın ceza alanında pres yaptı. Bu çabasının sonucunu daha 8. dakika da alan Beşiktaş Immobile’nin ceza sahası içinde yerde kaldığı pozisyonda penaltı bekledi. VAR’a giden hakem pozisyonu penaltıya uygun bulmadı. İlk 15 dakika yaşadıkları şoku atlatan Alman ekip hızlı kanatı Ebimbe ile tehlikeli ataklar bulmaya başladı, 17. dakikada Eintracht Frankfurt’un sol kanattan geliştirdiği atakta Marmoush, iki rakibini geçerek çizgiye inmeye çalıştı. Ancak, Paulista’nın müdahalesi sonucu yerde kaldı ve hakem penaltı noktasını gösterdi. Ve Marmoush topu ağlara gönderdi. Gereksiz yapılan müdahale dolayısıyla gol yiyen temsilcimizin morali düştü sadece 4 dakika sonra Eintracht Frankfurt’un soldan geliştirdiği atakta Dahoud, ceza sahası yayına doğru ortasını yaptı. Koch’un kafayla penaltı noktasının soluna indirdiği topa Ebimbe sol ayağıyla vurdu ve top kaleci Ersin’in solundan ağlarla buluştu. Hızlı yenilen 2 golden sonra toparlanmayı bilen Beşiktaş Rashica’nin ortasında topta vuran yıldızı Rafa sayesinde penaltı kazandı. Penaltıda topun başına geçen Immobile, sağ ayağıyla yerden sol köşeye vurdu. Ancak köşeyi doğru tahmin eden Santos, topa uzanarak köşeye giden şutu kornere çeldi. Beşiktaş taraftarı 2. yarı öncesi soyunma odasına gitmeden önce takımı çağırdı ve maç boyu yaptıkları gibi takımlarına büyük destek verdiler. İkinci yarıda tek değişiklik Frankfurt’dan geldi, deneyimli Götze yerini Chabi’ye bıraktı. İkinci yarının başında kısa olsa da etkili taraf yine temsilcimizdi. Bekleri Masuaku ve Svensson ile pozisyonlara girse de oyunun temposunu ilk yarıdaki kadar yukarı çekemedi. Git gelli devam eden oyunda 66. dakikada Frankfurt'un sağ kanattan geliştirdiği atakta Knauff, ceza sahasına girip kale alanına doğru ortaladı. Matanovic'in ağlara gönderdiği top ofsayt nedeniyle geçerlilik kazanmadı. Maçın geri kalanında temsilcimiz gol bulmak için çabalayıp risk aldığı dakikalarda  Knauff farkı üçe çıkardı. E. Frankfurt'un sağdan hızlı geliştirdiği atakta Knauff, ceza sahasına girip iki oyuncu arasından sağ ayağının ucuyla uzak köşeye vuruşunu yaptı. Meşin yuvarlak direk dibinden ağlara gitti. Temsilcimizde Immobile 85. dakikada yerini Mustafa’ya bıraktı ve 86. dakikada Beşiktaş'ın sağdan kullandığı köşe vuruşunda penaltı noktasının önüne doğru gelen topa az önce oyuna dahil olan Mustafa kafayı vurdu. Kaleci Santos uzanarak topu yeniden kornere gönderdi. Masuaku farkı ikiye indirdik Beşiktaş'ta sol kanattan atağa katılan Masuaku, kaleci Santos'un önde olduğunu görüp kaleye doğru orta şut karışımı bir vuruş yaptı. Ön direğe doğru giden top kaleci Santos'un müdahalesine rağmen ağlarla buluştu ve skoru belirleyen golü attı. Puan Almadı! Temsilcimiz geçen hafta Ajax’a 4-0 mağlup olmuştu ve böylelikle UEFA Avrupa Ligi ’nde 2. haftayı da puansız geçti. Futbol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!

  • Türk Hava Yolları'nda Yeni Sezon Öncesi Hazırlıklar Tamamlandı!

    Herkese merhaba! 2024-2025 Sultanlar Ligi sezonu değerlendirmelerimizde sona geldik. Geçtiğimiz sezon ligde ilk dört sırayı alan takımları konuştuğumuz serimizde son takımımız dördüncü olan Türk Hava Yolları. Hazırsanız başlayalım!   Gidenler: Sıla Çalışkan, Dicle Nur Babat, Kübra Akman, Derya Güç, Şeyma Ercan, İkbal Merve Albayrak, Kiera Van Ryk, Macris Corneiro Gelenler: Roberta Ratzke, Çağla Akın Çiçekoğlu, Tuğba İvegin, Emine Arıcı, Karmen Aksoy, Büşra Kılıçlı, Ada Germen   KADRO Pasörler: Roberta Ratzke, Çağla Akın Pasör Çaprazları: Anthi Vasilantonaki Smaçörler: Julia Bergmann, Neriman Özsoy, Tuğba İvegin, Ada Germen Orta Oyuncular: Diana Duarte, Emine Arıcı, Büşra Kılıçlı, Karmen Aksoy Liberolar: Melis Yılmaz, Buse Kayacan Sonsırma Antrenör: Ze Roberto Son sezonu gerçekten çekişmeli şekilde oynayıp dördüncü sıraya yerleşmeyi başaran Türk Hava Yolları , bu yıl kadrosunda keskin değişiklikler yaptı. En keskini de Van Ryk’ın takımdan ayrılmasının ardından geçen yıl smaçör olan Anthi’yi bu yıl pasör çaprazı oynatma kararları oldu. Takımın yörüngesini belirleyecek bu hamle oldukça çelişkilerle dolu. Anthi iyi bir hücumcu elbette ama smaçörken yaptığı hücumlarla çaprazken yaptıkları aynı olmayacağı için önemli bir değişiklik olacaktır. Bergmann – Tuğba ikilisi ve yedekte Neriman’ın olması smaçör pozisyonunu güvende tutacaktır. Takımın oyunu, sıralaması, geçen yıldan farklı olacaktır. Çünkü bu yıl başta Galatasaray Daikin ve Kuzeyboru olmak üzere dördüncülük koltuğunun talibi daha çok olacak gibi görünüyor sezon öncesinde.   Yeni sezonda, yeni heyecanlarda yeni maçlarda sizlerle buluşabilmek her zaman çok güzel. 4 Ekim 2024’ten itibaren başlayacak 2024-2025 yılı Vodafone Sultanlar Ligi maçlarında tekrar buluşuncaya dek sağlıcakla kalın, Linesman’le kalın… Voleybol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!

  • FIBA Kadınlar Süper Kupa'da Şampiyon Yeniden Fenerbahçe Opet!

    Herkese merhaba! Kıtanın en büyük basketbol organizasyonlarından Euroleague Women ve EuroCup Women şampiyonlarının karşılaştığı SuperCup Women maçı bu kez bir derbiye şahitlik etti. Karşılaşmayı 63-79 ile kazanan ve üst üste ikinci defa kupayı müzesine götüren Fenerbahçe Opet takımını ve emek veren herkesi tebrik ederiz. Karmaşalarla geçen maçın detaylarından sizlere bahsetmek istiyorum. Hazırsanız başlayalım! Bilindiği üzere geçen yıl Euroleague Women’i Fenerbahçe kazandı. EuroCup Women’i ise finalde Beşiktaş ile karşılaşan London Lions kazandı. Oldukça çekişmeli geçen maçı kazandılar, kupa kaldırdılar ve kulübü kapattılar. Bu sayede SuperCup Women maçında oynama hakkı Beşiktaş’a geçti ve biz de İstanbul’da oldukça ateşli seyircilerin önünde bir Avrupa kupası için oynanacak derbiyi izleme fırsatı elde ettik. 2 Ekim 2024 saat 19.00’da yeni açılan Basketbol Gelişim Merkezi’nde başlayan maç ilk çeyrek bitimine 8.04 kala durdu. Taraftarların yanıcı ve patlayıcı maddeler atmasıyla önce takımlar soyunma odasına gönderildi. Taraftar boşaltıldıktan sonra maçın devam etmesi konusunda takımlardan görüş alındı ve sonuç olarak karşılaşma 3 Ekim 2024 saat 16.00’a ertelendi.   Ertesi gün maç kaldığı dakika ve skordan yeniden başladı. Takımların ilk beşleri ise şekildeydi:   Fenerbahçe Opet:  Sevgi Uzun, Julia Allemand, Gabby Williams, Mariame Badiane, Emma Meesseman Beşiktaş JK: Khaalia Hillsman, Mihaela Lazic, Holly Winterburn, Elif Bayram, Nika Mühl   Karşılıklı sayılarla devam eden maçta iki tarafta hem maça hem birbirlerine alışmak istercesine bir oyunla başlamış oldular. Elbette bir önceki gün başladıkları maça ertesi gün devam edebilmenin şaşkınlığı ve yorgunluğu da üzerlerindeydi. İlk çeyrek 16-16 skorla sona erdi. İkinci çeyrekte Beşiktaş takımı daha çok öne çıktı. Özellikle Fenerbahçe’nin yaptığı top kayıplarından yaptıkları hızlı hücumlar, isabetli dış atışlar ve pota altı hakimiyetiyle çeyrek boyunca oyunu kontrolde tutmaya çalıştılar. Özellikle bu çeyrekte öne çıkan takım kaptanları milli oyuncumuz Elif Bayram’ın etkisi takımın soyunma odasına 37-33 öne gitmesini sağladı.   İkinci yarıya Fenerbahçe üst üste bulduğu dış şut isabetleriyle yenilenmiş şekilde giriş yaptı. Top kayıplarını azaltıp rakibiyle başa baş oynamaya başladı. Tam bu sırada Beşiktaş’ın oyuncusu Nika Mühl ribaunddan inerken sakatlandı. Boş salonda hepimizin duyduğu acı çığlıkları atarken sedyeyle oyundan çıktı. Kendisine çok geçmiş olsun diyoruz. Umarım en kısa sürede parkelere geri döner.   Bu an aslında maçın en büyük kırılma noktası oldu. Fenerbahçe vites arttırmaya başladıktan sonra kıran kırana geçebilecek ikinci yarı Beşiktaş’ın zaten önemli iki oyuncusu maç kadrosunda bile yokken üçüncünün de sakatlanmasıyla biraz tek taraflı hale geldi. Üçüncü çeyrek 51-55 Fenerbahçe üstünlüğüyle sona erdi. Dördüncü çeyrekte rotasyon sorunundan dolayı iyice yorulan Beşiktaş oyuncuları ellerinden geleni yapsalar da Fenerbahçe’nin daha enerjik oyununa ve oyuncularına karşı durumdaydılar. Karşılaşma 63-79 Fenerbahçe Opet üstünlüğüyle sona erdi ve kupanın sahibi bir kez daha sarı lacivertli ekip oldu. Karşılaşmanın MVP’si Fenerbahçe Opet takımından 11 sayı 7 ribaund 5 asist ile Gabby Wiiliams seçildi.   Elbette son şampiyon maça favori çıkmıştı. Fakat kadrosunda önemli değişikler yaptıktan sonra oyuncuların tam kadro olarak ilk maçının kupa maçı olması takımın oyunda zorlanmalarına sebep oldu. Özellikle ilk yarıda yapılan top kayıplarının birçoğu oyuncuların birbiriyle anlaşamaması yüzünden oldu. Hal böyle iken Beşiktaş’ın maçta kazanmaya dair olasılığı özellikle maç başlamadan önce yükselmişti. Tabii öncesinde sakatlanıp maça gelemeyen Temi Fagbenle ile kadroda olsa da parkeye çıkamayan Dana Evans’ın eksiklikleri takıma fazlaca güç kaybettirdi. Maç içerisinde yaşanan sakatlıklar da eklenince karşılaşmanın rekabeti de azalmış oldu.   Bize bu arenada bir final izlettirdikleri için iki takımımızı da tebrik ediyoruz. Fenerbahçe Opet’in Avrupa kupalarının son dördünün tek hakimi ve ülkemizde oynanan ligin de son 6 sezonun şampiyonu olduğunu hatırlatmak isterim. Son iki sezondur Beşiktaş’ın da kadın basketboluna yatırım yapması bugün bizlere bir final seyrettirdi umarım daha çok kupada da takımlarımızı karşılıklı izleme fırsatı bulabiliriz.   Şampiyonlukta emeği geçen tüm Fenerbahçe oyuncularını, staffını, kulübünü, sponsorlarını ve izleyen herkesi tekrar tebrik ederiz. Güçlü kadınlarımızın yeniden en tepede olduğu başka maçlarda görüşünceye dek sağlıcakla kalın Linesman’le kalın… Basketbol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!

  • 2024/25 Sultanlar Ligi Sezonu Başladı!

    Herkese merhaba. Bu yazımda sizlere bu 5 Ekim 2024 tarihinde başlayacak olan Sultanlar Ligi hakkında bir ön bakış atma niyetindeyim. Ben bu yazıyı hafta içinde yazıyorum fakat sizler bu yazıyı Cuma ya da Cumartesi sabah okuyacaksınız. En azından öyle olmasını umuyorum. Öncelikle sizlere bu yazının planını aktarmalıyım. Bu yazıda düşen ve çıkan takımları, dikkat edilmesi gereken takımları bulacaksınız. Yazının sonunda ise benim naçizane sezon sonu tahminlerimi bulacaksınız. Hazırsanız başlayalım… Geçen sezon Sultanlar Ligi’nden, Karayolları ve PTT Spor düştü. Alt ligden ise Bahçelievler Belediyesi ve Aras Kargo Spor Kulübü, Sultanlar Ligi’ne çıkmaya hak kazandı. Bu iki takımın ana amacı kümede kalmak olacaktır ancak ben Bahçelievler Belediyesi’nin sezon sonunda biraz daha yukarıda, en azından daha güvenli bir alanda olacaklarını düşünüyorum. Çünkü Kupa Voley Grup Etabı’nda oynadıkları oyun bana bunu düşündürdü. Aras Kargo ise tam olarak düşme – kalma arasında olacaktır. Tabii bu duruma sezon içerisinde edinecekleri takım uyumu da etki edecektir. Bahçelievler Belediyesi’nde; Meryem Boz, Buse Ünal ve Martyna Czyrnianska’nın da forma giyeceğini ve Aras Kargo’da da Bianka Busa’nın forma giyeceğini belirtmek istiyorum. Ayrıca bir başka küme düşme – çıkma olarak sayılabilecek bir durum da Çukurova Belediyesi ile Zeren Spor arasında mevcut. Çukurova Belediyesi geçen küme düşmemiş olsa da yarışma haklarını Zeren Spor’a sattı. Böylece Zeren Spor 2024-25 sezonunda Sultanlar Ligi’nde yarışmaya hak kazanmış oldu. Zeren Spor’un oldukça iddialı bir kadro kurduğunu da söylemek gerekiyor. Kübra Akman, Brankica Mihajlovic, Samantha Fabris gibi oyuncuların da kadroda olduğunu söylemek gerekiyor.   Ligi 9-12 sıralarında tamamlayan Beşiktaş, Aydın Büyükşehir Belediyespor ve Sarıyer Belediyesi (Çukurova’dan yukarıdaki paragrafta bahsettim.) ise kadrolarını geliştirmeye çalıştırdılarsa da bence Beşiktaş dışında başarılı olan ne yazık ki yok. Yine Kupa Voley’de izlediğim kadarıyla Aydın Büyükşehir Belediyespor’un bu sene de en büyük problemi savunma olacak gibi duruyor. Hücum anlamında geçen seneden daha iyi duruyor olsalar da savunmadaki soru işaretleri hala aynı benim gözümde. Sarıyer Belediyesi ise bu sezon, geçen sezon olduğu gibi kümede kalma hedefiyle sezona başlayacak. Bu sezon da başarılı olabilecekler mi orası belirsiz çünkü kadroları geçen seneye göre daha mütevazı gibi durmakta. Beşiktaş’a geldiğimizde ise kadrolarını gözle görülür bir şekilde takviye ettiklerini görebiliyoruz. Özellikle Dilay Özdemir ve Saliha Şahin’in takıma kalite kattığı görülebiliyor. Bunun da sezon sonunda lig sıralamasına yansımasını bekliyorum. Geldi geçen sezonu 5-8. sıralarda tamamlamış olan takımlara. Bu takımlar; Galatasaray, Kuzeyboru, Muratpaşa Belediyesi Sigorta Shop (bu sezon Keçiören Belediyesi Sigorta Shop oldu) ve Nilüfer Belediyespor’du. Nilüfer Belediyespor geçen sezona oranla kadrosunda yerlileşmeye gitti diyebiliriz. Geçen sezon kadrosunda dört yabancı oyuncu bulunduran kulüp bu sezon yalnızca iki yabancı oyuncuyla lige başlıyor. Yerli oyuncularına bakıldığında da kadronun gençleştirildiği görünüyor. Bu da bu sene Avrupa yarışından ziyade orta sıralarda bir yarış içinde olacaklarını gösteriyor gibi bana. Keçiören Belediyesi Sigorta Shop ise; kadrosuna Lila Şengün, Micaya White gibi isimleri kadrosuna kattı. Yine bu sene de aynı sıralarda olacakları düşüncesindeyim. Kuzeyboru ise kadrosuna Anna Lazareva ve Tran Thi Thanh Thuy (4T) ‘u kadrosuna kattı. Geçen sezon bana göre ligin flaş ekibi olan Kuzeyboru, bu sene de oldukça kendisinden söz ettirecek gibi duruyor. Son sezonu 6.sırada tamamlayan Galatasaray ise bu sene iddialı bir kadro kurmaya çalıştı.  Britt Bongaerts, Alexia Carutasu ve Katarina Dangubic (Lazovic) gibi isimler kadroya katıldı. Bu sene hedefleri ilk 4 arasına girmek olsa da ben yine de 4-5 arasına olacaklarını düşünüyorum.   Geçen sezonun ilk 4 takımına bakarsak ise Vakıfbank ’ın kadrosunun büyük oranda değiştiği söylenebilir. Kaptan Gabi ve Jordan Thompson’ın gidişinin ardından takıma Kiera Van Ryke ve Marina Markova gibi isimler kadroya katıldı. Takım uyumu sağlandığı takdirde tavanları oldukça yüksek duruyor. Yine Türk Hava Yolları da kadroda biraz değişime giden takımlardan oldu. Macris’in ayrılığı sonrasında takıma Roberta katılırken yerli smaçör Tuğba İvegin de kadroya katıldı. Onların da Galatasaray ile 4.lük savaşı vereceğini düşünüyorum. Son finalist Eczacıbaşı ise takıma Dana Rettke ve Kathryn Boden (Plummer) takviyeleri yaptı. Onların da bu sene yine ilk 4 yapacağı kuşkusuz ancak Avrupa’da ve ligde nereye kadar gidecekleri bence Boskovic’in ne kadar dinleneceği ile paralel olacaktır. Geldik son şampiyon Fenerbahçe’ye. Fenerbahçe bu transfer döneminde rotasyon kadrosunu yeniledi desek yanılmayız. Bunun yanında Çin’e giden oyuncu bu sene Melissa Vargas yerine Arina Fedorovtseva oldu. Arina bu sezon Şubat ayında takıma dahil olacak. Aynı zamanda koç değişikliği yaşayan takımın bu seneki performansını yeni koçuyla yakalayacakları uyumla paralel olacaktır.   Geldik benim naçizane sıralama tahminime. Bu sezon sonunda ligde şöyle bir sıralama bekliyorum: Fenerbahçe – Eczacıbaşı – Vakıfbank – Türk Hava Yolları – Galatasaray – Kuzeyboru – Beşiktaş – Sigorta Shop – Bahçelievler – Nilüfer – Zeren Spor – Aydın – Sarıyer – Aras Kargo. Sezon sonunda bu sıralama tahminime tekrar bakarız…   Okuduğunuz için teşekkür eder, tüm takımlara sakatlıksız güzel bir sezon dilerim. Sağlıkla kalın, Linesman’le kalın… Voleybol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!

  • UFC 307'de Alex Pereira Yok Etti!

    UFC 307 PPV gecesi Utah'da yapıldı. Gece iki kemer maçına sahne oldu. Ana maçta UFC hafif ağır siklet şampiyonu Alex Pereira ile Khalil Rountree Jr karşılaştı. Yan ana maçta ise kadınlar UFC horoz siklet şampiyonu Raquel Pennington ile Julianna Pena kozlarını paylaştı. Gecenin kazananları Alex Pereira ile Julianna Pena oldu.    Alex Pereira, UFC 307 ile birlikte bu yılki üçüncü PPV ana maçına çıktı. Son zamanlarda UFC'nin ana maç ayarlamakta zorlandığı kartlarda Alex Pereira imdatlarına yetişti. Bir nevi UFC'nin kart kurtarıcısı oldu. Pereira'nın bu kartta Khalil Rountree Jr ile dövüşmesi beklenmeyen bir gelişmeydi. Khalil, UFC hafif ağır siklet sıralamasında 8.sıradaydı ve 2.sırada kemer maçını hak ettiği düşünülen Magomed Ankalaev bulunuyordu. UFC'nin bu maçı ayarlanması birçok dövüş severin garibine gitti. Fakat Khalil Rountree'nin dövüş stili bu maçın ilgiyle beklenilmesini sağladı.  Khalil Rountree Jr, sert ve patlayıcı dövüş tarzı ile bilinen bir dövüşçü. Hızlı ve sert yumrukları ile rakiplerini nakavt ederek buraya geldi. Kariyerinde çıktığı 19 maçın 13'ünü kazandı, bu galibiyetlerin 9'unu nakavtla aldı. Son 5 maçını kazanarak formda bir şekilde bu maça çıktı. Yine de Alex Pereira gibi kariyerinin zirvesinde bir isimle karşılaşacaktı. Pereira, hafif ağır siklete geçtikten sonra inanılmaz bir seviyeye geldi. Bu siklette çıktığı dört maçı kazandı, son üç maçında rakiplerini taş elleriyle nakavt etti. Bu sebeple karşılaşmanın büyük favorisiydi.    Maç Alex Pereira için beklendiği kadar kolay olmadı. Khalil Rountree Jr, maça patlayıcı yumruklarla başladı. Alex Pereira'nın hızlı bir nakavt istediği belliydi fakat Khalil beklentilerin üstünde bir performans gösterdi. Khalil Rountree Jr, bu şekilde dördüncü raunda kadar maçı götürmeyi başardı. Fakat üçüncü raundun son anlarında Pereira, Khalil'in oyununu çözüp boşluklar bulmaya başladı. Maçın artık sonunun geldiği belli oluyordu. Alex Pereira, dördüncü raundda rakibine acımasız yumruklar attı, Khalil Rountree Jr dört dakika boyunca bu yumruklara inanılmaz bir şekilde dayandı fakat sonunda teknik nakavtla mağlup olmaktan kurtulamadı ve böylece Alex Pereira kemerini bir kez daha korumuş oldu.  Alex Pereira maçtan sonra yaptığı açıklamada Sean Strickland ile dostluğundan dolayı orta siklete dönmeyeceğini, ağır siklete geçebileceğini fakat kendisini hafif ağır siklette iyi hissettiğini burada kalmak istediğini söyledi. Pereira'nın sıradaki rakibi büyük ihtimalle UFC 308'deki Magomed Ankalaev vs Aleksandar Rakic maçının galibi olacak.    Gecenin yan ana maçında UFC kadınlar horoz siklet şampiyonu Raquel Pennington ile Julianna Pena karşı karşıya geldi. İki farklı stil dövüşçünün maçında kemeri kazanan Pena oldu. Karşılaşmanın ayakta devam ettiği raundlarda Pennington, yere indiği raundlarda Pena üstün olan taraftı. Maçın birinci, dördüncü ve beşinci raundları ayakta, üçüncü ve beşinci raundları da yerde geçti. Fakat iki hakem birinci raundu tartışmalı bir kararla Julianna Pena'nın aldığını söyledi ve maçı ayrık kararla Pena kazandı.  Amanda Nunes'in emekli olması ile rekabetin yükseldiği siklette işler Julianna Pena'nın maçtan sonra yaptığı açıklamadan sonra daha da kızıştı. Pena'nın maçtan sonra aynı gecede Ketlen Vieira'yı yenen Kayla Harrison'a meydan okuması bekleniyordu fakat Pena, Amanda Nunes ile üçüncü maçı yapmak istediğini söyledi. Yine de Pena'nın sıradaki maçı için en ciddi aday Harrison. İlerleyen günlerde Amanda Nunes'den gelecek cevapla da birlikte sikletin sıradaki şampiyonluk maçı belli olacak.  Dövüş sporları ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!

  • Atakan Karazor'un Cinsel Saldırı Olayını Biliyor Muydunuz?

    Ülkemizin gündemi kadınlarımız ve çocuklarımıza yönelik cinsel taciz, tecavüz ve cinayetlerle çalkalanırken 2 yıl önce İspanya’nın İbiza şehrinde bir cinsel saldırı olayına karışan Atakan Karazor’un A Milli Takıma çağrılması tepkilere neden oldu. Peki Atakan Karazor kim, bu olay nasıl oldu bunu anlatalım.   Atakan Karazor 1996 yılında Essen, Kuzey Ren-Vestfalya’da doğdu. Genç yaşında alt yapıda gösterdiği performansla Borussia Dortmund’a yükseldi. Orada genç takımla bölgesel ligde maçlara çıktı. Sonrasında Holstein Kiel’e transfer oldu orada gösterdiği performansla 2019 yılında 1 milyon Euro karşılığında Stuttgart’a transfer oldu. Karazor 2019-20 sezonunda gösterdiği performansla Stuttgart’ın Bundesliga ’ya yükselmesinde yardımcı olan isimlerdendi.   Karazor gösterdiği performansla Stuttgart’ın önemli isimlerinden oldu ancak beklediği Almanya milli takımı davetini asla alamadı. Bunun üzerine Türkiye milli takımında oynamayı ciddi ciddi düşünmeye başladı ve A Milli Takım teknik direktörü Vincenzo Montella onu A Milli Takıma davet etti. Ancak karıştığı cinsel saldırı olayı bu kararın tepkilere neden olmasına yol açtı. Size Karazor’dan bahsettik şimdi neler yaşandığını anlatalım.   Karazor, 2 yıl önce Stuttgart forması giydiği dönemde yaz tatilinde İspanya, Ibiza'da bir cinsel saldırı olayına karıştı. Bir arkadaşı ile 18 yaşındaki bir kadını oteline davet eden Karazor ve arkadaşı söz konusu kadın ile rızası olmadan birlikte oldu. Kadının şikâyeti üzerine gözaltına alınan Karazor, mahkemede suçlu bulundu, 1.5 ay hapis yattı. Dava devam ederken şaşırtıcı bir şekilde Stuttgart’ın o dönem ki sportif direktörü Sven Mislintat tarafından sahip çıkıldı ve davası için Almanya’dan avukatlar gönderildi. Dava sürecinde 50 bin Euro kefaletle Karazor serbest bırakıldı ve oyuncu İspanya’yı terk etmek zorunda kaldı. Daha sonra takımı Stuttgart'a geri dönen Karazor kaptanlığa kadar yükseldi. Alman basının iddiasına göre dava halen devam etmekte ve Karazor ile davacı kadın arasında uzlaşma yoluyla davanın sonlandırılması için Karazor’un avukatları ve davacı taraf arasında görüşmeler sürüyor. Atakan Karazor’un ilk milli maçı merakla bekleniyor. Sahada göreceği tepki bakalım nasıl olacak?   Son olarak şunu da hatırlatalım. Linesman ekibi olarak kadınlarımız ve çocuklarımız için daha güzel ve daha güvenli Türkiye’ye ulaşmak en büyük temennimiz. Bu yüzden #KadınlaraveÇocuklaraDokunma! Futbol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!

  • Futbolda Verinin Yeri

    Futbol, 2000’ler sonrasında endüstrileşmenin etkisinde kalmış sporların başında geliyor. Bu endüstrileşme futbolun oyun kimliğini elinden alıp ona ayrı bir kimlik verdi. Artık futbolun her zerresi inceleniyor ve her detaya önem veriliyor. Futbolun sadece bir spor olmadığı, milyarlarca dolarlık bir endüstri haline geldiği bu dönemde, verinin yeri tartışılmaz bir öneme sahip. Kulüpler, oyuncu performanslarını izlemek, taktikleri optimize etmek ve rakip analizleri yapmak için veri bilimi ve analitiğe yoğun yatırım yapmaya başladı. Maçların sadece saha üzerinde değil, aynı zamanda bilgisayar ekranları üzerinden de kazanıldığı yeni bir çağa girdik.   Futbolda verinin kullanımı, 1950’lere kadar dayanır. Bu dönemde, futbol analizinin öncüsü kabul edilen Charles Reep , futbol maçlarını elle kaydederek analiz yapmaya başladı. Reep, verilerden elde ettiği sonuçlarla, uzun top oyununu savunarak kısa paslar yerine daha doğrudan oynanan futbolun etkili olduğunu öne sürdü. Reep’in yaptığı bu ilk analizler, veriye dayalı futbol analizinin temellerini attı ve futbol taktiklerinin gelişiminde önemli rol oynadı. Ancak, bu analizler oldukça temel düzeydeydi; sadece gol yolları, paslar ve pozisyonlar üzerinde yoğunlaşıyordu.   Verinin daha detaylı ve sistematik olarak kullanılmaya başlanması ise 1990'ların sonlarına dayanır. 1996 yılında kurulan Opta Sports , futbol maçlarının tüm detaylarını kaydederek futbol verisi analitiğinde çığır açtı. Opta, her bir pas, şut, müdahale ve koşuyu kaydedip analiz ederek, futbolu daha bilimsel bir boyuta taşıdı. Bu dönemde, teknik direktörler ve futbol kulüpleri, maç sonuçlarından ziyade oyunun detaylarını incelemeye ve veri analitiği yardımıyla taktiklerini geliştirmeye başladı. Opta’nın başlattığı bu süreç, Premier Lig başta olmak üzere birçok ligde yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandı. 1990'ların sonunda, Prozone adlı yazılım da devreye girdi. Prozone, futbolcuların maç esnasındaki hareketlerini takip eden bir analiz sistemi sundu. Bu sistem, oyuncuların sahadaki pozisyonlarını, koşu mesafelerini ve hızlarını analiz ederek, takımların fiziksel performansı daha yakından takip etmesini sağladı. Arsène Wenger  gibi yenilikçi teknik direktörler, Prozone’u aktif olarak kullanarak oyuncuların performansını artırmak ve taktik kararlarını veri destekli almak için bu sistemden yararlandılar.   2000'li yılların sonlarına doğru, futbol verisi bilimi gelişmeye devam etti ve futbolun her yönüyle incelendiği bir döneme girildi. Expected Goals (xG)  gibi metrikler, futbol analizinin merkezine oturdu. Bu metrikler, bir oyuncunun veya takımın gol atma olasılığını hesaplayarak, takımların hücum ve savunma etkinliklerini daha iyi değerlendirmesine yardımcı oldu. 2012’de Arsenal kulübü, StatDNA  adlı bir analiz şirketini satın alarak, veri bilimine dayalı kararlar alan ilk büyük kulüplerden biri oldu. StatDNA sayesinde, Arsenal oyuncu transferlerinde daha analitik bir yaklaşımla hareket etmeye başladı ve saha içi stratejilerini geliştirdi.   Günümüzde ise kulüp profesyonelleri bu verilerle yetinmeyip, GPS cihazları gibi ekstra uygulamaları da futbola entegre ettiler. Oyuncuların koşu mesafelerini, sakatlık risklerini, pozisyonlarını, rakibe karşı ne kadar etkili olduğunu incelemeye başladılar. Bu gelişmeler sayesinde antrenman programları, maç planları gibi stratejik hamleler de değişti ve gelişme gösterdi. Yapay zekanın da artık futbola girmesiyle birlikte, algoritmik olarak transfer hamleleri, maça özel programlar, oyuncuya özel antrenman programları da ortaya çıkmaya başladı.   Futbol , geçmişten günümüze, kağıt-kalemle başlayan istatistik tutmadan, yapay zeka endeksli plan-program yapmaya kadar gelişim gösterdi. Bu gelişmelerle birlikte, futbol tutku içeren bir oyun olmaktan çıkıp, bilimsel bir alan ve stratejik bir oyuna evrildi. Veriler, analizler, stratejiler… modernleşmenin etkisiyle birlikte hayatımıza dahil oldu. Futbolda kazanmak, tutku ve hırs gibi kelimelerden sıyrılıp, para-strateji-plan gibi kelimelerle anılmaya başlandı. Futbol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!

  • Bir NBA Efsanesi Jerry West'e Saygıyla

    Namıdeğer ‘The Logo’: Jerry West... Basketbol tarihinin en ikonik figürü, 2024'te Naismith Basketbol Onur Listesi'ne muhteşem bir dönüş yaparak bu kez yönetici görevindeki olağanüstü katkılardan dolayı üçüncü kez onurlandırılacak. Lakers Salı günü yaptığı açıklamada, 12 Haziran 2024'te vefat eden West’i, törenle 2024-25 sezonu 22 Ekim açılış gecesi Minnesota Timberwolves'u ağırlarken Kareem Abdul-Jabbar, Magic Johnson, Shaquille O'Neal, Pat Riley ve Pau Gasol ile birlikte anacak. Ayrıca 82 normal sezon maçının tamamı ve takımın katılmaya hak kazandığı Playoff maçlarında formasının sol omzuna 44 numaralı mor forma bandı yerleştirecek. Taraftarlar ise özel Jerry West forma hediyesini dört gözle bekliyor olacak. Planlanan seremoni, West'in basketbol üzerindeki derin ve kalıcı etkisini vurguluyor. Bulunduğu dönemi tanımlayan, oyunun geleceğini şekillendiren efsanevi yöneticinin onur listesine tekrar dahil edilmesi, onu hem oyuncu hem de bu rolüyle Hall'a giren ilk kişi yapacak. Kariyeri ve emekliliği boyunca West'in NBA’e etkisi, geride çok az kişinin eşleşebileceği bir mirasa uzandı. Pek çok oyuncu profesyonel kariyerinin tamamını tek bir Franchise için oynamayı başaramaz. Jerry West tam da bunu yaptı. 14 yıllık NBA kariyerini Los Angeles Lakers'ta geçirdi: 1960 ABD Olimpiyat takımı, 14 All-Star, 12 All-NBA, bir şampiyonluk ve 25.192 sayı. Kariyerinin tek şampiyonluğunu kazandığı 1972 yılında All-Star MVP'si de seçildi. Play-off serisinde yakaladığı 46,3 sayı ortalamasıyla maç başına en yüksek sayı rekorunu hala elinde tutmaktadır. Kaybeden takımdan Finaller MVP'si seçilen tek oyuncu: 1969'da Lakers'ın Celtics'e karşı aldığı yedi maçlık yenilgisinde 37,9 sayı ve 7,4 asist üretmişti. Ancak West sadece bir şampiyondan fazlasıydı. Yönetim ofisinin dizginlerini ele almadan önce 1976- 79 yılları arasında Lakers'ın yedek kulübesinde kalarak koçluğa geçti. 1977 Batı Konferansı finallerine taşıdı ve bu kısa bir koçluk döneminin ardından 1982'de genel menajer olarak atandı. Yetenekleri belirleme konusundaki olağanüstü derin anlayışıyla beş şampiyonluk getiren 1980'lerin devlerinden ‘Showtime Lakers'ın’ mimarlarından oldu. Kendi numarası Lakers tarafından 1983'te emekliye ayrıldı. Yeteneğe olan ilgisi Magic Johnson ve Kareem Abdul-Jabbar ile sınırlı kalmadı. Daha sonra ikinci bir hanedan yarattı. Shaquille O'Neal ve koç Phil Jackson'ı kadroya kattı. Belki de modern NBA tarihinin en büyük takasını yaparak 1996'da Vlade Divac'ı, fazlasıyla güvendiği Kobe Bryant'ın Draft hakları karşılığında Charlotte Hornets'a gönderdi. 2000-2002 yılları arasında üst üste üç şampiyonluk kazanıldı. Takımdan ayrıldıktan sonra 2011'den 2017'ye kadar Warriors'ın yükseliş sürecine danışman olarak yardım etti. Yönetim kurulu üyesiydi. Uzun süredir alay konusu olan bu organizasyonu sekiz yıl içinde dört NBA şampiyonluğu kazanan bir organizasyona dönüştürmeyi başardı. Kevin Durant'ın 2016'da Golden State Warriors'a transferi için birçok kişi, Stephen Curry ve ekibinin teklifinin anlaşmayı sağladığını iddia ediyor. O zamanlar Jerry West, kişisel bir açıyla, 1-8'lik NBA Finallerinin hala kendisini nasıl rahatsız ettiğini, Durant ile kendisinin de aynı kaderi yaşamasını istemediğini konuştu. Bariz olanı belirtti: Durant'in Stephen Curry, Klay Thompson ve Draymond Green ile oynaması daha kolay olacak. Şutları için çalışmak zorunda olduğu OKC'nin aksine sistem Durant'i bulacak, Steve Kerr'in sistemi altında daha güçlü bir skorer olacaktı. Ki, tahmini doğru çıktı. Durant ve Warriors için her şey daha kolaydı. ‘Bu harika deneyim için The Logo'ya, Jerry'ye teşekkür etmeliler’ dedi Iguodala. Hayatının son yıllarında ise danışman olarak Clippers'ta görev yapıyordu: ‘Basketbol mükemmelliğinin kişileştirilmiş hali ve onu tanıyan herkesin dostuydu. Sonuna kadar amansız bir rakipti, cömert bir takım arkadaşıydı ve çok eğlenceliydi. Oyun tutkusu eşsizdi. Bilgeliği, cömertliği ve mizah anlayışı sonsuza dek Franchise'ın dokusuna işlenmiştir. Dokunduğu her şeye ve herkese kalbini vermiştir.’ West'in ölümünden bu yana ona gösterilen sevgi ve saygı muazzamdı. Temmuz ayındaki Yaz Ligi sırasında onun onuruna bir anma düzenledi. Boston Celtics ve Dallas Mavericks gibi takımlar NBA Finalleri 3. Maçı'ndan önce ona saygılarını sundu. Jerry West'e olan takdir yalnızca bireysel başarılarını vurgulamakla kalmıyor, aynı zamanda Lakers'ın ve daha geniş NBA manzarasının zengin köklü tarihine de bir tanıklık görevi görüyor. Sporu şekillendirmede salt istatistikler ve şampiyonlukların ötesine bakmanın önemini vurguluyor. Organizasyon ve oyunun kendisi için ne kadar önemli olduğunun bir başka hatırlatıcısı. Basketbol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!

  • Tenis Terminolojisine Hakim Olalım!

    Tenis sporunda kullanılan bazı başlıca kavramlar var. Bu kavramların pek çoğu başta İngilizce olmak üzere Avrupa dillerinden geçmedir. Ben de sizler için bazı tenis kavramlarını tek yazıda açıklamaya çalışacağım. Keyifli okumalar! Servis Bir oyuncunun elindeki topu havaya attıktan sonra karşı alana göndermesidir. Ace Servis kullanan oyuncunun attığı topu rakip karşılayamazsa, yani servis kullanan kişinin doğrudan, tabiri caizse kılçıksız şekilde sayı almasına denir. Sayı 0 (love), 15, 30, 40 şeklinde ilerleyen bir puan/sayı sistemi vardır. 40'tan sonraki sayıyı elde eden oyuncu -bazı istisnalar haricinde- o oyunu kazanmış olur. Tiebreak Bir sette tabela 6–6 olduğunda oynanan ekstra oyundur. Tiebreak esnasında puanlama 15, 30, 40 şeklinde değil; 1, 2, 3, … şeklinde ilerler. Tiebreak’te en az 7 puana ulaşmak ve rakibe 2 puan fark atmak gerekir. Set Sayısı Bir oyuncunun seti kazanması için gerekli olan son sayıdır. Bir oyuncu 5–4 önde ise ve son oyundaki skorda da 40–30 önde ise, alacağı son sayı o seti 6–4 kazanmasını sağlayacağından set point olarak adlandırılır. Set Tenis maçları 3 veya 5 set üzerinden oynanır. 3 setin ikisini veya 5 setin üçünü kazanan oyuncu galip gelir. Kadın maçları her zaman 3 set üzerinden oynanırken, erkek maçları da 3 set üzerinden oynanır (Ancak Grand Slam dediğimiz turnuvalarda erkeklerin maçları 5 set üzerinden oynanır) Bir oyuncunun bir seti kazanabilmesi için skorun ez 2 farklı olması lazım örneğin: 6–4 veya 6–2 gibi… Skor 6–5 olduysa oyuna 7–5'e kadar devam edilir. Skor 6–6 olduysa tiebreak oynanır. Avantaj Oyun içerisinde 40–40 beraberli durumunda (deuce) iken oyunculardan birinin bir sayı öne geçmesi durumudur. Aynı oyuncu bir sayı daha alırsa o oyunu kazanmış olur. Eğer avantajlı oyuncu bir sayı daha yapamadan karşı taraf bir sayı yaparsa avantaj bozulmuş olur ve bir taraf iki sayı öne geçene kadar oyun devam eder. Deuce Tenisçilerin bir oyun içerisinde 40–40 berabere kalmaları durumudur. Bu durumda bir taraf iki sayı farkla yenene kadar beraberlik bozulmaya çalışılır. Fault (Hata) Bir oyuncunun servis esnasında topu kortun belirlenen alana düşürememesi durumudur. İlk hatada servis yapan oyuncuya bir yaptırım uygulanmaz, ancak ikinci hatada (çift hata) karşı tarafın hanesine bir sayı yazılır. (Hatanın ilkinde rakip oyuncu hatalı servisi karşılasa bile sayı almaz.) Hold Servis atan tenisçinin oyunu kazanmasıdır. Break Servis atan oyuncunun değil, servisi karşılayan oyuncunun puan kazanmasına denir. Break oluşmasını sağlayan son sayıya ise break point denir. Unforced Error (Basit hata) Rakip tarafından değil, kendi yaptığı vuruş hatasıdır. Forced Error Rakibin iyi bir servis veya oyun içinde atış yapması nedeniyle karşılanamayan, zorlandıran vuruşa denir. Let Servis esnasında topun kortun ortasında duran ağa dokunup doğru bölgeye düşmesidir. Servis geçerli sayılmaz ve yinelenir. Puan kazanan taraf olmaz. Match Point Herhangi bir oyuncunun maçı kazanması için gerekli olan son sayıdır. Oyun Bir oyuncu 4 kez sayı yaptığında bir oyun kazanmış olur. Oyun esnasında puanlama -tiebreak haricinde- 15, 30, 40 şeklinde ilerler 6 oyun kazanan oyuncu ise bir set kazanmış olur Rally Oyuncuların topa sıra ile birden fazla hatasız şekilde vurmasıdır. Retirement Oyuncunun herhangi bir nedenle maç esnasında oyunu bırakmasıdır. Eğer oyuncu maç başlamadan bırakırsa bu duruma “walkover” denir. Her ikisinde de çekilen oyuncu mağlup sayılır.

  • Beşiktaş, Ajax Deplasmanında Farklı Mağlup Oldu!

    UEFA Avrupa Ligi’nde mücadele eden temsilcimiz Beşiktaş, bu yıl ilk kez gerçekleşen UEFA Avrupa Ligi lig sistemindeki ilk maçında Hollanda temsilcisi Ajax’a 4-0 mağlup oldu. SİYAH-BEYAZLILAR BU SEZON MAĞLUP OLMAMIŞTI! Siyah-beyazlı takım, bu sezon tüm kulvarlarda oynadığı 8 maçta hiç mağlubiyet yaşamadı. Beşiktaş, Trendyol Süper Lig, Turkcell Süper Kupa ve UEFA Avrupa Ligi elemelerinde çıktığı 8 müsabakanın 6'sını kazanırken, 2'sinde ise berabere kaldı. Bu karşılaşmalarda 24 gol atan siyah-beyazlılar, kalesinde ise 8 gole engel olamadı. Pazar günü Süper Lig’de Eyüpspor’u evinde 2-1 mağlup etmeyi başaran ve namağlup unvanını koruyan Beşiktaş, UEFA Avrupa Ligi’ndeki ilk maçında Hollanda temsilcisi Ajax ile karşılaştı. Avrupa’da uzun süre kalmayı düşünen siyah-beyazlılar, yeni formatta ilk maçına çıktı.  26 Eylül Perşembe günü TSİ 20.00’de başlayan karşılamayı İngiltere Futbol Federasyonu'ndan John Brooks yönetti. RAKİP TAKIMDA TANIDIK İSİMLER... Hollanda ekibinde Türk futbolseverlerin yakından bildiği isimler dikkat çekiyor. Ajax, sezon başında takımın başına Francesco Farioli'yi getirdi. İtalyan teknik adam, 2021-2023 yılları arasında Fatih Karagümrük ve Alanyaspor'da görev yapmıştı.  Amsterdam ekibinin kadrosunda milli oyuncu Ahmetcan Kaplan'ın yanı sıra bir dönem Beşiktaş forması giymiş Wout Weghorst ve Başakşehir'de oynamış Bertrand Traore de bulunuyor. KARŞILAŞMANIN 11’LERI; Ajax:  Pasveer, Rensch, Sutalo, Baas, Hato, Fitz-Jim, Henderson, Taylor, Traore, Godts, Brobbey. Beşiktaş : Mert Günok, Svensson, Paulista, Uduokhai, Masuaku, Al Musrati, Onana, Rashica, Gedson Fernandes, Rafa Silva, Mustafa Erhan Hekimoğlu. JEAN ONANA VE GENÇ MUSTAFA 11’DE BAŞLADI! Beşiktaş'ın 17 yaşındaki santrforu Mustafa Hekimoğlu, kariyerinin ilk Avrupa Ligi karşılaşmasına Ciro Immobile'nin yerine ilk 11'de başladı. Geçen sezon isteneni veremeyince Marsilya’ya kiralanan Onana bu sezon ilk kez 11’de yer buldu. AJAX, BEŞİKTAŞ’A YENİLMİYOR. Ajax, Beşiktaş ile oynadığı 6 karşılaşmanın tamamını kazandı. Siyah-beyazlılar, Hollanda temsilcisiyle Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası (1966), UEFA Kupa Galipleri Kupası (1993) ve UEFA Şampiyonlar Ligi'nde (2021) olmak üzere toplam 6 kez karşılaştı ve bu maçların hepsinde sahadan yenilgiyle ayrıldı. Ajax, Beşiktaş’a karşı oynadığı tüm maçlarda üstün gelerek, 14 gol atarken siyah-beyazlılar yalnızca 3 kez gol sevinci yaşayabildi. AJAX BASKIN TARAFDI! Maça 4-2-3-1 dizilişi ile sahaya çıkan Kara Kartal, ilk dakikalarda kendi sahasından paslaşarak çıkmaya çalışan Ajax’a ön alanda baskı yaparak zorluklar yaşattı. Uduokhai’nin uzun pasında savunma arkasına sarkan Mustafa sol çaprazdan ceza sahasına girdi ancak dar açıdan yaptığı vuruşta top auta çıktı. Baskıyı kıran Ajax bekleriyle  üst üste pozisyonlar yarattı. Renchs ve Hato sık sık içeri katederek Beşiktaş savunmasın zorladı fakat Mert Günok gole izin vermedi. Kanatları Bertrand Traore ve Mika Godts ile Beşiktaş defansına baskı yapan Ajax çok net pozisyonlar bulmaya başladı ve sonuç olarak Godts’un pasıyla sol çaprazdan ceza sahasına giren Taylor’ın sol ayağıyla yerden yaptığı orta arka direkte Fitz-Jim’in önünde kaldı ve Fitz-Jim sağ ayağıyla topu ağlara gönderdi, Ajax’ı öne geçirdi. İlk yarının geri kalanında etkisiz oyununu devam ettiren Kara Kartal, ilk yarıyı isabetli şut çekemeden tamamladı. TEMSİLCİMİZ İKİNCİ YARIDA DA TOPARLANAMADI! İkinci yarıya değişiklikle başlayan temsilcimiz 45+1'de rakibin formasını çekerek sarı kart gören Mustafa yerine, Ciro Immobile ile başladı. İkinci yarıya da baskın başlayan taraf Ajax oldu. Hızlı gelişen Ajax atağında Traore ceza sahası sağ çaprazdan arka direkte bulunan Godts'a pasını aktardı. Godts, Mert'le karşı karşıya pozisyonda Mert'in solunda plase bir vuruşla topu ağlara gönderdi ve farkı ikiye çıkardı. Daha 2. golün şokunu atlatamayan Beşiktaş kalesinde 3. golü gördü. Brobbey'nin pasında Taylor ceza sahası dışından sol ayağıyla sert vurdu ve Mert'in solundan topu ağlara gönderdi. ESKİ SEVGİLİ OYUNA GİRDİ. Maçın 70. dakikasında Beşiktaş‘ın eski santraforu Wout Weghorts, Brobbey yerine oyuna dahil oldu. Maçtaki kontrolünü tamamen kaybeden Beşiktaş, maçın geri kalanında kendi yarı sahasından çıkamadı. Hızlı gelişen Ajax atağında Rasmussen sağ kanattan ceza sahasına girerek arka direğe yaptığı ortaya Mert'in müdahalesine rağmen Godts sağ ayağıyla vurdu ve takımının 4. kendisinin ise 2. golünü kaydetti. İSABETLİ ŞUT ÇEKEMEDİK! Temsilcimiz Beşiktaş, maç boyu çektiği 4 şutta da isabet bulamazken rakip takım çektiği 17 şuttan 9 tanesini kalemize isabet ettirmeyi başardı. SIRADAKİ MAÇA... UEFA Avrupa Ligi’nde bir sonraki maç ise 3 Ekim Perşembe günü saat 20.00’de Bundesliga’nın güçlü ekibi Frankfurt ile Tüpraş Stadyumu'nda yapacak.

bottom of page